• milli eğitim bakanlığı'nın son uygulaması. canlıların sınıflandırılmasında evrimi anlatmayacaktı da ne anlatacaktı? canlıların sınıflandırmasının evrimsel temelli yapıldığından bihaber müfettişler müdürler olduğunu öğrenmiş olduk milli eğitim bakanlığı'nda. sınıfa incil getirmesi iddiası ise komedi. incil'den ayetler göstererek evrimi mi katlamaya çalışıyordu? incil ile evrimin çeliştiğinden habersiz kara cahil, cahillerin bile yüz karası insanların hak etmedikleri makamlara gelişlerinin sonuçlarını görmüş olduk.

    "fen ve teknoloji dersinde, öğrencisinin bir sorusu üzerine darwin’den söz eden öğretmene, 43 mevcutlu sınıfta iki öğrencinin “kafasını karıştırdı” diye “uyarı” cezası verildi.

    ankara’nın mamak ilçesindeki ticaret odası ilköğretim okulu 5. sınıf öğretmeni süleyman biçer’in, fen ve teknoloji dersinde, canlıların sınıflandırılması konusunu anlatırken meraklı bir öğrencinin “öğretmenim, insanlar maymundan mı geldi?” sorusuna “hayır” yanıtını verdikten sonra darwin’den ve darwin’in canlıların başkalaşarak değişime uğradığından söz etmesi, bir öğrenci velisinin şikâyeti üzerine soruşturma konusu oldu."

    http://birgun.net/…343437&year=2011&month=01&day=18
  • bilim karşıtı cahil insanlar var olmaya devam ettikçe daha çok öğretmen bu şekilde cezalandırılacaktır. öğretmenlerin asli görevi öğrenciyi aydınlatmaktır, özellikle bir fen öğretmeninin görevi bilimsel verileri öğrencilerin merakları doğrultusunda açıklamaktır ve bir bilim insanı da bu merak eden ve araştıran öğrencilerden çıkar. ülkemizde pek bilim insanı çıkmamasının temel sebebi budur; öğrencilerin merak etmesi, sorgulaması ve meraklarını giderecek ya da gidermeye niyetli olmayan insanların olmasıdır. 5. sınıf ilk öğretim öğrencisi bile bazı şeyleri sorgulayıp bunların cevaplarını merak ediyorsa, söz konusu öğretmene uyarı cezası veren kişi/kişilerden daha akıllıdır, daha geniş düşünüyordur.
  • ayaklar baş oldukça çoğalan haberlerdendir.
  • ogretmenin darwin'i idol almasina, 5.siniftaki cocuktan evrim teorisini anlamasini beklemesine mi yanayim, milli egitim bakanligi'nin 'napiyosun lan sen' demesine mi yanayim bilmiyorum. ne tarafindan tutarsam elimde kalan, trajikomik bir olaydir.

    charles darwin, herhangi bir tarikatin ya da inanisin mensubu degildir. degerli bir bilim adamidir, biyoloji bilimine temel olacak teori ve calismalari vardir. bilim insanlarina dogayi daha iyi anlamak icin cok guzel bir yol acmistir. kendine ait bir ideolojisi olmamasina ragmen, bir dusunur ya da bir siyasetci olmamasina ragmen, oxford sozlugune girecek kadar meshur olan darwinizm(!) , akiminin basi olmakla itham edilmektedir.

    hayir arkadas, orumcek magaranin kapisina ag orup taktiksel defans yaparken bir problem yok da, maymundan geldik diye mi var? bu mu rahatsiz ediyor bu tarz insanlari anlayamiyorum. insan, icguduleriyle, anatomisiyle, gelismis bir hayvandir diyor bilim. kanitlariyla konusuyor. ona hayir efendim hasa diyorsun da, karsi cinsin sacindan tahrik olmanin neresi 'insancil' ?

    bilimi bir ideoloji olarak gorup, onune gecen bir iktidar istemiyoruz. boyle bir milli egitim bakanligi'ndan alinmis diplomalarim bana kendimi eksik hissettiriyor.
  • dilerim yalan haberdir.
    lakin istanbul üsküdar lisesi başlığına bir bakın. lisenin sitesindeki yazılara (şimdi baktım, o yazıları çıkarmışlar) bir göz atın. haberin doğruluğu üzerine bir daha düşünün.

    istanbul'un göbeğindeki bir okulun yöneticileri bu kafadaysa onları oraya getirenlerin zihniyetinin de çok farklı olduğunu sanmıyorum. bu adamlar darwin'den falan bahseden öğretmene dünyayı dar etmezler mi?

    işin güzel tarafı o yazıların birinde; yaradılış "teorisini" ve evrim teorisini birlikte öğretmeninin dogmatiklikten kaçınmak için iyi bir yöntem olacağı falan anlatılıyordu.
  • bilime bakış açımızı açıkça ortaya koyan bir vakadır.

    şimdi soruyorum; aynı öğretmen, öğrencinin aynı sorusunu ilahi bilgilerle cevaplamış olsaydı müfredat dışına çıkmış olur muydu? *
  • maymundan geldiğimizin kesin kanıtıdır. *
  • ülkemizdeki eğitimi sisteminin ve zihniyetinin ne tür insanlar ve inanışlarca denetlendiğini gösteren ceza.

    bizim zamanımızda, her konudan konuşulurdu. müfredat içi/dışı diye bakılmaksızın eğer dersin içeriği dahilinde ve öğrenci/öğrencilerin aklına takılırsa... sorar öğrenirdik. bu din kültürü ve ahlak bilgisi dersi için de geçerliydi, fizik için de, kimya içinde... ama şimdi bakıyoruz, darwin'den söz etmek bile suç. bir de tübitakın darwin kapaklı bir dergi olayı vardı hatırlarsanız? darwin içeriği kaldırılmış ve kapağındaki fotoğraf değiştirilimişti... ülkemizin ilim irfan yuvalarının geldiği noktayı gözler önüne seriyor bu gerçekler ama, anlayana.

    ha bir de, yine bizim zamanımızda bu din kültürü ve ahlak bilgisi dersi'nde sözlüler 3 kulhüvalla 1 elham şeklinde olurdu. müfredat içindedir bunlar tabi.
  • hayret verici durum. üniversitedeyken, darwin'den bahsetmek değil de, yaratılış felsefesine, allah, yehova veya kutsal ruh'a inanmak ceza gerektiriyordu neredeyse.

    inancınızı, kendi maymun atalarını çürütecek derecede sağlam ve verilere dayanarak savunduğunuzu gören hocalar, pek konuşturmazdı bizleri nedense. en sıkıştıkları durumlarda "herneyse arkadaşlar, konumuz bu değil" diyerek lafı ya ağzımıza tıkarlardı ya da bizi yok sayarak, her hakkımızı olduğu gibi, söz hakkımızı da elimizden alırlardı.

    gözlerimizin içine baka baka, “yaratılışa inanmak cahillikten başka bir şey değildir” diyecek kadar cüretkardılar.

    yalan haberdir, yalan. inanmayın böyle şeylere.
hesabın var mı? giriş yap