• birazdan anlatacağım talihsiz ve sinir bozucu hadise, 4 eylül cuma gecesi, kadıköy mühürdar'daki dorock xl adlı bilindik mekanın ön girişinde gerçekleşmiştir. konuyu sözlüğe bu denli geç taşımamın nedeni ise olayın üzerinden biraz zaman geçtiğinde durumu daha derli toplu ve anlaşılır sözcüklerle anlatabileceğime olan inancımdan kaynaklanmaktadır.

    sözü fazla dolaştırmadan konuya girmek gerekirse;

    4 eylül gecesi biraz eğlenmek ve nispeten iyi müzik dinlemek umuduyla toplamda 5 erkek ve 1 kadın olarak mevzubahis mekana gitmeye karar verdik. evet biliyorum, türkiye şartlarında çok doğru bir karar gibi görünmüyor; ama dorock ismi ve gideceğimiz mekanın tarzı bu tarz ayrımcılıkların yaşanma ihtimalini düşündürtmemişti hiçbirimize.

    mekanın kapısına gittiğimizde kapıda duran 3 - 4 iri kıyım güvenlikten biri, (daha sonra kendisinin sıla adlı şarkıcının yakın koruması olduğunu öğrendik) bizi içeri alamayacağını söyledi. şaşırdık ama çok değil. müşteri kitlesi artıp popülerleşince çizgisini bozan bir mekan daha diyip geri dönmeye karar vermiştik ki, bizi içeriye almayan güvenlik görevlisi yanımızdaki tek kadın arkadaşımızı bir anda farkedip ilkinde anlaşılmayınca ikinci kez tekrarlayarak şu cümleyi sarf etti:

    " neden 5 erkekle dolaşıyorsunuz? kendinize güven sorunu mu yaşıyorsunuz? "

    lütfen bu cümleyi bir defada okuyup geçmeyin, empati kurun. nasıl ayrımcı, aşağılayıcı bir zihniyetin üretimi olduğunu iyi idrak edin. çünkü bu münferit bir söylem değil, koca bir toplumun bilinç altındaki iğrenç bir hastalık.

    cümledeki nezaketsizliği ve kabalığı gerçekten derecelendiremiyorum. bir kişi, bir güvenlik görevlisi, halihazırda "içerdeki kadın - erkek sayısı eşitsizliği" gibi komik ve aslında kafasındaki eğlence tanımını çiftleşmekle sınırladığını kabullenir bir bahaneyle içeri almadığı müşteri, hiçbir ısrarda bulunmadan geri dönerken, acaba hangi sıfatla sözü bile edilmesi komik ve olağan bir duruma dair bu ayrımcı yorumu yapabilir? bu samimiyeti ve cüreti nereden gelmektedir? müşterinin kişisel alanına neye dayanarak müdahale edebilmektedir?

    yenilir yutulur bir hakaret ile karşı karşıya değildik. cümlenin şokunu atlattıktan sonra olayı birilerine şikayet etmek için başka bir güvenlik görevlisine hakarete uğradığımızı ve mekan sahibi ile görüşmek istediğimizi ilettik. bir iki ara elemandan sonra adının şafak olduğunu öğrendiğimiz mekan ortaklarından biri bizi dinleme nezaketini göstermek üzere yanımıza geldi.

    olayı sözlüğe taşıma isteğimi perçinleyen şey mekan sahibi ile görüşmemizin tam bir hayal kırıklığı oluşu. toplamda yaklaşık yarım saat süren sohbetimizin 2/3 lük bölümünde kendisinin mekana ne kadar para harcadığını, kaç tane lgbt birey çalıştırdığını, güvenlik görevlilerinin ne kadar iyi eğitimli olduğunu, mekanda konser veren sanatçıların orada çalmaktan ne kadar keyif aldığını, diğer mekanlara göre ne kadar iyi fiyat politikası olduğunu ve pahalı içki satmak gibi bir "ahlaksızlık" yapmadığını anlatmakla geçti, bizim derdimizi pek dinlemeden. bu sırada kendi eğittiği güvenlik görevlisinin yaptığı ahlaksızlık nedeniyle yanımdaki kadın arkadaşım göz yaşları dökmekteydi. *

    terbiyesizliğe maruz kaldığımız yetmezmiş gibi bir de reklama maruz kalıyorduk.

    geri kalan 1/3 lük bölümde bir kaç nispeten daha "iyi eğitimli" güvenlik görevlisi demosuna tabi tutulduktan sonra özürler dilendi, ücretsiz içki vs. teklif edildi ancak biz halen anlaşılmadığımızı düşünüyorduk. çünkü bize bu terbiyesizliği yapmış güvenlik görevlisine dair ne tür bir yaptırımda bulunulacağı ve mekan personeline eğitim verirken müşteriye her ne şart altında olsun saygılı olunacağı ve hadlerin aşılmayacağına dair herhangi bir "eğitim" verileceğine dair sözler verilmedi tarafımıza.

    özür hiçbir zaman yeterli olmayacaktı. hiçbir zaman olmamalı.

    "bizimle çalışan sanatçılar burada çok eğlenirler" diyen şafak beye "keşke biz de bu gece eğlenebilseydik" diye sitemimi ilettikten sonra kendisine olayı sosyal medyaya taşıyacağımı söyledim. kendisi bunu bir tehdit olarak algıladı ve bu tarz şeylerin onu yıkamayacağını ima etti. ben de biliyorum ki oraya gitmeyerek ve herhangi bir olumsuzluğu sosyal medyaya taşıyarak bir mekanı batıramam. ancak mekan sahibi de bizi anlamayınca, duruma bizim kadar öfkelenmeyince, hatta hiç etkilenmemiş görününce; ve de tüm eforunu sakinleşitirip yumuşatmaya harcayınca insanın elinde başka seçenek kalmıyor. kendisi bu yazıyı okuyorsa muhtemelen kimin yazdığını da biliyordur.

    kimi insanların tüm yaşadıklarını an ve an sosyal medyaya taşımaları belki de anlaşılmak içindir, bunu şimdi anlıyorum ve ben de böyle bir anlaşılma ümidiyle sözlerimi sonlandırıyorum.
  • mekan sahibinin psikolojisi şudur: çalışanını yedirmemek. ama arkadaş biraz da profesyonellik.
  • aşağılama filan göremediğim olay.

    mesela güvenlik görevlisi kıza neden 5 sap erkeği içeri sokup karı kız kaldırmalarına aracı olmak için kendinizi yem olarak kullandırtıyosunuz tarzı bişey söyleseydi belki aşağılama olabilirdi ama tam emin de değilim.
  • her gün, her gece kim bilir kaç dengesizle uğraşan adamlardan birinin yaptığı densizliği abartmanın sonucudur.

    kafaya takmak isterseniz, takılacak çok şey çıkar. öyle de yaşanmaz. alışırsın zamanla.

    bu arada, kimi insanların an be an yaşadıklarını sosyal medyaya taşımaları ciddi sıkıntılardan kaynaklanıyor. ya hava atma dürtüsü ya da yüz yüze iletişimi yüzüne gözüne bulaştırmakla ilgili oluyor genelde. öyle derin anlamlar yükleme derim. yine de sen bilirsin tabii.
  • haddinden fazla dramatize edilmiş sıradan vaka. az biraz sokağa çıkın, gazetelerin 3. sayfalarını okuyun da gerçek aşağılama nedir öğrenin.

    ayrıca güvenlikçinin kurduğu cümlenin ne anlama geldiğini ben anlamadım. sanırım kızı kamuflaj malzemesi olarak kullanıp 5 sap içeri alınmadığınız için bu abuk cümleye tutunup mağduriyet yaratma peşindesiniz. mekan sahibi kibarca konuşmuş özrünü dilemiş gönül alma mahiyetinde bedava içki teklifinde bulunmuş daha ne yapmasını bekliyordunuz? bodruma zincirlediği 5 zenciyi çağırıp güvenlik elemanıyla güreştirmesini mi?

    çok zorunuza gittiyse gidip dava açın bize hakaret etti diye.
  • umarım burada dalga geçen, tiye alan arkadaşların başına bu tarz bir olay gelmez. çünkü geldiğinde hihihohohototohohohaksdf aaa ne dediii, nasıl da laf koyduuu minvalinde olaylara gireceğinden yanındaki müennes kişinin daha fazla travma yaşamasına yol açacaktır.* ayrıca, anlatılana göre, mekan sahibi ortamı yumuşatmaya uğraşarak elinden geleni yapmaya çalışmıştır fakat yeterli olmamıştır. yapması gereken, olayın geçtiği gece olmak kaydıyla sadece, o güvenlikteki arkadaşın yerini değiştirmek veyahut o gece off verip yevmiyesini yarım gün kesmekti. tam anlamıyla ceza ya da yaptırım olmasa da söylediği sözün yanlış bir şey olduğunu ve bir daha yapmaması gerektiğini idrak etmesini sağlardı. sağlamaya da bilirdi gerçi. kesin değil.
  • (bkz: odaya girdiğimde güvenlik görevlisini sıvazlıyordu)

    olm abartmayın lan, istiyorsunuz ki adam gözünüzün önünde güvenlik görevlisinin suratına tükürsün. yukarıda bahsedilen " 1 kızın 5 erkeğin kız kaldırmasına yardımı" lafına katılıyorum. ben olsam ben de almazdım, valla almazdım arkadaş.

    ayrıca böyle bir lafta kızın öfkelenmek yerine ağlaması cidden güven sorunları olduğunu düşündürdü bende.
  • başlık altındaki hemcinslerimin (bkz: erkek) bir kadının bunu duyduğunda nasıl hissedeceğini anlamamasını gayet iyi anlıyorum. ancak bu kadar uzun bir yazı okuduktan sonra tüm derdimizin mekana girmek olduğunu zannetmeleri karşısında söyleyebileceğim tek şey şu: https://www.youtube.com/watch?v=oakg-kbkeio
  • yani cidden başlıkta arama istatistiklerine katkıda bulunmak amacıyla tekrarlıyorum:

    (bkz: derdini sikeyim)

    o cümleden sonra ayakta durabildin mi? ellerin titremedi mi? nefes daralması yaşamadın mı? nasıl bir sıkıntın varmış gerçek hayatta da böyle bir cümleye 15 paragraf iç dökebildin? keşke o sıkıntını yazsaydın da en azından bir yararımız dokunsaydı.
hesabın var mı? giriş yap