*

  • kayakla atlama sporunun en onemli ve prestijli yarismasidir. ikisi avusturya'da ikisi de almanya'da olmak uzere 4 ayri pistte yarisma duzenlenir ve bunlarda en cok puan toplayan kisi kazanir. pistler; oberstdorf, garmisch (almanyadakiler), innsbruck, bischofshofen(avusturyakiler). pistlerin hepsi uzun pistlerdir (115-120m arasi). 99'de janne ahonen kazanmisti. 00'de ise andreas widhoezl kazanmisti. aralik'in 29'unde oberstdorf'da yarisma basliyor. eurosport'dan naklen izlenebilir.
  • bu seneki turnuvayi polonyali adam malysz kazanmistir. polonya adina ilk defa bir four hills yarisinda birincilik kazanmasinin haricinde inanilmaz formu sayesinde oberstdorf'ta ve bischofshofen'da pist rekorlarini da kirmistir. 99'da turnuvayi kazanan janne ahonen 2., 00'de kazanan andreas widhoezl ise 3. olmustur.
  • janne ahonen1999'dan sonra 2003'te bu turnuvayi yeniden kazanmistir. bu sefer innsbruck'da birincilik elde ederek bir yaris da kazanmistir. gecen senenin birincisi sven hannawald onu inceden takip ettiyse de sonucta rahat olarak kazanmayi bilmistir. odulu audi tt quattro'yla da lahti'deki evine donmustur bi guzel.
  • bu sezonki turnuva 28 aralık salı günü oberstdorfdaki yarışma ile başlayacak ve 6 ocakta sona erecek...bu seneki favori janne ahonen...zorlayabilecek isimler ise thomas morgenstern ve jakub janda olarak görülüyor sezon itibariyle...
  • bu yıl turnuvayı tahmin edildiği gibi rahat kazandı janne ahonen...toplam 1043 puan toplayan janne en yakın rakibi martin hoellwartha 49 puan fark attı...3.lüğü thomas morgenstern,4.lüğü adam malysz,5.liği de jakub janda kazandı...en büyük çıkışı 7. olan genç japon daiki ito yaptı,geçen sezonun kısmetli* birincisi sigurd pettersen de 22. olabildi ancak...
  • bu sene tarihte ilk defa 2 kisinin birinciligi paylastigi turnuva. 1081,5 puan alarak gercekten zoru basaran janne ahonen ve jakub janda, birinciligi paylasti. eurosport yorumcusu david goldstrom'un da dedigi gibi buradaki tek sorun birinciye verilecek spor arabanin kimin olacagiydi.

    bu bilincilikle birlikte janne ahonen bu turnuvadaki 4. zaferine ulasmis oldu ve jens weissflog'un rekorunu egale etti. jakub janda ise 29 yildir bu kupayi alamayan ceklerin gonlune serin bir su serpti.
  • şimdiye kadar canlı olarak izlediğim en büyük bireysel çekişmelerden birinin yaşandığı heyecan fırtınası diyebilirim bu sezonki turnuva için, hatta clash of the titans şeklinde cereyan etti desek hiç de abartmış olmayız heralde. geçtiğimiz sezonun tartışmasız ve rakipsiz bir numarası janne ahonen turnuva öncesinde hiçbir birincilik alamayarak geçen sezon sevince boğduğu taraftarlarını** biraz olsun şüpheye düşürmüştü, çünkü bu sezon karşısında yepyeni iki rakip vardı: geçtiğimiz yıllarda vasatı bir türlü aşamayan, fakat bir önceki sezon çıkışa geçen jakub janda muhteşem bir performansla turnuva öncesindeki 8 ayağın dördünde birincilik alarak çeklerin yıllardır özlem duyduğu istikrarlı atlayıcı olabileceğinin sinyallerini alenen vermeye başlamıştı. 2002 kış olimpiyaplarındaki* muhteşem formu*** nedeniyle altına uzanan simon ammanndan bu yana ciddi başarılara hasret olan isviçrelilerin yeni ümidi de geçtiğimiz sezonlarda ilk 10a girebildiğinde bile dört köşe olan, ama bu sezon müthiş bir çıkışla iki birincilik ve dört podyum yapan andreas kuetteldi. tabii eskinin ağır toplarından adam malysz, andreas widhoelzl,roar ljoekelsoey,michael uhrmann gibi atlayıcılar da favoriler arasında gösteriliyordu. olimpiyat sezonunda ve kayakla atlamanın en prestijli turnuvasında zirve çekişmesi gerçekten had safhadaydı.

    oberstdorfdaki ilk ayakta (hs 137) elemeler sonrasında kayak takımlarında tesbit edilen standart dışı bir ölçüm nedeniyle eleme derecesi dikkate alınmayan jakub janda, elemelerdeki en iyi atlayıcı olmasına rağmen knock out aşamasında kendisinden sonra en iyi atlayışı yapan andreas widhoelzl ile eşleşmişti. iki atlayıcı da eleme haklarında kendilerinden beklenen dereceleri yapamayarak gerilere düştüler; andreas şansı kaybeden olarak janda da zirveden uzak bir şekilde son 30a kaldı. elemelerdeki asıl sürprizi turnuva başında zirveye oynaması beklenen andreas kuettel yaptı ve 111 metrelik atlayışıyla ondan bile daha kötü atlamayı becerebilen rakibini şansının yardımıyla eleyerek kendisine ancak son sıralarda yer bulabildi. ikinci atlayışlarda toparlanan kuettel ve janda 130 metreyi aşan atlayışlarıyla farkı kapatmaya çalışsalar da iki atlayışında da 130 metreye ulaşan janneyle aralarındaki farkı eritemediler ve janne ahonen sezonun ilk birinciliğini çok kıymetli bir şekilde 4 hillsin ilk ayağında almış oldu. ayrıca tepedeki en iyi atlayışın rus dimitri vassiliev'den gelmiş olması (134.5 metre) ilginç bir detay* olarak arşivlerdeki yerini aldı.

    garmisch-partenkirchendeki ikinci ayaktan (hs125) itibaren elemelere girmeyerek knock outlarda ilk turdaki en iyi atlayıcı ile eşleşmeye başlayan jakub janda, sven hannawaldın dörtte dört yaptığı sene izlediği yoldan giderek ilk atlayışlarda birinci olan rakibinden hemen önce atlayarak her ne kadar ufak bir olasılık olsa da elenme riskini göze almasına rağmen rakibine baskı kurmayı deneyerek zirve için hırsını farklı bir şekilde ortaya koymaya başlamıştı. bu şekilde elemelerde karşısında gelen kasai'ye acımadan 6 metre fark atarak şanslı kaybedenler arasına gönderdi ve ikinci atlayışında da istikrarını koruyarak birinciliği elde etti. en büyük rakibi janne ahonen de 2. olarak genel toplamdaki birinciliğini sürdürdü. ayrıca bu ayaktan sonra ülkesine kaçan adam malysz, olimpiyat hazırlıkları için koçunu değiştirip eski koçuyla çalışacağını açıkladı. bakalım, belki bu şekilde eski formuna kavuşabilir polish eagle...

    innsbrückteki üçüncü ayakta (hs130) hem four hillste hem de dünya kupası sıralamasında ilk iki sırada olan ahonen ile janda ilk kez karşı karşıya geldi, fakat nasıl olduysa birbirinden kötü atlayışlar yaparak ilk on dışında kaldılar ve ilk turun birincisi morgensternden 7 metre fark yediler. ikinci turda inanılmaz bir atlayış yaparak (133m) hatasını affettiren janda, kariyerindeki ilk turnuva birinciliğini alan lars bystoelin ardından ikinci oldu, ve turnuva toplamında janne ahonen'in iki puan önüne geçti. janne ancak 6. olabilmişti.

    dananın kuyruğunun kopacağı bischofshofena (hs140) gelindiğinde janda ile ahonen diğerleri ile farkı açmışlardı ve zirvede 2 puancık (ki 1 metreye denk geliyor kayakla atlamada) farkla sıralanıyorlardı, çekin üstünlüğüyle. elemelerde yine birinci olan janne ile atlayışını yapmayan janda knock outta yine karşı karşıya geldiler. (ki bu jannenin bu birinciliği start gate'in kötü koşullar nedeniyle taşınması sayesinde oldu, yoksa janne'den daha iyi atlamış olan sporcular vardı. hatta start gate taşınmasaydı iki çek sporcu janda ile jan matura karşı karşıya gelecekti) ilk önce elemelerde son sırada görünen jakub janda atlayışını gerçekleştirdi ve tam tamına 141 metre uçarak (hatırlatmak isterim, hill record 143 metre, geçen sezon daiki ito kırmıştı) tecrübeli rakibine gözdağı vermişti. fakat uçan finli hiç strese girmeden tokat gibi bir cevap verdi rakibine ve tam 141 metrelik atlayışıyla rakibini yakaladı, falakt dengesiz inişi yüzünden 1 puan farkla 2. sıraya oturdu. ikinci ve turnuvanın birincisini belirleyecek olan son atlayışlara gelindiğinde ilk 28 atlayışla çok fazla ilgilenmediğim için onlar hakkında fazla yorum yapamayacağım, ama son iki atlayışla ilgili yepyeni bir paragraf açmak isterim.

    ilk atlayışlar sonunda zirvedeki rakibiyle aynı uzaklığa atlamasına rağmen stil dezavantajı yüzünden bir puan geride olan janne ahonen, turnuvanın sondan bir önceki atlayışını yapacaktı. en büyük rakibinden hemen önceki atlayışı yapmanın hem avantajı hem de dezavantajı vardı, eğer iyi bir atlayış yaparsa kendisine göre baskıya çok daha az alışkın olan janda'yı ezebilir, birinciliğini o atlamadan ilan edebilirdi, ya da kötü bir atlayışla onu daha da çok motive edebilirdi. janne kaydı, kaydı... platformdan ayrıldı ve saniyelerce havada kaldıktan sonra tıpkı ilk atlayışındaki gibi uzaklık belirten kırmızı çizgilerin hepsini geçerek hill size dışına çıktı. sonuç açıklandığında tam 141.5 metreydi, ki bu kez stil puanları da oldukça yüksekti. ben tv başında puan hesabına koyulmuşken janda çoktan platformdan ayrılıp kaymaya başlamıştı. o da uçtu, uçtu... ama son kırmızı çizgiden daha kısa bir atlayıştı, yani janneden birkaç metre daha geride olduğu kesindi. 1 puan, 2 daha, ama janda biraz eksik atladı, onu düşersek janne almıştır heralde derken... 139 metre olarak açıklanan atlayış işleri iyice karıştırmıştı. ben david goldstrom kadar hızlı olamadım hesapta ama sonuç inanılmazdı: küsüratların bile inanılmaz hassas olduğu bir turnuvada iki sporcu toplamda tam olarak aynı puanı almıştı! bu 1952den beri yapılan turnuva tarihinde ilk kez olan, ve muhtemelen bir daha tekrarlanması da çok zor olan bir tesadüftü. böylece ne şiş yandı ne kebap, hakedenler kazanmış oldu diyebilirim. janda kaybetse bu sezonki emeğine, janne kaybetse o muhteşem istikrarına yazık olacaktı gerçekten de. bu arada bu sezonki sponsor nissanın verdiği 4*4ü nasıl bölüştüler onu da merak etmiyor değilim hani, satıp parayı kırışırlar heralde...

    zirveye 4. kez çıkarak 1984, 1985, 1991 and 1996 yıllarında birinci olan jens weissflogun rekoruna ortak olan janne ile çekleri uzun süre sonra sevince boğan janda turnuva sonunda podyumun 1. basamağındaydı. istikrar abidesi ljoekelsoey tüm yarışmalarda ilk 5 yaparak 3. oldu, ilk ayaktaki başarısızlığını daha sonraki ayaklarda kapatan kuettel 4., m. hautamaeki 5. ve bu sezon 35 yaşına rağmen inanılmaz bir geri dönüş yapan okabe 6. oldu. romoeren, kofler ve kasai beklentilerin üzerine çıktı diyebiliriz. ayrıca dikkat çeken 87 doğumlu çıtır çerez sebastian colloredo'ya da dikkat diyorum, 15. olarak büyük bir sükse yaptı genç italyan. böylece olimpiyatlar öncesi sınavı başarıyla geçen iki sporcu diğerlerinin de katılımıyla renkli bir 2006 kış olimpiyatı yaşatacak gibi görünüyorlar bizlere diyebilirim.

    ufak bir ayrıntı da: weissflog üzgün olup olmadığı ile ilgili sorulan sorulara: "hiç de üzülmedim, janne en büyük idolü olarak beni gösterdiği sürece isterse beni geçebilir de" dese de rekorunun tehdit altında olmasından ne kadar memnundur bilmem. (ki janne kendisine hayranlığını daha önceden belirtmiş, hem de matti nykänen gibi bir ulusal yıldızları varken. nykänenin spor hayatından sonraki hayatının bunda katkısı olduğunu düşünüyoum şahsen)

    resmi sonuçlar:

    janne ahonen 1081.5 puan , jakub janda 1081.5 puan, roar ljoekelsoey 1057.1 puan, andreas kuettel 1022.9 puan, matti hautamaeki 1018.0 puan, takanobu okabe 1017.8 puan...

    not: geçtiğimiz sezon 1000 puanı sadece janne ahonen'in geçtiğini düşünürsek, 1000 puanı geçen altı sporcu olması da gerçekten inanılmaz diyebilirim...
  • bu sezonki turnuvasının ilk iki ayağı sürprizlerle geçti. ilk ayak olan oberstdorf ayağı, tepe rekorunun sadece 1,5 metre gerisinde kalan 142 metrelik atlayışıyla, dünya şampiyonası'yla birlikte kariyerine müthiş bir başlangıç yapan 16 yaşındaki avusturyalı gregor schlierenzauer'in zaferiyle sonuçlandı. tepenin ikinci en iyi atlayışını yapan ise, andreas kuettel(136,5 metre) oldu. üstüste dünya şampiyonluğu gören adam malysz'de bu ayakta üçüncülüğe ulaşmayı başarabildi. turnuvanın* gözdelerinden janne ahonnen'in 7. sırayı aldığı karşılaşmada, dünya şampiyonu ve bu seneye kadar sıralamanın lideri çekoslavak jakub janda ise ancak 21. sırada kendine yer bularak, turnuvanın sürprizlerinden birini gerçekleştirdi.

    ikinci ayak olan garmisch-partenkirchen'de ise, eleme turlarından sonra, kötü hava şartları ve sertleşen rüzgar sebebiyle iptal edilen final atlayışları sonucunda, görece kötü atlayışlara sahne olan eleme turu sıralamasının ilk üçü sürpriz bir şekilde podyumda kendine yer buldu. bu olay sonucunda bir önceki ayakta, ikinci olan andreas kuettel şampiyon olurken, matti hautamaeki ikinci, japonların gözdesi noriaki kasai üçüncü olmayı başardı.

    şu aralar ise, turnuvanın 3. ayağı olan innsbruck tepesinin eleme turları sonuçlanmış, 4 ocak 2007'de yapılacak olan birinci tur atlayışlarının sıralaması yapılmıştır. bu sonuçlara göre, eleme turunun birincisi michael uhrmann olmuş ve dünya sıralamasında önemli yerlere ve başarılara sahip lars bystoel ve rok benkovic elemeleri geçemeyerek, bir sürpriz daha yapmışlardır.
  • gün itibariyle turnuvanın üçüncü ayağı olan innsbruck ayağı sona ermiştir. iki aşamalı olarak yapılan innsbruck ayağının birinci aşamasında, 25 eşleşmenin sonucunda, finallere çıkamayı başaramayıp, elenen bjoern einar romoeren dışında sürpriz yaşatan bir başarısızlık olmadığını öncelikle söylemek gerek. 50 sporcunun 1. tur atlayışlarında(elemeleri de sayarsak 2. tur), tepenin hesaplama çizgisine(kendisi 120 metre) ulaşan ve geçmeyi başaran 12 sporcu olduğunu da eklemeli. ilk atlayışlar sonucunda, puan toplayarak, finallerde büyük bir avantaj sağlayanların başında, 12. eşleşmede daiki ito'ya karşı yarışarak 129 metrelik müthiş bir atlayış yapan ve sezonu nefis bir performansla geçirmekte olan norveçli anders jacobsen geldi. burnunun dibinde ise, 128,5 metrelik atlayışıyla dimitry ipatov'u eleyen(ki ipatov şanslı kaybeden olarak finale çıkmaya hak kazandı) avusturyalı thomas morgenstern vardı. eşleşmelerde güçsüz rakibini kolayca eleyerek, finallere 3. sıradan giden arttu lappi 125.5 metre atlarken, 4. sırayı aynı mesafeyle simon ammann, 5. sırayı yine aynı mesafeyle janne ahonen aldı. takipçisi ise polonya'nın yıldızı adam malysz oldu, 124 metreyle.

    işin ilginç yanı, final turlarının sonunda ortaya çıktı. atlamasını ikinci sırada yapan michael uhrmann 126 metreye ulaşıp, 229.7 puanın sahibi olarak, 23. sıraya kadar liderliği elinden bırakmadı. bu arada, rüzgarın dezavantajlı bir durumda seyretmesinden dolayı görece kısalan atlayışlar sonucunda, yarışmanın favorilerinden oldukça kısa performanslar seyretmek zorunda kaldık. bunlardan belki de en önemlisi, sezonun parlak veleti gregor schlierenzauer'in bekleneni vermeyip, ilk turdaki 122 metrelik atalıyışının 3 metre gerisinde kalarak, turnuvadaki liderliğini kaybetmesi oldu. 22. sıradaki atlayışla beraber liderliği ele geçiren andreas kuettel(120.5 metre)'in atlayışından sonra, zirve neredeyse her atlayıştan sonra el değiştirmesi, şüphesiz işin en keyifli kısmıydı. 25. sırada atlayışını tamamlayarak 126.5 metreye ulaşan adam malysz, 249.9 puanın sahibi olurken, ondan yarım metre daha kısa atlamasına rağmen 251.2 puana ulaşmayı başaran janne ahonen bir üst sıraya yerleşmeyi yine başardı. bundan sonra da zirvenin son 4 atlayışına gelindi ki, kendisinden önceki sporcunun performansından daha müthişini gösteremeyerek, sırayı bozan arttu lappi'nin 128.5 metrelik olağanüstü atlayışına şans tanımayan ve aniden değişerek kendisine büyük avantaj sağlayan rüzgarı doğru kullanan simon ammann'ın, tepe rekoru olan 134 metrenin sadece 2 metre gerisinde kalan atlayışının payı büyük. 2 sırada atlayışını gerçekleştiren thomas morgenstern ise, önceki 128.5 metresinin üzerine 1 metre daha koymayı başararak 129.5 metreyi buldu. bu metreler kedisine 263.9 puan getirdi. son atlayışı yapan ve önceki 129 metrelik atlayışını, 128.5 metrelik fıstık gibi ikinci bir atlayışla tamamlayan anders jacobsen ise, 265 paun'ın sahibi olarak zirvenin de sahibi oldu.

    böylece, ilk tur atlamalarının sonucundaki ilk iki değişmedi. podyumda birincilikte kendine yer bulan anders jacobsen'in ardından ikinciliği thomas morgenstern alırken, günün atlayışına imza atmasına karşın, önceki performansı yeterince iyi olmayan simon ammann üçüncülüğü kaptı. 4. sırada artu lappi yer alırken, kayakla atlamanın ağır topları janne ahonen, adam malysz, martin hellwarth, andreas kuettel gibi isimler ilk 10'da kendilerine yer buldular. eski şampiyon jakup janda ise, kendisi için kötü başlayan sezona ve turnuvaya yine aynı performansla devam ederek 19. sırada yer alabildi ancak.

    ayrıca, bu turun sonucunda 100 ekstra puan alarak, turnuvanın yeni lideri de 541 puanla anders jacobsen oldu ve gregor schlierenzauer'i ikinci sıraya itti. şimdi gözler, turnuvanın son ayağı olan ve 7 ocakta gerçekleştirilecek olan bischofshofena ayağına çevrilmiş durumda. bu ayağın favorileri ise, anders jacobsen ve gregor schlierenzauer. her nedense otoriteler, turnuvanın yapılacağı gün doğum gününü de kutlayacak olan gregor schlierenzauer'in, kendisine nefis bir liderlik hediye edeceğini ve turnuva şampiyonu olacağına inanıyorlar. fakat, en başından beri performansının doruklarında gezinen anders jacobsen'in bu şansı ona vermesi şu saatten sonra biraz zor gibi.

    tabi, kalbimizin turnuvanın sonlarına yaklaşırken sıralamada 9. sırada takılan janne ahonen'le birlikte olduğunu söylemek lazım. tüm zamanların en uçan fini olarak tarihe geçmiş olan bu şahsın, kariyerinin pırıl pırıl parlayan birinciliklerle dolu olduğunu, her an sürpriz bir şeyler yapabileceğini beklemek ve eklemek gerek. amin.
  • bu sene öyle bir podyumla sonuçlandı ki bu turnuva, tv başında izlerken sanki gülme gazına maruz kalmışcasına mutlu oldum, güldüm, güldüm, güldüm... gencecik, pırıl pırıl çocuklar öyle bir mücadele gösteriyorlar ki, azimlerini alkışlamamak mümkün değil... hak eden kazandı, hem turnuvayı hem de son ayağı...

    bischofshofenın, yani son ayağın antrenmanlarına şans eseri denk geldim. izleyeyim bakalım, pazar günü için tahminimizi bu şekilde yaparız dedim kendi kendime... lider jacobsen'in peşinden gelen gregor şiliirinzaver* adı verilen, herhangi bir bireysel sporda gördüğüm en wonder wonderkid, 2002 salt lake city kış olimpiyatlarında aldığı iki altından sonra tam dört senedir formsuz olan (4 senelik formsuzluk mu olur, anca üç beş aylık form olur ama, neyse) simon ammann, simiye pişmiş kellelikte eşlik eden bir diğer isviçreli andreas küttel, en sonunda olimpiyatlarda aradığını fazlasıyla bulan ve artık wonderkidlikten çıkmış olan thomas morgenstern, finlerin yeni gözdesi arttu lappi... hepsi uzaklara atladılar ama jacobsen karşısında duramayacakları belli gibiydi... anders jacobsen öyle bir atladı ki, ben antrenmandan işimi sıkı tutarım hiç heveslenmeyin der gibiydi... hatta küttel, jacobsen karşısında duramayacağını belli etmekle kalmadı, antrenman atlayışından sonra telemark gösterecem diyerek ayağındaki kayağın tekini kontrol edemedi, tabi tek kayakla fazla uzağa da gidemedi ve popo nahiyesi üzerinde devam etti kaymaya...

    elemeleri bay geçen üç atlayıcımız vardı, ki uzun zamandır hiç karşılaşmadığımız bir olaydı bu dört tepe turnuvasında... sven hannawald babamız elemeleri hep pas geçerdi, sonra en iyi atlayıcıyı alırdı karşısına 50 numaralı formasıyla, onu da geçerdi sanki ip atlarcasına... aynısını bir-iki kere jakub janda da denede geçen sezon, ama şanslı kaybeden olabildi ancak janne ahonen karşısında... bu kez gregor schlierenzauer, andreas küttel ve janne ahonen elemelerde mücadele etmeyip karşılarına elemelerde en iyi üç atlayışı yapan atlayıcıları aldılar: simon ammann, polish eagle adam malysz ve lider anders jacobsen... elemelerin en heyecanlı yanı buydu benim açımdan, uzun zamandır bu kadar başarılı atlamacılar teke tek karşılaşmamışlardı...

    bu eşleşmelerin en büyük numarası, ilk atlayan sporcunun sonrakini baskı altına almaya çalışması ve en iyi kaybedenler arasına girememesini sağlamaktı bu baskı altında, ama bahsi geçen altı sporcu da rahat atlayışlarla finallere kalmayı başardılar, özellikle gregorla siminin ve malyszle küttelin mücadeleleri muhteşemdi...sadece janne ahonenin anders jacobsenden yediği fark üzdü beni. gerçi dün elemelere katılmayıp da tommi nikunenle şen şakrak eğlenmelerinden belliydi pek ümitlerinin kalmadığı ama olsun, bir efsaneden beklenenler her zaman çok tepelerdedir...

    ikinci atlayışlardan önce turnuva liderinin değişmesi tamamen mucizelere bağlıydı artık, jacobsen 137.5 metre uçarak ikinciliği almıştı ve birinci gregor schlierenzauer sadece iki metre önündeydi... puan farkı kapanacak gibi değildi, artık bu ayağın birinciliğine oynuyorlardı, belliydi bu... ama yine de korkmadım değil, gregor 150 metre bile atlayabilirdi, öyle de yetenekli kendisi...

    kendilerinden önce dikkatimi çeken atlayışlar dimitry vassiliev ve simiden geldi, bu branşte rusların yıllardır en iyi sporcusu olan vassiliev, nam-ı diğer hormonlu engin günaydın* iki süper atlayışı arka arkaya getirmeyi başarabilmişti sonunda ve liderliği ele geçirmişti... kendisinden sonra gelen simi de başarılı atlayışlarını ve dört yıldır aradığı istikrarı sonunda bulmuş ve liderliği vassilievden devralmıştı... artık herkesin beklediği an gelmiş, 1985li ve 1990lı, gencecik iki sporcunun mücadelesi izlenecekti...

    ilk önce jacobsen geldi... uçtu, uçtu, uçtu... tam 142 metre uçtu! hill size 140 metre, ve tepe rekoru 143 metreydi, rekor zor kurtuldu ellerinden dört tepe turnuvasının resmi olmayan şampiyonunun... şampiyonluğun resmileşmesine ise tek atlayış kalmıştı, tüm avusturyalı seyirciler çılgınca bağırıyor, annesi babası heyecan içinde bekliyordu 16... pardon 17 yaşındaki gencimizin atlayışını... acaba doğum gününde ne yapacaktı gregor schlierenzauer?

    o da geldi, platformdan hızla ayrıldı... uçtu, uçtu, uçtu... tam 141 metre uçtu! evet jacobseni geçemedi belki ama hiç umrunda değildi ordaki kalabalığın, herkes çılgınca bağırıyordu... şampiyon olmuşcasına sevindi tüm seyirciler, morgi ile martin hoellwarth piste koşup omuzlarına aldılar bu pırıl pırıl genci... annesiyle babası dudak dudağaydı, meşaleler yakılmıştı... sanki şampiyondu gregor, ama bu ikincilik şampiyonluktan bile daha kıymetliydi belki de...

    daha sonra jacobsen de piste girdi takım arkadaşlarının omuzlarında, bir anda korktum acaba deve güreşi mi yapacaklar diye ama heyecanım yersiz çıktı... dünya kupasında ilk sezonunu yaşayan iki genç ilk ikiyi pay etmişlerdi, hem dört tepe turnuvasında, hem de son ayakta... simon ammann da hak ettiği bir üçüncülük almıştı...

    podyum ise bambaşkaydı, geçen sezonun ciddi podyumu gitmiş, gözlerinin bebekleri gülen üç sporcu gelmişti podyuma... hele hele o anathema şarkısına benzeyen norveç milli marşı çalmaya başladığında... içimden de demiştim, yapmayın, şu anda gülüyor ama bu çocuğun gözleri dolar demiştim... yüzündeki kocaman gülümsemeyle doldu gözleri jacobsenin gerçekten de, uzun zamandır bu kadar çekingen bir gurur görmemiştim hiçbir sporcunun yüzünde....

    geçen sezonun hem dünya kupası hem de dört tepe birincisi jakub jandanın, kayakla uçma rekorunun sahibi björn einer romören*in, torino 2006da normal tepe şampiyonluğunu alan lars bystöl*ün, matti hautamaekinin, roar ljökelsöy*ün hiç adı geçmedi bu turnuvada... bazısının formsuzluktan, bazısının sakatlıktan... ama bir gerçek var, geçen sezon ihtiyar kurtlar meydanı ele geçirmişti ve artık devrim zamanı...
hesabın var mı? giriş yap