• çevremde gördüğüm insanların büyük bölümünde olan durum. insanlar mutsuz, tedirgin, öfkeli ve huzursuz. bu virüs ülkeye geldikten sonra ben de bu durumdan muzdaribim.

    internetten haberlere bakıyorum; coronavirüs ile ilgili haberler, videolara bakınca aynı durum, hasta insanlar, ağlayanlar. şirkete gidiyorum, konu ve muhabbet hep aynı 'virüs' , eve gelip tv açıyorum ve yine aynı olaylar, filmler bile virüs üzerine seçilmiş gibi. dışarı çıkıp 2 bardak çay içeyim desen yok. arkadaşlarla buluşmak zaten ayrı bir risk.

    bende oluşturduğu etkiler;
    öncelikle sosyal bir insan iken sadece ev ve iş arası mekik dokuyorum.
    bütün gün uykusuz dolaşıp, gece uyuyamıyorum. kendimi halsiz ve yorgun hissediyorum.
    çoğu olaya olumsuz bakar oldum. hoşuma giden şeyler bile artık sıkıcı gelmeye başladı.
    bu gün şirkette bir kişi sırf grip diye ağladı. eve gitmek istemiyor, hastaneye gitmek istemiyor. o nu görünce iyice moralim sıfırlandı. (şirketimiz zorlamıyor. en küçük bir belirtide işe gelmeyin, dinlenin diyorlar)
    iştahım fazlasıyla açıldı ve öküz gibi yemek yer oldum.

    bu belirtilerin bir çoğu yakın çevremde var. aman bize gelirse diye çocuğu için üzülen, annesi rahatsız diye üzülen vs. bir sürü insan daha duygusal ve korkar bir şekilde. küçücük çocukların bile psikolojisi etkilenmiş. haberlerin ve internete bazı platformların virüs olaylarında biraz daha duyarlı olması gerektiğini düşünüyorum.
    virüs öldürmese bile bu psikoloji öldürecek gibi.
  • covid-19'dan ziyade ekonomiyi çok düşünmemizden psikolojimiz bozuk. biz abd değiliz devlet 1000 dolares versin her birimize.

    kolonya ve bedava maske ile yetineceksin o da 60 yaş üzeriysen.
  • katıldığım durumdur. kesinlikle ruhsal durumumuzu alt üst etmiştir. sürekli pompalanan panik hali, sosyal medyadaki
    viraller, yalan yanlış bilgiler vesaire derken iyice paranoyak hale getirdi milleti. bir yetkili de(bilim insanı, siyasi farketmez) adam akıllı hastalığın seyrini dile getirmiyor getiremiyor. belirsizlik içinde olduğumuzdan dolayı da panik hali iyice artıyor.
    öyle bir algı oluştuki sanki aids gibi virüs yerleşiyor ve bir daha hiç çıkmıyor vücudumuzdan. inşallah bir an önce durur salgın da psikolojik durumumuz bi nebze olsun düzelir.
    ayrıca bu virüs vucutta kalıyor mu bilen varsa yeşillendirirse sevinirim
  • başlık çok rağbet görmemiş fakat gerek bireysel gerek toplumsal olarak etkileri zamanla ortaya çıkmaya başliyor.

    ilk düşündüğüm insanları bir komplo teorisi havuzuna atması oldu. hergün komplo üretir olduk. hicbir bilgiye inanmiyoruz. guvenimiz yok. bunun yanında doğadan gelen bir salgın karşısında aciz durumlara düşmemiz. bilimin (ilk etapta), dinimizin, inandığımız herşeyin çaresiz kalması.

    sevdiklerimizi kaybetme korkusu, acaba virüs kaptım mı korkuları daha birçok psikolojik etkisi var. umarim salgın süresi uzun sürmez.
  • her sabah hasta mıyım korkusuyla uyanıyorum, evde biri hapşırsa telaştan kalp krizi geçirecek gibi oluyorum. zihnimin bir yanı daimi olarak bu korkuya yoğunlaşırken bir yanımda benden yapmam beklenen ödevleri, sorumlulukları halletmeye çabalıyor. bütünümü veremiyorum yaşamaya fakat en azından.. en azından ne bilmiyorum. en azından evimdeyim, ailemleyim, karnım aç değil, yaşıyorum..

    benim gibi hissedenlere verebileceğim tek teselli; bütün insanlık ile birlikte aynı gemide olduğumuzdur. herkes aynı korkuları yaşıyor. belki kimisi biraz daha umutlu bakıyor geleceğe kimisi biraz daha karamsar. umuyorumki bunuda atlatacağız, eğer inançlıysanız ona yönelmenizi değilsenizde size her kim ya da ne evde hissettiriyorsa ona ulaşmaya çalışmanızı öneririm.

    ben öyle yapmaya başladığımdan beri daha iyiyim.
  • allah allah oysa psikolojimizi düzeltmesi ve moral vermesi lazımdı. çok ilginç. başlık sahibinin bizi aydınlattığı bir hakikattir.

    ben de diyorum niye biraz canım sıkkın, oysa salgın da var, moralimin düzgün olması lazımdı. şimdi taşlar yerine oturdu. bu salgın geçince tespit sahibine nobel psikanaliz ödülü ve 2.5 milyon lira ödül verilmeli. change.org kampanyası başlatıyorum en kısa zamanda.
  • herkesi bir yerlerinden yakalayan virüstür. benim ve çevremin henüz akciğerlerini yakalayamadı fakat iş ile ilgili bir çok kolunu kırdı. ciğerlerini değil fakat umutlarını söndürdü.
  • ağzımıza sıçtı afedersin.
  • kendimi bildim bileli aşırı pozitif bir insanım; olduğu kadar olmadığı kader diye düşünür, hayatın bana getirdiklerini de hep pozitif karşılamaya çalışırdım. hani hastalığım dışında çok da zor bir yaşamım yoktu, basit sade bir hayat. ancak, şu son 5-6 ayda, hayatımdaki en basit-kolay şeyler olarak düşündüğüm okul- iş gibi unsurların dahi kaosa dönüşmesi beni artık yıpratmaya başladı. yavaş yavaş girdaba çekiliyor gibiyim ki, benden daha hassas olan insanların ne halde olabileceklerini düşünemiyorum bile.
  • evde oturmayı vakit geçirmeyi çok seven biriyim ve dışardayken evime gideyip güzel güzel bir şeyler yapayım diye planlar yapardım dışardayken.

    şu anda ev üstüme üstüme geliyor. mümkün olsa akşama kadar kaldırımda oturup bilgisayarım kucağımda çalışacağım.

    artık bitse de kurtulsak diyorum ama daha 6 ay oldu, sürecin başında bile ortalama 1,5 sene deniliyordu normalleşme için, 1 sene daha nasıl geçer bilmiyorum.
hesabın var mı? giriş yap