• yaşanmış olan ve yaşanmakta olan bir çok hayattan sadece bir tanesi. esasında özel olmayan ancak vaz geçilemeyen.

    bir hayat düşün
    tek detay sensin
    bir hayat düşün
    üzerinde kalem çizgilerini tutan
    bir hayat düşün
    var olmadan olan
    bir hayat düşün
    sorumlu olduğun
    bir hayat düşün
    çekip gidemediğin
    bir hayat düşün
    düşüncelerinin kafana sığmadığı
    bir hayat düşün
    tek suçlu olduğun
    bir hayat düşün
    öfkene yenik düştüğün
    bir hayat düşün
    azmini kaybettiğin
    bir hayat düşün
    kökü olmayan
    bir hayat düşün
    numune sevgileri barındıran
    bir hayat düşün
    inancını kaybettiğin
    bir hayat düşün
    duman misali yok olan
    bir hayat düşün
    hep uzaklarda olan
    bir hayat düşün
    birlikteliği çağıramadığın
    bir hayat düşün
    silgilerin kontrolünde
    bir hayat düşün
    başaramadığın
    bir hayat düşün
    belki de yaşamadığın
    bir hayat düşün
    düşünemediğin küçük aklınla

    bir hayat düşün
    tüm kötüleri barındırırken
    kucağında çocuğunu tuttuğun....

    o zaman bir daha düşün
    bu hayatı geri verirmiydin ?

    (bkz: hayatın içinden bir ses)
  • maupassant'ın şükela eseri...

    --- spoiler ---

    "birden julien iki eliyle karısını omuzlarından tuttu ve bütün ağzıyla, kızın daha önce hiç yaşamadığı derin, ıslak bir öpücük kondurdu. öpücük jeanne'ın damarlarına, hatta iliklerine kaar işlemişti. öyle tuhaf bir titreyişle sarsıldı ki farkında olmadan iki koluyla birden ittiği julien'in sırt üstü düşmesine neden oldu. julien ona susamış gibi, çılgınca üzerine atılıp onu kollarına aldı. aceleci, acıtıcı, çılgın öpücükler jeanne'ın bütün yüzünde, gerdanında geziniyor, okşamalardan boğulacakmış gibi hissetmesine neden oluyordu. ellerini açmış, ne kendisinin ne de diğerinin ne yaptığını anlayamadan, bir şeyleri anlamasını engelleyen allak bullak olmuş kafasıyla hareketsiz duruyordu. ama ani bir acıyla içinin yırtıldığını hissetti. kendisine zorla sahip olan kocasının kollarında kıvranarak inlemeye başladı. ruhunun en derinlerine kadar umutsuzlukla doluydu. o kadar farklı hayal ettiği bir hazzın yanılgısı, yerle bir edilen, parçalanan mutluluk beklentisinin hayal kırıklığı içindeydi: 'işte karısı olmaktan anladığı bu. yalnızca bu! yalnızca bu!'"
    --- spoiler ---

    tolstoy, sanat nedir adlı kitabında maupassant'a derin eleştiriler dizer ancak bu romanı ve adını hatırlayamadığım başka bir öyküsünü ayrı tutar.

    hatırlama editi: diğer eseri 'yalnızlık'
  • olay öyküsünün öncüsü sayılan guy de maupassant'ın bu kitabı, tolstoy tarafından da ayrı bir yerde tutulmakla birlikte, yazarın gözlemciliği, betimlemeleri, olay örgüsü, natüralistliği, evrensel ve zamansız başlıklarıyla dikkat çekmiş bir kitabıdır.

    kitapta bahsedilen ana başlıklara şöyle bir bakıldığında evlilik, din, kilise (engizisyon), aldatma ve aldatılma, kadının evlilikteki konumu, eğitim, genetik, soyluluk ve köylülük, anne ve çocuk ilişkisi, sömürü, vefa, umut ve bakış açısı...

    görüldüğü üzere yazarın o kadar geniş bir yelpazede ele aldığı başlıklar bile kitabın zenginliğinin göstergesi sayılabilir. birkaç soruyla kitabı derinleştirmek gerekirse;

    * genç kızları hayattan soyutlayıp yıllarca manastırda ulvi hayata hazırladıktan sonra yaşanan hayata ayak uydurmasını beklemek sağlıklı sonuçlar verir mi?
    - ilk hoş bulduğu adamla evlenme gafletine düşen bir genç kız olan jeanne'in hayatını karartacaktır. hayat uzaktan öğrenilemez. karma eğitim!

    * evlilik erkeğe tecavüz hakkını verir mi? kadının soylu olup olmaması bu durumu değiştirir mi?
    - evliliğe hazır olunmadığında ve birbirini tanımadan evlenildiğinde bir canavarla karşılaşma ihtimali bakidir. jeanne ne kadar soylu da olsa durum değişmez. soylu olmayan ve bir hizmetçi olan rosalie için durum çok daha vahim olsa da ona acıyan yine vicdanlı bir avuç insan olmamış mıdır?

    * aldatıldığını bilen bir kadın ne yapmalıdır?
    - isyan! sonuç: aile ve din baskısıyla affetmek zorunda bırakılma. bir sonraki aldatılmada ise derin sükut... ne kadar tanıdık!

    * dış görünüşe değer verenlerin sonu nedir?
    - soylu ya da hizmetçi farketmeksizin yıkım! kitabın yazıldığı zamanın üzerinden uzun yıllar da geçse hala en büyük hata sebebi olarak varlığını sürdüren bir durum değil mi?

    * dinlerin hayat üzerine etkileri ne kadar olmalı? radikalizm ve kilise etkisi nasıl?
    - yaşlı rahibin gördüğü hataları affedip yok sayması insanları gerçekten de dine ve kiliseye yaklaştırıyor mu yoksa bu kilisenin tamamen yok sayılmasını engellemek için bir kurnazlık mı? genç rahip doğayı ve insanın kusurlarını acımasızca cezalandırma gayretinde bulunarak gerçek dinin mi yayılmasını sağlıyor yoksa tamamen kiliseden uzaklaştırdığı insanları dinden de mi soğutuyor? tüm büyük dinlerin ortak açmazı...

    * dini eğitimin özü tek tipleştirmek ve toplumun istediği boyun eğen insanı yetiştirmek midir?
    - evet, aksi takdirde toplumun yok saymasıyla yalnızlaşan bir birey yaratılır ve buna güçlü bir ruha sahip olmayan birey dayanamaz. direnmek nereye kadar sürer?

    * kötülükler genetik midir?
    - kitabın beğenmediğim belki de tek bakış açısı sanırım bu. paul'un babasının izinden gitmesi...

    * iyi bir ahlakla yetiştirilmemiş bir evladın aile üzerine etkisi nedir?
    - maddi ve manevi her türlü yıkım, ölümle sonuçlanacak hastalıklar, sömürü, hüzün, acı...

    * ufacık bir iyilik dönüp dolaşıp iyilik sahibini bulur mu?
    - vefa hayatı değiştirebilecek kadar büyük bir güçtür. hayata bakış açımızı değiştirdikçe hayatımızın ekseni de değişecektir.

    kitaptaki jeanne'nin intiharı düşündüğü anda ailesini düşünerek vazgeçmesi ile maupassant'ın annesini düşünerek intihar fikrini uzun süre ertelemesi de dikkat çekici bir detay. ayrıca iri yarı olan ve karısına aşkla bağlı olduğu halde aldatılan ve intikamını alan, naif ve duygusal komşuları kont ile de özdeşim kurduğu sezilmekte.

    kitabın sonundaki umut insanın yüreğine sıcacık bir tohum ekiyor. hayattan ümidi kesmemek gerektiğini hatırlatıyor ki kendisi defalarca intihar girişiminde bulunup akıl hastanesinde hayata gözlerini yummasına rağmen.
  • "iki hayatımız vardır, ve ikincisi sadece bir hayatımız olduğunun farkına varmamızdan sonra başlar." konfüçyus

    (bkz: iki hayat)
hesabın var mı? giriş yap