• yeni ismi ile özel cent lisesi. sahibi sıtkı dost'tu. 80'li yillari burada gecirdim. daha sonra süha cent 90'ların başında okulu satın aldı. devrinin sayili okullari arasindaydi, cok kaliteli hocalari vardi. bir cok sanatci, yahudi aileleri cocuklarini bu okula gonderirdi. maslak'tan tarabya'ya giderken, tarabya bayiri'ni iner inmez soldan bir sokaga sapiyorsunuz ve tarabya deresine paralel olarak takriben 2 km kadar ilerledikten sonra sagda kocaman (25-30 m.) duvarlarla kar$ila$iyorsunuz, i$te burasi eski dost koleji'dir.

    orta binanin giri$ katinda ya$li bir kadin ya$ardi ve kucuk bir odada bir cama$ir makinesi vardi. bu kadinin cadi olduguna inanirdi kucuk ilkokul cocuklari. hatta eskiden, 3. sinifa giden bir cocugu oldurdugu efsanesi kulaktan kulaga yayilmi$ti biz korpe beyinlerde. mesela futbol oynuyorsunuz arkada$larinizla ve bu kadinin bulundugu yerin onudeki kucuk bahceye topunuz kacarsa kimse almaya gitmezdi, korkardi millet gidip de geri gelememekten.

    bir kirtasiyesi vardi, magara kantin derdik. resmen magaraydi, rutubetli mi rutubetliydi. adini unuttugum bir begen ogretmeni olan ya$li bir bayan vardi. herkes cok korkardi bu hocadan, sertti, surekli sinirli gorunumdeydi. tokatini esirgemezdi ogrencilerden. sevinc ogretmen, tulin ogretmen, irfan bari$ ogretmen ilk aklima gelenler. bir de tatli bir muduru vardi bu okulun, fakat yillar sonra bir gun ogrendim ki zamaninda kalp krizi gecirip vefat etmi$.

    bari$ kargin diye bir arkada$im vardi, ailesi ile sivas yakinlarinda bir trafik kazasi gecirmi$ti. annesi, babasi, babaanesi, dededi, kucuk erkek karde$i ve kendisi hayatini kaybetti bu kazada. ertesinde tum sinif arkada$lari cenazesine gitmi$ti.

    cok buyuk bir alana yayilmi$ti okul. tepede bir yerde buyuk bir beyaz balon vardi. spor sahasiydi, hentbol oyniyordu, beden egitimi dersleri veriliyordu ama bunu genelde orta okullar kullaniyordu.

    ilkokul binasinin yaninda plastik toplarimizla futbol oynarken bazen top demin bahsettigim 30 metrelik duvardan a$agiki yola du$erdi. orada da bir bakkal amca vardi, zaten topu da ondan satin alirdik. adamcagizin adini unuttum ama, top kacinca avazimiz ciktigi kadar adami cagirir, amca top kacti $uraya, bi zahmet atarmisin derdik. adam da degme kalecilere ta$ cikarircasina eli ile topu sallar ve en kotu ihtimalle ikinci denemesinde topu bize ula$tirirdi.

    mustafa sandal da ilkokulu dost kolejinde okumu$tur.
  • tarabya sirtlarinda, o zaman gecekondudan hallice binalari olan ilkokuluna gitmis oldugum okul
  • eski, artık olmayan, ad değiştirmiş ya da toptan kayıplara karışmış bir ilkokul.
    benim de ilkokulum olur. (uzun zamandır bu kadar kötü entry yazmamıştım)
  • "derste dikkatli, ciddi
    teneffüste serbest, şen
    kalbinde yurda sevgi
    başında halka güven
    öğretmenini sayan
    arkadaşını seven
    daima hür çocuklar
    dost okullarındalar

    öğretim eğitimden
    ne ararsan bulurlar
    cıvıl cıvıl kuşlarla
    dolu taze bir çınar
    çocuklar çiçeklerle
    bezenmiş bir ilkbahar
    dost okullarındalar
    dost okullarındalar"

    1984-85 ve 1985-86 yıllarında ilkokul birinci ve ikinci sınıfı okuduğum yerdir. her nasıl olmuşsa marşını hala unutmamışım. hocamız da ruhiye gök adında bir bayandı. sürekli bağırmaktan ses tellerinden ameliyat olduğu için derslere çoğu zaman nöbetçi öğretmen gelirdi.

    okulun kendisine gelirsek; kurulan ilk özel okullardan olmasına rağmen 1986 yılında geçirdiği bir krizden dolayı öğrencilerin çoğu başka okullara gitmiştir. okul da cent ve dost olarak ikiye bölünmüştür. daha sonra cent her sene dost'un bir sınıfını bünyesine katarak tamamını ele geçirmiştir. karşılaştırmak için (bkz: neo)(bkz: ajan smith)(bkz: matrix)

    bir anekdot da okulun tel örgülerini aşırtarak 30 metre aşağıdaki insanların kafalarına taş yağdırırken elimi yaralamış olmam ve öğretmen elime ne olduğunu sorunca sanki normal bir şeymiş gibi anlatmamdır. çocukluktan mıdır doğuştan gelen hayvanlığımdan mıdır ben de bilmiyorum. (bkz: çocuklar en acımasız yaratıklardır)
  • mermercilerin kızlari olmak uzere sosyetenin pek coklarinin yetistigi, dost kolejinden ziyade dost okulu olarak telaffuzuna alisik oldugum okul.
  • takriben 17 sene önce* çok yaşlı bir bekçisi olan okul. heidi'nin dedesine benzeyen bu adam okulun içinde bir barakada yaşardı. annem öğle yemeğini ikimize göre hazırlardı. oturup birlikte yerdik. hey gidi. sadece ilkokul birinci sınıfı okuduğum bu acaip okulla ilgili hayal meyal hatırladığım bir diğer şey ise, çamurdan yapılmış bir mağara olduğuydu ki, o kısmı rüyamda görmüş ve uyduruyor da olabilirim pekala.
  • 1983-1988 arasında ilkokulu okuduğum, eski zamanların kokusunu burnuma getiren okul. mağara kantiniyle, aşağı sahasıyla, balon sahasıyla, yemekhanenin alt katındaki cadısıyla, futbol kalesi olan iki meşhur çam ağacıyla, 134 metre aşağıdan plastik topu dikerek bahçeye atma yetisine sahip bakkal (rahmetli) ali abisiyle, boğazımıza kadar sokup su içtiğimiz musluklu yalaklarıyla 30 sene öncesinden hüzünlü bir anı oldu şimdi bu niyeyse.
  • yıllar önce tarabya’da olanın adı değişmişti. şimdi dost koleji diye ankara’da okullar var. (bkz: dost koleji ankara) çukurambar’da ve ümitköy’deki şimdiki dost koleji ile istanbul’da eskiden olanın alakası yok. ankara’daki dost koleji içinde masal diyarı varmış gibi cicili bicili yapılmış, okula benzemeyen bir tasarıma sahip. hem de dini eğitim felan da var. ankara’nın en iyi havalı ana yollarına açtılar. şuanda dindar kesimin gözdesi.
  • 1987 yılında orta hazırlık sınıfında girmiştim dost koleji'ne. ortaokulu burada bitirdim ancak tam orta sondayken 1991 yılında okul sıtkı dost'tan süha cent'e satıldı. lisede başka okul ararken bizimkiler dost lisesi'nin devam edeceğini duymuş, durum böyle olunca devam etmiştim orada, zaten arkadaşlarımın çoğu da devam ediyordu. okulda sadece ilkokul, orta hazırlık sınıfı ve yeni kurulan lise hazırlık sınıfı cent koleji bünyesine geçmişti. orta ve lise hazırlıklar eski hazırlık-orta birlerin binasına yerleşmiş, bu bina cent'e geçmişti. onun yanındaki büyük bina hala dost bünyesindeydi. ama yavaş yavaş cent bünyesine geçecekti. bizlerin dost'un son mezunları olacağı belirtilmişti başta. ancak lise ikide okula geldiğimde sınıfta bazılarının üstünde cent forması görünce afallamıştım. sonra anlaşıldı: "bitmiş bir şeyi daha fazla uzatmanın anlamı yok" diye düşünmüş idareciler. sonuçta okulda kalan hepimizi cent'e geçirdiler ve formalarımızı değiştirmemiz için de bir ay kadar süre verdiler. tabii devam etmek istemeyenler okul başlamadan önce durumu öğrenip başka okullara geçmişlerdi ve mevcut herhalde en azından üçte bir oranında azalmıştı.

    dost lisesi konum olarak uzaktı merkeze ama o zamanlar daha dehşet trafik tıkanıklıkları olmadığı, şehir şimdiki kadar yayılmadığı için sonradan ataköy'e taşınsak bile servisle tarabya'ya, bakırköy'de dolaşmak dahil en fazla 1,5 saatte varılırdı. okul genelde kırsal bir alanda yer alırdı, yapılaşma çoktu ama genelde 1-2 katlı bahçeli evler, ufak apartmanlar vardı. şimdi de genelde pek değişmemiş aslında oralar. bahçe geniş sayılırdı. şahin köktürk zamanında yapılan spor sahasının bir tane tribünü vardı. geçen sene potalar, kaleler hala aynıydı. cent döneminde çok şey değişmemiş alt sahalarda.

    üstte gri renkli, balon adı verilen kapalı spor alanı, yağmurdan korunmak için iyiydi. ama soğuktu bayağı. ayrıca yandan devirdaim hava pompalanması ile şişen ve şişkin kalan o balon gibi örtüde yılların getirdiği yıpranmalardan dolayı yırtılmalar olabiliyordu ve bunlar onarılsa da yapılan yamalar yeterli olmayabiliyor, balon sönebiliyordu. bazı öğrenciler beden eğitimi dersi sırasında balon sönerken kaçtıklarını anlatırdı. günümüzde o kısımlarda havuz, sosyal tesis ve daha üstlerde tenis kortları var.

    okul benim zamanımda da dost lisesi iken hentbolda çok başarılıydı. istanbul ve türkiye genelinde şampiyonlukları ve 2., 3.lükleri çoktu. kızlar da erkekler de iddialıydı. şahin köktürk hocanın bu başarılarda payı büyüktü. basketbolda da fena değildi. futbola kesinlikle izin verilmezdi. okul bahçesinde futbol oynayanlar cezalandırılırdı. bizler bazen topa ayakla vurmayıp "kafa gol" oynardık özellikle orta birde.

    bir de tam benim girdiğim sene cenan akın'ın yazdığı bir marşımız vardı:

    dost okulluyuz, dost okulluyuz
    biz bu toprağın, bayrağın umuduyuz.
    dost okulluyuz, dost okulluyuz
    övünçtür bize yurdumuz, ulusumuz.

    heeey hey yel olup esen
    heeey arkadaş sel olup taşan,
    çağdaş bilgiye ulaşan,
    biz dost okulluyuz.

    atatürk yolunda ölmeyen inanç
    ta edirne'den kars'a türkümüz
    atatürk yolunda sönmeyen ışık,
    ta edirne'den kars'a ülkümüz.

    heeey hey yel olup esen
    heeey arkadaş sel olup taşan,
    güçlü kimliğe ulaşan,
    biz dost okulluyuz.
    biz dost okulluyuz.

    cent lisesi'ne girince marş değişti tabii ama yeni marşın sözleri de melodisi de zihnimde hiç yok. liseyi cent'te bitiren ikinci dönemdenim ama ben de kendimi genel olarak dost liseli hissederim. eğitim çok iyi miydi, değildi ama acısıyla tatlısıyla birkaç yıl geçti orada.
hesabın var mı? giriş yap