*

  • bilindiği gibi, her ne kadar ülkemiz sınırları içinde pek tanınmasa da, uluslararası camiada çok bilinen, sevilen, ve yaygın bir spor dalı bu curling. sadece kanada'da beş milyon lisanslı curling oyuncusu varmış misal.

    beş milyon..

    1000 x 5000 yani. ya da, orta halli bir devlet nüfusu amına koyiim. ha keza, isveç'dir, norveç'dir falan derken epey bir oynayanı, edeni var. doğal olarak, bir de oynamayan curling severler var ki, bunlara da "taraftar" veyahut "seyirci" diyoruz. şimdi bu kadar oynayanı varsa, en az on katı falan da seyircisi olmalı bana göre. on - onbeş milyon oyuncu desen, peeehh. sektöre gel. hesaplayan adam tadı yakaladım, biliyorum. az daha sabredin derdimi anlatıcam.

    ne diyorduk?.. hah, bu curling yapısı ve doğası gereği son derece heyecanlı ve yüksek tansiyonlu bir oyun. birebir mücadele ya da vücut temasına olanak sağlamadığı halde, büyük bir yetenek ve stratejik deha gerektiriyor. ya da öyle umuyorum amına koyayım. "naapıyor bunlar" diye pek çok kez izlediğim halde ne yapmaya çalıştıkları konusunda herhangi bir fikir edinemedim. muhakkak suretle o kadar zevk almalarını sağlayacak bir yanı olmalı bu oyunun diye düşünüyorum. herneyse, öyle olduğunu kabul ediyor ve devam ediyorum;

    bu gerilimli oyunun heyecanlı anlarında (ki heyecanlı anları var. o ütüyü ittiren oyuncu bi ara çok bağırıyor) iki takım oyuncularının kapıştığı da oluyordur mutlaka. misal, norveç milli takım kaptanı ole gunnar kaydırdur'un, danimarkalı oyuncu thomas fırchalasen'in kafasına o ütüyü` : adını bilmiyorum` ekleştiriverdiğini, adamcağızın pekmezini akıtıverdiğini düşünebiliyor musunuz? aman yarebbi.. kan gövdeyi götürür şerefsizim. yahut, o fırçacıların "ananısikerim lan senin" diye süpürge saplarıyla birbirlerine dalıverdiklerini? bir spor dalında adamın eline sopa verirsen, doğacak sonuçları da baştan kabullenmiş olursun. bakınız, buz hokeyi de öyle mesela. oyuncular sık sık sopayla birbirine girer, sabıkalı oyundur o da. o sebepten kask takıyor hepsi. hele kaleci, tank gibi cinsini siktiğim. beni buz hokeyinde kaleci yapsalar, üstüme alınırım şahsen, tavır yaparım. oynamam.

    ya da, saha içinde kıllık yapan, seyirciyi tahrik eden curling oyuncularına ne demeli? finlandiyalı bir kendini bilmez, süpürge sapıyla isveç tribünlerine hareket çekse, inmez mi o seyirci sahaya. sahaya inip anasını sikmez mi finlandiyalı oyuncuların.

    curling sahalarında görmek istemediğimiz, kesinlikle tasvip etmediğimiz hareketler bunlar. gönül ister ki, oyun centilmenlik sınırları içinde geçsin. itişme - kakışma, izdiham yaşanmasın. ama ne mümkün? illa bir pislik, bir edepsizlik. böyle, gereksiz bir gerginlik. hele son zamanlarda curling'in endüstriyel bir hal alması ile klüpler ve taraftarlar da iyice bu olayları tetiklemeye başladılar. hakem camiası da` : var di mi bu oyunun hakemi` iyiden iyiye kirlenince içinden çıkılmaz bir hal aldı.

    işte, bu saydığım sebeplerden dolayı çok riskli bir spor dalı bu. fanatizmin tehlikesini ve zararlarını iyi bilen bir toplum olarak şiddetle kaçınmalıyız.

    .
    .
    .

    lan? iki saattir götümden sallıyorum, bakıyorum da hala okuyorsun? ne gerginliği, ne fanatizmi? ütü kaydırıyo olm adamlar. bildiğin ütü lan. öyle spor mu olur? var ya, bunların alayı gay yemin ediyorum. bir de öyle fırçalıyor ki adam, sanırsın dünyayı kurtaracak o süpürgeyle. manyak eşşoğlueşşekler.. oynayana bir, seyredene iki..
  • aslında beyzbol ile yakınlık gösteren olumsuz hareketlerdir bunlar. zira, onda da insan sağlığını tehlikeye düşürebilecek materyaller mevcut. evet, beyzbol sopasından bahsediyorum. yoksa vücut vücuda bir mücadele sergilenmeyen bu sikik oyunda ne diye kask kullanma gereği duyulsun? kafaya top falan gelmesin diye mi? hadi canım.. asıl gaye tabi ki, olası bir izdiham, efendime söyleyeyim, sopalı müdahele esnasında beyin bölgesini korumaktır.

    bu spordan da ülke olarak itinayla uzak durmak gerek. düşünsenize, ülkemizde beyzbolun son derece yaygın ve lige, hatta liglere sahip bir spor olduğunu. şahsen, türkiye 3. deplasmanlı erkek beyzbol ligi müsabakasında, dudulluspor ile, karagümrük red socks takımı oyuncuları arasında çıkabilecek bir kavgayı aklıma getiremiyorum bile. youtube'a en az iki üç senelik malzeme çıkar. elin japon'una, amerikan'ına "ahaha.. şu çılgın türkler" yorumu yapma fırsatı veririz, taşşak mevzusu oluruz şerefsizim.
hesabın var mı? giriş yap