• müziklerini bear mccreary yapmış. bu beni daha da meraklandırdı.
  • space odyssey'de (2001 ya da 2010 emin olamadım şimdi) anlatılan hikayeyi filme çekmişler sanırım. bu kadar benzerlik tesadüf derlerse küfrederim.
  • jupiter'in uydudu europa'ya yapılan bilimsel keşif yolculuğunu anlatan son derece başarılı bir yapım. izlediğim en bilimsel kurgu diyebilirim. felsefi bilim-kurgu denebilecek kendi alanında ayrı bir efsane olan space odyssey ile hiç alakası yok, kafalar karışmasın. (bkz: europa)
  • eli yüzü düzgün bir uzay filmi yapalım demişler ve ortaya ancak bu kadarı çıkmış anlaşılan. zaman kaybı diyebilecek noktadayım. tek güzel şey europa görüntüleriydi. ne kadar gerzekçe bir bilimkurgu olduğunu anlatmak için tek bir örnek vereceğim:

    2 astronot uzay boşluğunda ve geminin dışında (illa ki her uzay filminde bozulan) bir zımbırtıyı tamir etmektedirler. jüpiter'den yayılan radyasyon sebebiyle maksimum 2 saat kalabilirler dışarda. bu sürenin dolmasına yarım saat kala biri der ki şu x'e de bakacağım. gemiden gelen yorum: tamam yedek oksijenin seni 90 dakika götürür, kalabilirsin.

    radyasyona ne oldu salaklar? elbetteki senaryodaki mantık hatası kuyusuna düştü.

    bear'in müzikleri de hiçbir şeye benzememiş. adamın bütün yaratıcılığı battlestar galactica ile harcanmış anlaşılan.
  • --- spoiler ---

    sharlto copley'in göründüğü filmdir. yine boku bokuna ölüyor.
    filme gelince konu olarak çok ilgi çekici fakat tam olarak istenilen yapılamamış gibi. bütçe olarak kısıtlı olmaları neden olabilir fakat filmin diyalogları çok sıkıcı. asıl hikayeyi 10 dakika filan anlattılar. en son zaten parlak bi ahtapot çıktı bütün hikaye.

    --- spoiler ---
  • son dönemde arka arkaya çekilen belgesel görünümlü bilimkurgu-gizem filmlerinden. aksiyonu ve gerilimi az bilimsel niteliği çok.. vizyona girmeden televizyondan izleyebileceğiniz ikinci sınıf filmlerden.
  • sadece afişi iyi olan film.
  • yer yer klişeli, uzaylı, uzay gemili, gezegenli bir film. kızlı erkekli uzaya giden bağzı kendini bilmezlerse cabası. "kızlı erkekli uzaya gidilirse, koca uzayda insanın başına her şey gelir. dünyada yediği hurmalar totalde tüm mürettabatın kaba etlerini tırmalar" der eskiler. adamlar haklıymış beyler. tüm gün divanlarında oturup fikir beyan eden, özlü söz üreten bu akıl küplerinin galaksiye de el atmaları, içinde yaşadığımız evrenle ilgili sözler söylememesi imkansızdı. özlü sözlerin büyük bir kısmının bu kişilerin tecrübeleriyle ortaya çıktığını hesaba katarsak eskilerin uzaya çıktıklarını, yıldızlarda crazy dance yaptıklarını tahmin etmek zor değil. eskilerin iq'su, eq'su, aq'su bir hayli yüksekmiş. saygı duymamak elde değil.

    tüm bunları bir kenara bırakırsak filmden keyif aldığım söylenebilir doc. gerçi bana bilim kurgu olsun yeter. en nefret ettiğim aşk filmlerine dahi bir tane mutfak robotu koyun. birkaç saniye boyunca filmde boy göstersin, sonra hiç görünmesin. ben gene o filmi "aaa bilim kurgu lan bu" diyerek keyifle izlerim. filmin ana fikrini, temasını bilim kurgu üzerine kurgular, konu açacağım yerde çığır açarım.

    bu film sayesinde tatil yapmak için gitmek istediğim yerler arasından jüpiter'i ve dengesiz uydusu europa'yı sildim. al uydusunu vur gezegene. bir kere çok engebeli. stabilizasyon hak getire. zemini oynak. içindeki zamazingolar ise tatili burundan getirecek cinste. yarın bir gün biricik hükümetimiz europa'yla vizeleri falan kaldırılır, hiç kanmayın. onun yerine dünya'da kalın, ukrayna'ya gidin. ayağınız yere bassın. ülkenin varlığınıza tehdit unsuru olmayan, gayet stabil, hatta taş gibi doğal güzelliklerine bakın bol bol.
  • trt-3 filmi gibi bir film olmuş...değeri ileride anlaşılacak...

    zöge: bu yorumu kötüleyen salaklar liseli galiba...lan andavallar trt zurnaya dönüşmeden önce trt-1 haber kanalı trt-2 kültür ve sanat kanalı trt-3 ise film ve belgesel kanalı idi...te allahım ya...
hesabın var mı? giriş yap