• kuvvet ve mucadele teorisinin en geliştirilmiş halini kuran adam.
  • marxist bakış açısının aksine, devletin, topluluktaki ekonomik farklılaşma sonucu değil de, siyasal yollar sonucu ortaya çıktığını savunan alman düşünür. 1864-1943 tarihleri arasında yaşamıştır. en önemli eserleri, türkçe'ye de çevrilen devlet'in de (der staat) içinde yer aldığı dört ciltlik system der soziologie (sosyoloji sistemi) ve das grundgesetz der marxschen geselleschaftslehre: darstelleng und kritik'dir (marxist toplum kuramının temelleri: betimleme ve değerlendirme).
    oppenheimer, devletin avcı/çoban göçebe toplulukların tarımcı/yerleşik toplulukları boyunduruk altına alması sonucunda ortaya çıktığını savunur. ona göre bu süreç bazen birbirinde ayrı, bazen de içiçe geçmiş altı aşamada gerçekleşir. ilk aşama göçebelerin yerleşikleri yağmalaması aşamasıdır. ikinci aşama yağmalamanın yaşam hakkı karşılığı haraça dönüşmesi aşamasıdır. üçüncü aşamada haraç, yerleşiklerin gönüllü olarak verdiği bir vergiye dönüşür. dördüncü aşamada göçebeler, vergi gelirlerin korumak için müstahkem mevkiler (kale) inşa ederek yerleşik hale geçerler. beşinci aşamada, egemenler tabii olanların arasındaki ilişkileri de içeren bir hukuk yaratırlar. son aşamada ortak duygu ortaya çıkar.
  • devlet nasil ortaya cıkti sorusuna sıradışı bir cevap öne sürmüştür. platondan hobbes e , rousseadan marx a kadar pek çok düşünür devletin ortaya çıkışıyla ilgili tezler ileri sürdüler. ama bu kisilerin düşünce dünyalari da hesaba katılınca hepsinde biraz da kendi görüşlerini onaylatma çabası da görülüyor. yani isin icinde biraz wishfulthinking de sezilebilir.

    oppenheimer ise bir tercihe odaklanmadan dogrudan sosyolojiyle ve antropolojiyle bunu açıklamaya calisiyor, bu yüzden benim icin akla yatkin öneri bu amcanin fikridir.

    peki bu amcaya göre devlet nasil olusmus? kısaca anlatayim;

    ortada devlet mevlet yokken, insanlar avci toplayiciyken bir kısım insanlar başta bugday olmak üzere bitkileri evcillestiriyor, bir zaman zarfinda yavas yavas tamamen yerlesik hayata geciyor. tarim yerlesik hayati zorunlu kiliyor, cunku besin kaynagi sabit duruyor ve onunla yil boyu ilgilenmek zorunda. iste bu koyluler kolay ve risksiz besin bulma konforuyla gitgide savasciliklarini yitiriyor. neticede besin elde etmek eskisi gibi ölümcül riskler barindirmiyor. ama herkes de yerlesik köylüler degil. göcebeler de var. bunlar hayvanlari ile yasayan genis cografyalarda otlakiyeler pesinde kosan, zorlu sartlarindan dolayi avci toplayici atalari gibi savaskanliklarini surduren insan topluluklari. iste bu cobanlar zaman zaman yerlesiklerin bulundugu köylere saldiriyor, onlarin besinlerini caliyor, onları katlediyor. sonra bakiyorlar ki, toptan yokettikleri köylerde üretim bitiyor böylece gelecek yil yagmalanacak bir ürün kalmıyor. bunun üzerine köy baskinlarinda sadece yagmaya odaklanmaya basliyorlar. yiyecekleri tümden calmaktansa gelecek yil da hayatta kalabilmeleri icin bir miktar yiyecegi köylülere bırakıyorlar. bu giderek bir tür haraca dönüşüyor. ama yagmaci baska klanlar da var. gaspedip gittikleri köylere yeni harac icin gittiklerinde bir baska yagmaci coban kabilenin portföyündeki köyü tümden yagmalayip halkini katlettiklerini görüyorlar. böyle bir ortamda köyü bırakıp gitmenin yanlıs olacagini farkedip köylü kölelerinin yanı başında bir kamp ya da ilkel kaleler insa ediyorlar ve "mallarini" diger yagmaci korumaya basliyorlar. boylece yonetici ve yönetilen iki klan olusuyor. güvenlik amacıyla köye yerlesen bu cobanlar zamanla köylüler arasindaki kimi anlasmazliklari ust sınıf olma imtiyaziyla karara bagliyorlar. böylece ilk yasalar ve ilk yargi ortaya cikiyor. ele gecirdikleri diger köylere de temsilciler atiyorlar, bu da ilk bürokrasinin temellerini olusturuyor. zamanla evlilikler ve kültürel iletisimle yöneten ve yönetilen klanlar karısıyor ve daha homojen bir kültür ve akrabalik yapisi ortaya cıkıyor. bundan sonrasi ortaya cikan yeni klan icinde güc mucadeleri ekseninde yeni iktidar yapilarinin söz sahibi oldugu bir çaga geciliyor ama artik ilkel yasa, ilkel yargi, ilkel bürokrasi artik toplumsal kurumlar haline gelmis oluyor.

    evet özetle böyle bir teori. bu gunku arkeoloji ve antropoloji bilgilerimizle gayet uyumlu görünüyor. en azından 1600 lerde kıçtan uydurulmus bir toplum sözlesmesi gibi degil.
hesabın var mı? giriş yap