*

  • günün birinde annesi küçük adamın dolaba tıktığı ordan burdan toplama ıvır zıvır şeyleri temizlemeye başlar ve aslında hepsi de küçük adama çok ama çok lazım olan bu şeylerin atılması ihtimali, yakışıklımın mahvına sebep olur. derken küçük kahramanım ne kurtarsam kar diyerek bir tane piriz kurtarır yığının arasından. sonra mutlu olur ve der ki, "bişiy yaparım ben bunla ki..."
  • döküntüler arasına girecek bir şeyin daha alındığını belirten cümle.
  • macgyver ın küçüklüğünde sık sık kurmuş olması muhtemel cümle.
  • (bkz: fırat)
  • arada sırada kinder surprise kutularından çıkan oyuncakların parçalarını birleştirince sarf edilebilecek cümle.
  • bir gün evim çöp eve dönerse işte sebebi bu zihniyettir efenim!
  • ilk karesinde fırat'ın yüz ifadesinin tam olarak hangi psikolojiyi yansıttığını çok merak ettiğim karikatür.
  • her karesiyle kendi çocukluğumu hatırlatan fırat sıpası repliklerinin en güzellerinden..

    öyle bir düşünce yapısıdır ki yaşayan bilir ancak kıymetini.. kırık dökük eski oyuncaklar, sağdan soldan toplanmış hurdalar, karton kutular, ambalajlar, tahta parçaları, çeşitli boy-çap-malzeme*-renk aralığında ip parçaları, teller, düğmeler, kullanılıp atılması gereken her nesne, en güzel oyunların kıymetli ve eşsiz parçasıdır.. dışarıdan bakınca süprüntü gibi görür çoğu insan bunları.. kırık dökük bir sürü ıvır zıvır.. oysa sınırsız hayal gücüyle harmanlanıp bir uzay üssü, bir kovboy çiftliği, bir araba garajı veya savaş meydanına dönüşürler.. sadece bakan, bakmasını bilen görebilir o düğmelerin, iplerin, kırık dökük süprüntünün sırrını..

    kendisine alınan her oyuncağın içini açıp "acaba nasıl çalışıyor ?" diye daha hiç oynamadan evvel keşfe çıkan bilir ancak bu sözün ne manaya geldiğini..

    derken;

    günlerden bir gün hazinelerinizi kocaman bir torbaya doldurup çöpe atarlar..

    tüm hayallerinizi, dünyanızı yok ettiklerinden haberleri yoktur oysa.. "süprüntü"ler bertaraf edilmiştir.. hüzünle köşede ağlayana da "ne üzülüyorsun evladım, hepsi kırık dökük hurdaydı, yenilerini alırız sıkılma" derler bilmiş bilmiş.. sanki bütün dert "yeni" oyuncak sahibi olmakmış gibi.. kendileri için "çöp" olanın sizin için kıymetinin ne olduğu konusunda düşünme gereği hissetmez genelde insanlar.. dünyaya kendi gözlüklerinden bakıp gördüklerini de tek gerçek sanırlar..

    aradan geçen onca sene, ak düşen kıllarınız, evlilik, evlat..vs bile engel olamaz her hatırlayışta hissettiğiniz burukluğa..
hesabın var mı? giriş yap