• 2000-2001 sezonunda aniden meydana çıkan ilkinin adı "sadece iç sahada ve sadece ligde alınan galibiyet serisi" olan rekorlar serisi.

    işbu rekorların ortak özellikleri o güne kadar esamesi okunmayan bir rekor kategorisi olması, ve fenerbahçe'nin rekoru kırmasına 1-2 maç kala sanki yıllardır kırılmaya çalışılan bir rekormuş gibi lanse edilmesidir.

    adını andığımız rekor, şükrü saracoğlu stadının revize edilmeye başlandığı sezona denk gelir. fenerbahçe taraftarınca mabed, cehennem gibi unvanlara layık görülen stadda 2000-2001 sezonundaki tüm maçları kazanmıştır fenerbahçe. hatta önceki ve sonraki sezonlara taşan uzantılarıyla bu seri 24 maça uzanmıştır. lakin bu seri esnasında fenerbahçe, şükrü saracoğlu stadı'nda bir hazırlık maçında skoda xanthi takımına 3-2 mağlup olmuştur. o güne kadar fenerbahçe camiasınca "bu sezon evdeki tüm maçları kazanacağız" şeklinde dillendirilen rekorumsu, bu mağlubiyetle "tüm resmi maçları" şeklinde daraltılmış, aksilikler bununla da bitmemiş 4-4 biten 7 şubat 2001 fenerbahçe galatasaray maçı'ndan sonra "tüm lig maçları" diye kırpılmıştır.

    fenerbahçe'nin bu serisi bir beşiktaş maçıyla son bulmuş, fenerbahçe'nin beşiktaş'ı da yenmesi durumunda boca juniors'un elindeki dünya rekorunu da yerle bir edeceği dile getirilmiştir. rekorun son bulduğu 2 aralik 2001 fenerbahce besiktas derbisi maçından önce, rekor büyümeye devam ederken fenerbahçe'nin kendi sahasında barcelona, leverkusen ve lyon'a yenilmesi ise rekora pek halel getirmemiştir. daha doğrusu fenerbahçeliler bu mağlubiyetleri görmezden gelmiş, rekorlarına yeni bir isim aramamış, koyvermiştir. 2001 yılında icad olan ve fenerbahçe'nin sahip olduğu rekor, müteakip sezon el değiştirmiş ve galatasaray tarafından ilerletilmiştir.

    galatasaray'ın 2002 yılında 15. şampiyonluğu kazanıp hem 3. yıldızı takması, hem de en çok şampiyon olan türk takımı unvanını kazanması üzerine, fenerbahçeliler "en çok şampiyon olma unvanını en uzun süre taşıyan takım" adlı bir rekor kategorisi uydurdular. fenerbahçe bu kategoride açık ara birinciydi. yalnız branşın tek handikapı bu rekorun ne anlama geldiğini fenerbahçeliler dışında kimsenin anlamayışıydı.

    çok değil, üç sene sonrasında, 2005 yılında bu sefer "ligin en iyi ilk 15 haftalık performansı" adlı bir rekor gündeme geldi. fenerbahçe'nin ilk 13 hafta gidişatının iyi olması böyle bir rekoru medyaya taşımış, rekorun sahibinin fatih terim zamanının galatasaray'ı olduğu vurgulanmıştı. fenerbahçe, rekoru o güne kadar böyle bir unvanı olduğunun farkında dahi olmayan gafil (ve parasız) ezeli rakibinin elinden söke söke almıştır.

    fenerbahçe'nin kırdığı son rekor ise, bu hafta medyada bolca yer bulduğu üzere "ligde namağlupluk rekoru" oldu. 20. haftasına ulaşan namağlupluğun bir rekor olduğu belirtildi. beşiktaş'ın 48 maçlık rekoru hatırlatılınca rekorun fenerbahçe'nin kendi rekoru olduğu fısıldanmıştır.

    buradan fenerbahçe'ye naçizane birkaç rekor dalı önermek boynumuzun borcudur,

    *fortis türkiye kupası'nda maçların ilk 37 dakikasında en az sarı kart gören takım,
    *turkcell super ligi'nde yenik duruma düşmesine rağmen moralini en çabuk düzelten takım,
    *ümit özat'ı kadrosunda en uzun süre barındıran takım,
    *soyadı a ile başlayan en çok yabancı oyuncu bulunduran takım,
    *şubat 2005 ile aralık 2005 arasında en çok 2-0'la maç kazanan takım

    (bkz: gider bu)
  • fenerbahzenin dünya futbol sporu başarısızlık rekorlarının neredeyse tamamına ortak oluyor olması ile alakalı bir durumdur.

    misal: (bkz: sampiyonlar liginde 0 puan almak)

    edittyirt:
    iyi takilmisiz fenere, ama bugun itibari ile tarih olmus bir entriymis bu. degil mi canlar.
  • bunun galatasaray versiyonu için iki entrilik mini bir seriye bakmak yeterli olacaktır kanaatindeyim:

    (bkz: #8027217)
    (bkz: #8027281)
  • "sol kanadından, sağ ayağını kullanan futbolcular tarafından yapılan ortalarla en fazla gol bulan takım rekoru" gibi rekorlardır. bu göstermiştirki fener medyası, ya da şöyle diyelim, nedense fenerbahçe'ye hizmet için var olduğunu düşünen medya, istatistik konusunda nba'den bile kat kat üstündür.
  • bunlar içinde tek kırılabilen:
    rekor uydurma girişimleri rekoru.

    bonus: (bkz: tasarı taslağı).
  • kulislerde yapılan yorumlara göre (ne kulisi arkadaşım? mübalağa yaptım, jargona uysun diye öyle dedim. senin benim gibi adamı kulise mi alırlar? gastenin birinde okudum) fenerbahçe'nin bu yıl hem ligi, hem kupayı alması durumunda, üstüste üç kez şampiyon olan takımın kupayı alması adlı rekora imza atacağı söylenmektedir.

    ufak bir arşiv çalışmasıyla galatasaray'ın bunu 1972-73 ve 1998-99 sezonlarında gerçekleştirdiğini görmek mümkün. hatta 1999-00'de adı geçen başarının 4'lü saltosunu çektiği de anlaşılıyor. olsun yine de bunu fb tam kıracakken tanımlanmaya çalışılan rekorlar kategorisine uydurmak mümkün. en azından iyi niyetli bir deneme var burada saygı duyulası.

    ayrıca şampiyonluktan tam de emin olamayan fenerliler'in dile getirdiği "bize iki kere yenildikten sonra şampiyon olsanız bile sevinebilecek misiniz?" adlı teori de, al bundy'nin "ikinciye iki kere yenilmesine rağmen elde edilen şampiyonluğun ta amına koyayım" dizelerini akla getiriyor. tabii ufak bir akıl yürütmeyle, ligi galatasaray'ın şampiyon bitirmesi durumunda "şampiyona iki kere ligde bi de kupada etti üç kere koyan şampiyonlar şampiyonu" rekorunun kırılacağı da açık seçik belli oluyor.
  • bir tane daha geldi... bir beşiktaşlı olarak fener'in kırmak üzere olduğunu kabul etmiyorum ama şöyle bir şey var:

    üç ezeli rakibi bir buçuk haftada gerilimi yüksek üç maçta, bir defa kendi evinde, bir defa deplasmanda, bir defa da tarafsız sahada yenmiş olma rekoru...

    hatta:
    (bkz: #9486452) - böyle bir entry bir zamanlar vardı, kupa finali öncesinde, fener'in beşiktaş'ı yendiği takdirde yukarıdaki gibi bir ünvan elde edeceği yazılı idi.... bu entry kalsın yadigar, napalım...

    ne diyelim fener'in rekorlarına guinness bile dayanamadı...

    edit: bu rekoru kırmak için öncelikle üç ezeli rakiple bir buçuk haftada gerilimi yüksek üç maçta, bir defa kendi evinde, bir defa deplasmanda, bir defa da tarafsız sahada karşılaşma konusunda talih, şans, federasyon, kura gibi şeylerin yanınızda olması gerekiyor.

    yoksa hali hazırda dört derbiyi de kazanarak şampiyon olma rekorumuz vardı bizim...
  • 3 mayis 2006 besiktas fenerbahce kupa finalini yayinlayan show tv'nin spikeri melih gümüsbicak bu rekorlara bir yenisini eklemistir:

    lig maclarinin ilk 36 dakikasinda toplam en az gol yeme rekoru. evet. gercek. inanmayan macin bandini bir kere daha seyretsin. sezon basindan bu yana bu sayi 5 imis. sözkonusu rekor besiktas 36nci dakikada ikinci golü atinca spiker tarafindan dile getirilmistir.
  • bazen medyamızın iyi çalışmaması sebebiyle kırıldıktan sonra da tanımlanabilen rekorlardır bunlar. misal hürriyet spor servisindeki çalışanların işini savsaklaması sebebiyle en önemlilerinden biri malesef kırıldıktan sonra bugün tanımlanmıştır. ben müdürü olsam kovarım böyle tembel çalışanı. lan? yoksa bunlar rekorları bir bir kırmaları engellenmesin diye kırdıktan sonra açıklamaya başlamış olmasınlar?! malum tüm türkiye'ye karşı tek başlarına aslanca çarpışıyorlar.*

    her neyse daha fazla merakta bırakmayarak rekoru açıklıyorum: "44 yıllık kupa tarihinin 7 kezle, en çok finalde yitiren takımı"!!! ve üstelik bu maça kadar beşiktaş'la eşitmiş durum. bir beşiktaş'lı olarak bu oyuna uyanamayan yönetimimizi istifaya davet ediyorum.
    http://www.hurriyet.com.tr/spor/4364867.asp?gid=53

    demek ki ben zamanında gauss peşinde koşacağıma (bkz: gauss u öğrenip bilimsel metod peşinde koşmak) böyle ilginç rekorlar bulmaya yöneltseydim ilgimi, şimdi bir gazetede rekorcu olarak cillop gibi maaş alıyordum. ah ah işte konu yine gelip kanayan yaramıza dayandı. eğitim.

    son olarak beni rahatsız eden bir şeyi de söylemeden edemeyeceğim. rekor dediğin şey biraz da özendirici olmalı kardeşim. bak adamlar kariyerlerini bitirme pahasına doping falan yapıp çıkıyorlar pistlere. düşün yani ne kadar önemli o rekorları kırmak. ama bir de şunlara bak. ne yani, şimdi diğerleri "hayır şampiyonlar liginde en az puanı biz almalıyız! geçmeliyiz ezeli rakibimizi!" mi diyecekler? bence bu tarz istatistiklere başka isim bulmak lazım. "fakof" nasıl?* tabi bu aklıma ilk gelen. sonuçta geliştirilebilir.
hesabın var mı? giriş yap