*

  • 1987 yapımı olan michel khleifi filmi, israil işgali altındaki bir köyde yapılacak bir düğün etrafında gelişir. daha önce düzenlenen gösteriler sebebiyle bölgede sıkıyönetim ilan edilmiş, düğün için izin ancak israilli askerî valinin de düğüne katılması şartıyla alınabilmiştir. aslı celile'de düğündür fakat dilimize "galile'de düğün" olarak çevrilmiştir.
  • 1987'de altın istiridye'yi kazanmış filmdir.
  • toplumsal gerçekçiliğin güzel örneklerinden olan bir filmdir.

    sık sık dile getirdiğim bir husus var: toplumsal gerçekçilik filmlerimizde ve dizilerimizde uzun zamandır görülmeyen bir şey. 2000'lerin başlarından itibaren terk ettiğimiz, unuttuğumuz ve yitirdiğimiz bir olgu. aklı başında olanlar neden 1970'lerin başta hababam sınıfı filmleri olmak üzere çoğu filmi çok beğeniyor? yanıtı basit: gerçekçi ve samimi oldukları için. işte bu bahsedeceğim film de bütün gücünü buradan alıyor. bizde 1960'larda, o dönemde dünyayı kasıp kavuran gerçekçi sinemalarının da etkisiyle, çok başarılı şekilde kotarılmış filmler var. bu tarz sinema 1980'lerin sonlarına dek sürdü, 1990'larda iyice yavaşladı, şu anda gelinen nokta kepazelikten başka bir şey değil. yapılan işlerin çok büyük çoğunluğu samimiyetten ve hakikatten uzak. buna holivudun fantastik ve tümüyle gerçek dışı sinema anlayışını da ekleyin, ortaya hayallerde yaşayan, beyni pelteleşmiş seyirci kitlesi çıkıyor. bu kitlenin sinema diye bildiği şey kandırmaca, hokkabazlık ve gerçek-dışı (sürreal demiyorum bakın ama çok başka bir şey) bir bulamaç.

    gelelim filmimizin konusuna: israil işgali altındaki bir filistin köyündeyiz. oğlunu evlendirmek isteyen muhtar, israilli askeri yöneticiden izin koparmaya çalışmaktadır. köyün isyancıları besleyen ve destekleyen bir köy olması nedeniyle askeri yönetici izin vermeye sıcak bakmıyordur. başka bir yöneticinin akıl vermesiyle muhtarın isteğini kabul eder, bir şartı vardır: askeri yöneticilerden bir ekip ve bir miktar asker ile düğüne gelip katılacak, hem düğün misafiri olacak hem de gelişmeleri takip edecektir. tabii köyde de kendilerini hoş karşılamayacak bir grup vardır. olaylar gelişir. bu coğrafyada geçen ve düğün temelinde gelişen olayları anlatan benzer başka filmler de izledim, bu film de bu konseptteki en iyi örneklerden birisi.

    filmde türklerin bahsi çok geçiyor. züğürt ağa filmindeki dedenin bir benzeri var filmde ve çok şeker bir ihtiyar. sürekli türklerin bu topraklarda olduğunu dönemlerden bahsediyor ve zaman zaman türkçe şarkılar söylüyor. duyduğunuzda epey şaşıracaksınız. başka pek çok melodi de kulağınıza tanıdık gelecek.

    fantastik ve tümüyle hayal dünyasından oluşan filmlerden biraz olsun uzaklaşmak istiyorsanız ya da gerçeği, sadece gerçeği arıyorsanız bu toplumsal gerçeklikten nasibini fazlasıyla almış filmi izleyin derim.

    ha unutmadan, filmin ismindeki jalil'in bizde karşılığı var: celile. bunu jalil şeklinde bıraktığınız an anglosakson yazıma kendinizi tümüyle teslim etmiş oluyorsunuz, yapmayın, etmeyin. bu gözler yapılan çevirilerde damascus'u olduğu gibi bırakan gözler gördü. cahillik kötü bir şey.
hesabın var mı? giriş yap