• önemli yönetmenler, önemli filmler, önemli aktörler çıkaran sinemadır. mizahı kendine has, hatta bazen karadır. iş dramaya geldi mi de, dibine kadardır!
  • bölgedeki yerel müziğin vuruculuğunu da arkasına alıp izleyeni dram yüklü hikayesiyle yıkıp geçebilen örnekleriyle dolu sinemadır. bazen farklı coğrafyadan ama aynı kültürden biri gelir* seni hikayeleriyle ** darmaduman eder.
  • yunanistan > theodoros angelopoulos

    * yeniden canlandırma (bkz: anaparastasi)
    * 36 günleri (bkz: meres tou 36)
    * kumpanya (bkz: o thiasos)
    * avcılar (bkz: i kinighi)
    * büyük iskender (bkz: o megalexandros)
    * kitera'ya yolculuk (bkz: taxidi stin kythira)
    * arıcı (bkz: o melissokomos)
    * puslu manzaralar (bkz: topio stin omichli)
    * leyleğin geciken adımı (bkz: to meteoro vima tou pelargou)
    * ulis'in bakışı (bkz: to vlemma tou odyssea)
    * sonsuzluk ve bir gün (bkz: mia aioniotita kai mia mera)
    * ağlayan çayır (bkz: to livadi pou dakryzei)
    * zamanın tozu (bkz: i skoni tou chronou)
    * öteki deniz (bkz: l'altro mare)
  • daha önce #75544852 şeklinde yazmıştım ama buraya da yazayım dedim . umut fakirin ekmeği

    siyasal ortamın topluma yansımasını içeren ( goodbye lenin tarzında da olabilir bu yansıma ) (bkz: good bye lenin) mümkünse içerisinde bir göç süreci de barındıran modernden ziyade(modern olsa da daha çok 89 öncesinin işlendiği ) eski filmlere ihtiyacım var doktora tezim için . tercihen ingilizce alt yazılı (türkçe bulunmaz diye tahmin ediyorum .)

    aklında olan , buna bakabilirsin diyenler bi mesaj kutusunu yeşillendirebilir mi ?
  • bosna - hersek özelinde ele aldığımızda;

    "siyasi ve kültürel gelişmeler ve değişimler balkan coğrafyasında tüm yaşamsal öğelerin seyrine yön vermektedir. bu durum, yüzyıl içerisinde üç savaş görmüş, bosna-hersek sinemasının seyrini de etkilemiştir. “lumiere kardeşlerin aralık 1895 tarihindeki ilk sinema gösterimlerinin altı ay sonrasında, andre carre ve jules giren’in 06 haziran 1896 tarihinde, yugoslav krallığı döneminde, belgrad’da, ilk kısa metrajlı film gösterimleri, balkanlar’da sinemanın başlangıcı olarak kabul edilmektedir’’
    “bosna-hersek ise sinema ile 27 temmuz 1897 tarihinde, saraybosna’da düzenlenen ilk film gösterimiyle tanışmıştır."
    aynı yıl, ileride birçok yapıma katkı sağlayacak bosna film şirketi kurulmuştur. 1950 yılında ise samac-sarajevo belgesel filmi ismini dünyaya duyurarak, bosna-hersek sinemasının gelişimine öncülük etmiştir.

    1951 yılında major bauk (bauk usta), 1955 yılında hanka (hanımağa), 1958 yılında crni biseri (siyah inci) filmleri ile bosna-hersek sinemasının temellerini oluşturan belgesel yapımlarının dışına çıkılabilmiştir. 1960 yılına gelinde, bosna-hersek sineması, üzerindeki ataleti atarak, yüzden fazla belgesele ve otuz beş adet de sinema filmine imza atmıştır.
    filmlerin türleri genel olarak nostalji, savaş filmleri ve büyük prodüksiyonlu filmlerden oluşmaktaydı. dönemin en güçlü ve spesifik filmlerine ve bosna hersek sinema tarihine imza atan yönetmenler; “hajrudin šiba krvavac, gojko šipovac, bato cengic, ivica matic, bora draskovic, mirza ıdrizovic, vlatko filipovic i vefik hadzismajlovic’’tir

    1966-1969 yılları farklı bakış açıları ile
    üretilen, savaş filmlerinin başka türlü yorumlandığı ve orson welles gibi dünya çapında ünlü sinemacılar ile çalışılan ve ortak yapımların gerçekleştiği yıllar olmuştur. 1970’lı yıllara gelinmeden siyah dalga akımı, belgrad ve zagreb stüdyoları kadar etkin şekilde işlenmese de bato cengic’in, bora draskovic’in ve ivica matic’in sistemi eleştiren ve politik tarzdaki filmleri, tito yönetimini ve komünist partiyi rahatsız etmiş ve yasaklanmıştır.

    1980’li yıllar ise bosna-hersek sinema tarihinin en başarılı yapımların
    gerçekleştiği, en kaliteli ve tanınmış dünya çapında ödüllerin alındığı filmler ile
    anılmaktadır. emir kusturica, mirza idrizovic, ademir kenovic ve vesna ljubic
    isimlerinin damga vurduğu yapıtlar, dünya sinema tarihine girmişlerdir. 1980’li yıllar,
    birçok festivallerde ödüllerin alındığı, sinemanın endüstrileştiği ve ülke kalkınmasına da katkı sağladığı yıllar olarak bosna-hersek sinema tarihine kaydedilmiştir. siyah dalga akımının da sona ermesi ile birlikte, başta bato cengic olmak üzere yönetmenlerin sahneye döndükleri yıllar olmuştur. bosna-hersek edebiyat tarihinde de önemli yeri olan, sevdalinka müziklerinin de en önemli emekçisi ve koruyucularından biri olan, yazar ve senarist abdullah sidran da bosna-hersek sinemasına destek veren isimlerden olmuştur.

    1990’lı yıllara gelindiğinde, yugoslavya’nın dağılma süreci
    gerçekleştiğinden tüm cumhuriyetlerde sinema disiplininde bir duraklama dönemi
    yaşanmıştır. ancak, bosna-hersek dört yıla yakın bir süre savaşın merkezi olduğundan, yaşamanın mucize olduğu savaşın acı günlerinde, sinema adına çalışmalar gerçekleştirebilmek mümkün olamamıştır. yaşadığımız yüzyılın en kanlı savaşı olan bosna savaşı süresince, kısıtlı bütçeler ile çekilen filmlerin hemen hepsi işgal altındaki şehrin mekan olarak kullanıldığı, savaş anekdotlarının hikayelendirildiği, belgesel niteliğindeki çalışmalardan oluşmuştur. 1996 yılında yapımına başlanan, ancak 1997 yılında tamamlanan ademir kenovic’in yönettiği, svrseni krug (kusursuz çember) filmi dönemin en bilinen ve en zor çalışılan filmlerinden biri olmuştur. bosna savaşı sırasında, bosna sineması’nı yaşatmaya çalışan ve en zor koşullarda çalışmalarına devam eden “pjer zalica, srdan vuletica, aida begic, elmira jukica, jasmila zbanic, ahmed ımamovic, nedim alikadic ile nihad ve sead kreševljakovic’’ (kardeşler) isimleri savaş yıllarının genç yönetmenleri
    olarak bosna-hersek sinema tarihi içerisindeki yerlerini almışlardır.

    2000’li yıllara gelindiğinde ise ismini bosna-hersek sinema tarihine altın
    harfler ile yazdıran danis tanovic, her ne kadar prodüksiyonu bosna-hersek’te
    gerçekleştirilemese de dönemin koşulları düşünüldüğünde, bosna-hersek sinema
    tarihinin en çok ödül alan filmlerinden biri olan nicija zemlja (tarafsız bölge-no mans
    land, 2001) filmi ile cannes film festivali’nde, filmini taçlandırdığı ödülü ile
    sinemada yeni bir dönemin başlangıcını gerçekleştirmiştir."

    alıntı: http://dergipark.gov.tr/…wnload/article-file/172405
  • istanbul, bayrampaşa'da bir sinema.
  • olmasaydı film festivalleri olmazdı gibime geliyor. bulgarlar, yunanlar, sırplar, bosnalılar hepsi çok başarılı. teknoloji geliştikçe sinema geriledi ne yazık ki. görsellik gibi şeyler konunun önüne geçti. siz de holywood filmlerinden pek haz etmeyenlerdenseniz, uçmalı, kaçmalı, vurmalı filmleri pek sevmiyorsanız balkan sineması sizler için çölde bir vaha.
hesabın var mı? giriş yap