• felsefe mezunu olup, ardından rocker olarak yüksek lisans eğitimi almaktadır.
  • yuxexes ve dream dergi de müzik yazarlığı yapan* favori avcısı.
    daha fazlası için (bkz: ashwinder)
  • ayni zamanda tasarımcı zeynep fadıllıoğlu'nun asistanı olan bir çalışkan insan.
  • nisan ayi itibari ile yuxexes dergisi yayin koordinatoru olmuş müzik ve felsefe aşıgı. aynı ay içerisinde jethro tull*, agua de annique* , apocalyptica ve vanilla sky röportaji yapmış * hatun. okudugum en basarılı teoman röportajlarından birine imza atmakla kalmayıp, muhtesem bir simple plan yazisi da yazmıştır.

    uzun süredir kafasını mesgul eden varoluşçuluk mevzusuna dokundurduğu şöyle de bir yazısı vardı:

    "nerde veya kimle olduğunun ne zaman önemi oldu ki? insanın mutluluğu imgelemindedir dememiş mi heidegger. nerde olmak istersen orda, kimle olmak istersen onla olursun kendi imgeleminde, kendi hikayende. zaman geçer, yer değişir ama imgelemin hep seninledir. kendi uzay-zamanında kendin kurarsın yaşamını. gerisi boşluktur. hepimiz düşeriz. bulantı sartre'a, yabancılaşma camus'ya mahsus değildir. neliğini çözemeyip tanımlayamasak da zamanla hepimiz birer yabancı oluruz yaşama.

    beni yabancılaştıran hep sevgim oldu. kimseyi üzemedim ben, hep iyi olmak istedim. lüzumsuzmuş! belki de fenomenolojist olup kalmalıyım kendi hayatımın içerisinde?!

    aposteriori yaşamanın yoruculuğundan bıkmışken ben, hayatım sensörlerle korunsun isterdim. mutsuzluk burada dur yaklaşma! dıt dıt dıt.. boşvermeli bu sensör işini.. disosiyatifçe bölünmeye devam etmeli.. hayır, şizofren olmayacağımı biliyorum. şizofren aşklarım olsa da ben olmayacağım. asla ortalamalarla yetinemedim. ya hep ya hiççilerdenim.. öyle belirgindi ki hislerim aslında.. hem, hissetmek değil mi sanki özün temeli? varlık raslantıysa, raslantılara inanmayan ben, nasıl temellendiririm yaşamımı? hangi zemine oturturum? varlığımın ve yapıp etmelerimin bir anlamı olduğuna inansam da, savunamam. kendimi kandırırım. çünkü bazen yoktur işte.. sadece yoktur! kesmeli bu "anlam avcılığı"nı!

    -meli..

    -malı..

    hayır duymuyorum sizleri... duymuyorum... "
  • insanı şaşırtmakta dur durak tanımayan hatun. müzik yazarlığı, yayın koordinatörlüğü derken bir de dream tv'de sunucu oldu bu deli. dream haber ile başladığı macerasına yeni süpersonik programı evdeki ses ile devam eden cimcime. dream tv'nin sitesinde de kendi hikayesini şöyle anlatmış:

    "2008 yılında 23 yaşında olma sendromunu yaşadığım şu günlerde, 23 yaşıma dair özel bir şeyler olması gerektiğine öyle çok inanmışım ki – ne de olsa 23 önemlidir hayatta, ya en iyisi olur ya en kötüsü-, beklenmedik bir anda katılıverdim dream tv ailesine. 23 benim için en iyilerindenmiş. :)

    çocuk yaşımda ninni niyetine dinletilen joan baez ile tanıştığım müziğin, hayatımın tutkusu, ardından da işimin ta kendisi olabileceğine de inanmazdım o zamanlar. annemin her gece dinlettiği the animals’lar, the shadows’lar ile geçen çocukluğumun ardından ortaokul döneminde tanıştığım slayer ve iron maiden ile başlayan metal yolculuğum, lise başlangıcındaki hardcore, nu metal furyasına kapılmak ile devam etti. ve hemen ardından hayatıma giren punk ile tam da 17’lerimde kendimi buldum. new school pop punk ve türevleri, bugün hala ‘ne dinlersin’ sorusunun cevabıdır sanırım. üniversite sınavlarına hazırlık süresinde used’dan daha iyi bir dost varmıdır ki? zemine düşen gözyaşlarına simple plan’den, rufio’dan veya dashboard confessional’dan daha iyi birer arkadaş? elbette üstüne eklenen indie ve bilumum türevler oldu. hala sebebini çözemediğim bir ‘fin’li grup sempatim’ de mevcuttur üstelik.

    zaman geçer ve ben büyürken, hayatıma giren ikinci tutku ise felsefe oldu. bir anda, bir kararla doğup büyüdüğüm istanbul’un göbeğinden, senelerce evim bildiğim taksim’den, kocaeli’ne okumaya gittim. şu güne dek hayatımda verdiğim en doğru karardı sanıyorum. 4 senelik yoğun ve mutlu, bir o kadar da huzurlu geçen felsefe eğitimime hala bir gün devam etmeyi istiyorum. üniversitenin ilk haftasında aktif üyesi olduğum müzik kulübünün sonraki senelerinde yönetiminde bulunup pek çok organizasyon, konser, söyleşi, imza günü ve bahar şenliğine imza atıp bir de hayata geçirmeye gönülden inandığım bir dergi hayaliyle yaşadım. kısmet mezuniyetimeymiş. mezun olduktan kısa bir süre sonra lise yıllarında birlikte çalışmaya başladığım güven erkin erkal ile yeniden kesişen yolların sonrasında, önce yüxexes hemen ardından da dream dergi’de müzik yazarlığına başladım. bir süre sora ise, yüxexes’in yayın koordinatörü olarak buldum kendimi. hayatın bizler için ne hazırladığını asla tahmin edemezsiniz derken işte şimdi sizlerleyim. artık yalnızca dergi sayfalarından değil, ekranın da tam karşısından sesleniyorum sizlere.

    geriye yazacak ne kaldı bilemiyorum... bir şeyler daha vardı sanki. ah evet! katlanılması zor yönetmenlerin özellikle le conte, bertolluci ve bergman’ın hastasıyım. fransız ekolüne gönülden bağlıyım. varoluşçuluk felsefesi ile kafayı bozduğum dönemlerden beri, gerek sinemada gerek edebiyatta ve elbette felsefede yarattıkları akımlar ve ortaya koydukları eserlere hayranım. bir gün fransızca öğrenmek bir diğer hayalim. :) hem, paris’in new york’dan daha güzel bir şehir olduğuna karar vermek de oldukça zor oldu. ama ruhu ile bir şehir kendine ancak böyle aşık edebilirmiş! dünya şehirlerine olan merakım isveç, amerika, danimarka, italya, almanya, macaristan, malezya, çin hatta tayland’a kadar sürükledi beni. turist olmayı seviyorum demekten ziyade gezgin olmayı diliyorum diyebiliriz. yollarda okunması farz kitaplara dune, dinlenmesi farz müziklere ise notwist’i ve the gathering’i koyabilirim.

    son olarak, hala peluş bir ayıcıkla uyuyorum, aposteriori yaşıyorum ve sizlerle birlikte bir şeyler paylaşmaktan, müzik için bir şeyler yapmaktan en önemlisi hayalimi izlediğim yerde çalışmaktan çok mutluyum!"
  • sevdiği müzik konusunda yapabileceklerinin henüz çok az bir kısmını yapabilendir... önümüzdeki zamanlarda sesinin daha da yükseleceğine eminim...

    birsen, birdir...
  • çok da fotojenikdir ayrıca..
  • aileme aldığım notu anlatmaya çalışırken aldığım cevaptır.
  • roxette'in beş kişiden oluştuğunu sanmakta, bunu canlı yayında iddia edebilmekte, düzeltmeye çalıştığınızda "hayır dostum yanılıyorsun" diye üste çıkmaya çalışabilmektedir.
  • kendisiyle yapılmış bir röportajda bilmiş bilmiş konuşup beni derliten bibip*

    röportaj için buyrunuz http://dergi.sebokolik.com/…irsen-birdir-roportaji/

    bir de bu şu aralar pek bir mutlu *
hesabın var mı? giriş yap