• zeplin kitap'tan çıkan virginia woolf'un dilimize ilk kez çevrilen denemelerinden oluşan kitabı.
  • oo virginia woolf yazmış kesin güzeldir hem de güvenin ölümünü anlatıyomuş ne güzel diyip aldığım, okumaya başlayınca aslında bahsedilen ölümün güve canlısının ölümü olduğunu anlayınca hayal kırıklığı yaşadığım kitap.
  • "o*, küçük olabilirdi ya da bir hiçti ama hayatın ta kendisiydi." virginia woolf - güvenin ölümü

    "hiçbir ehemmiyeti olmayan o küçük varlık, artık ölümü tatmıştı."

    "yol arkamızda kaldıkça, hayatı da arkamda bıraktığımı hissediyordum."

    "sende olduğu gibi, birinin tabiatına karşı bu kadar duyarlı olmak bir talihsizliktir: kişinin ıstırabı, dostları ona ilave bir külfet yüklemediği sürece kendisi için her zaman kafi miktardadır." william cole

    "evet, o* hastalıklıydı; herhangi bir babaya göre mirasyedinin tekiydi; oxford'tan kovulmuştu; aşık olduğu kadın tarafından reddedilmişti; parasal sıkıntıları vardı ve doğuştan gelen hiçbir avantajı yoktu ama o, tüm olumsuzluklarını kâra çevirdi. elverişsiz sağlık durumu sayesinde kitapları sevmeyi öğrendi; muhafız koğuşları ve barakalarda sıradan halkın avam yaşam biçimini algıladı; sürgün edildiği yerde, ingiliz bahçelerindeki dehlizlerin ne kadar küçük olduğunu gördü; yoksulluk ve bilinmezliğin karanlığında, rahatlık veren latif insan ilişkilerinin temini için dostlukların nasıl geliştirildiğini öğrendi. (...) ölümle yüzleştiğinde, "içtenliğin ve itidalin din dışı erdemleri" hakkında övgü dolu sözler söyleyerek, onu büyük bir vakarla karşılamıştır."

    [yıl 1807. coleridge, hareket etmekten aciz bir durumdayken, kendal karadamlası onu iradesinden yoksun bırakmıştı. "bana canlanmamı söylüyorsun... git bunu tutmayan kollarını çevik hareketlerle ovduğun felçli adama söyle." (...) bir şeyleri itiraf etmek, tahlil ve açıklamalar yapmak, yaşadığı korkunç acıyı hafifleten yegane unsurlardı: bir mahkumun tek kaçış vasıtası.]

    "shelley'e yönelik birçok bakış açısı değişikliği mevcuttur. shelley'in söylediğine göre, ömrü boyunca sadece beş kişi hariç tüm insanlar ona, "bakışları bile bulaşıcı olabilecek, eşine az rastlanır bir suç ve kirlilik dehası" olarak tepeden bakmışlardır."

    "kabaca anlatırsak, onları bir yandan dickens ve tolstoy'un başı çektiği vaizler ve öğretmenler; diğer yandan ise jane austen ve turgenyev gibi katıksız sanatçılar olarak ayırabiliriz. bay forster, öyle görünüyor ki, her iki kampa da aynı anda dahil olmak için güçlü bir dürtüye sahiptir."

    "önce kadınlardan ilkiyle, daha sonra da diğeriyle yatağa girip, sonunda missolonghi'de pisliğin içinde ölen byron. keats'e bir bakın, onun şiire olan büyük aşkı ve ölçüsüzce hasretini çektiği fanny brawne ve en sonunda yirmi altı yaşında veremden ölmesi. keza, charlotte bronte; emily'yi istisna tutarsak, güvenilir bir kaynaktan aldığım bilgiye göre charlotte bronte, büyük britanya adaları'nın en kötü mürebbiyesi imiş. sonra bay scott var, iflas etti ve birkaç şahane roman ve muhtemelen koca impararorluğun en çirkin eviyle birlikte sersefil ortada kaldı."

    "bir entelektüel olarak (ve o çizgideki mevcut kusurlarımın gayet bilincindeyim), kültürsüz kesimden insanları şimdiye değin hep sevmişimdir. (...) yanımdaki her kim olursa olsun, bir kondüktör olmanın, haftalık otuz beş şilinle on çocuklu bir anne olmanın, bir borsa simsarı, bir amiral, bir banka memuru, bir düşes, bir madenci, bir aşçı, bir fahişe olmanın ne demek olduğunu hep anlamaya çalışmışımdır."

    "onlar*, bir şeyleri ortaya koymayan toplumdaki tek kesim olduklarından, ortaya konan şeyleri görebilecek kesim de yine onlardır. bu böyledir ve böyle olduğu için de ben bundan eminim."

    "yazarın sözcükleri, ancak yazarın ölmesinden sonra yaşayan bedenlerin kazalarından arınmış, dezenfekte olmuş bir boyuta geçerler."

    "ama kelimeler, sözlüklerde yaşamaz; onlar zihinlerde yaşar. (...) kraliyet sözcükleri halktan olanlarla çiftleşir. ingilizce sözcükler, eğer hoşlanırlarsa, fransızca, almanca, hintçe veya siyahi sözcüklerle evlenir."

    "şimdi, nesrin onuru ve şiirin alaycılığı ile iki ya da üç cilt yazmanın benim için ne kadar kolay olacağını göreceksiniz; birinin ne denli geniş ve yeterli bir hakimiyet kurduğunu ve diğerinin içinde yaşadığı o küçük koruluğun nasıl oksijensiz ve bodur kaldığını."

    "evdeki meleği öldürmek, kadın yazarların uğraşları arasında önemli bir parçadır."

    "akıl mücadelesi, akıntıya karşı verilen bir mücadele demektir, onunla birlikte akarak değil." virginia woolf - güvenin ölümü
hesabın var mı? giriş yap