• bir tür balık. tipi sevimsizdir ama lezzetlidir taşlık ve kırmalıklarda yaşar geceleri avlanır musevi vatandaşlarımız en sevdiği balıklardandır çakal erikli yahnisi çok güzel olur
  • şu sıralar tam da mevsimi olan bordo renkli balık. adalarda * * * kolayca bulabilirsiniz. nefis buğulaması olur. buğulama sevmeyenler, kızartıp da yiyebilirler.
  • pullaru ufak ve yumu$aktır. çoğunlukla 25 cm.den büyüğü bulunmaz.
    http://www.webdelanzarote.com/pesca10.jpg

    gündüzleri deliklerinde horul horul uyurlar. gece olduğunda, çenesinin altındaki bıığını kullanarak ufak hayvanları avlar. kendinden çaparili bir balık.. http://www.fuerteventuradigital.com/…na.brotola.jpg
  • gündüzleri deliğinde yakalarsanız şaşırıp kaçmazlar, öyle bakarlar suratınıza "sen kimsin be?" diye..
    http://www.flickr.com/…ik/252221797/in/photostream/
  • istanbul'da gelincik balığı avlayan çok az balıkçı kalmıştır.. özel bir sepetle avlanırlar. göksu deresi çıkışında yuvalanmışlardır.

    pulları diğer balıklara göre daha küçüktür. elde tutması çok zordur. fazlasıyla kaygandır. genelde balıkçı temizler. tadı çok ilginçtir, hiç balık kokusu yoktur... balık sevmeyenler için ideal bir balıktır. kısa bir süre avlanabilir.. mayıs ayından eylüle kadar avlanırlar.

    az çıktığı için pahalıdır ve meraklıları bellidir. balıkçıların gelincik müşterileri vardır. çoğunlukla yalı sahipleridir bu müşteriler.
  • gadidae familyasından phycidae familyasından phycis phycis bilim adlı balık. sularımızdaki ikinci gelincik de lotidae familyasından gaidropsarus mediterraneus bilim adına sahiptir. ikisi de gelincik olarak anılır ve aslında daha bol bulunanı da gaidropsarustur.

    mezgit' in akrabası olup şeklen ona benzer. ancak daha uzun ve yılanvari bir gövdesi vardır. yumuşak yüzgeçleri balığa büyük manevra kabiliyeti sağlar. birinci sırt yüzgeci bir yarığın içine gömülüdür. gaidropsarus’un çenesinde bir adet, burun ucunda ise iki adet bıyık bulunur. phycis in burnunda bıyık bulunmaz, alt çenesinde bir adet bulunur. burun delikleri de gelişmiştir. renkleri koyu kahve-yeşil-kızılımsı ve alacalı olabilmektedir ancak rengini ve desenini bulunduğu ortama göre adapte edebilmektedir. gelincik balığının derisi son derece kaygandır.

    genelde kayalık yerleri tercih eden bu balık eskiden gelincik sepeti denen sepetler ile boğazda avlanırmış. sepetin içine yeni ezilmiş çağanoz koyulup gelinciğin sepete girmesi beklenirmiş. günümüzde miktarının azalması ve sepetçiliğin zahmetli olmasına ekonomik zorluklar da eklenince malesef bu gelenek kaybolmuştur. günümüzde tüm denizlerimizde bulunan gelincik ara sıra gece yemlilerinde oltaya atlasa da özel olarak avcılığı yapılmaz. ortalama boyu 20 santim civarındadır ancak 50-60 cm boya ve bir kilo ağırlığa ulaşabilmektedir.

    gelincik avcı ve vahşi bir balıktır. özellikle küçük yengeç ve karideslere çok düşkündür. balık yavruları da menüsünün önemli unsurlarındandır. avına geniş açılabilen ve tutucu dişler bulunan ağzıyla ani hamle yaparak saldırır, bu yüzden de genelde olta iğnelerini tamamen yutar. bu balık genelde gece faaldir, gündüzleri yosun aralarında ve taş altlarında saklanarak düşmanlarından (levrek, sinarit, lüfer vs) korunur. genelde yosun ve midye barındıran kayalık kıyı şeritlerinde yaşayan gelincik balığı şeklen ve renk olarak trakonyaya benzediği için özellikle gece avlarında bu renge ve şekle sahip balıkları elinize almadan iyice görünüz. aksi takdirde son derece tehlikeli sonuçlarla karşılaşabilirsiniz. bu bağlamda kendi tecrübelerimden örnek vermem gerekirse; özellikle kayalık bölgelerde zoka ile gece lüfer yemlisine gittiğinizde dikkatli olunuz. bildiğiniz üzere lüfer genelde dipten bir kulaç yukarda avlanır ve ilk aşamada zoka dibe indirilirken dip bulunur, sonra kıstırma kurşun (var ise) ile zoka arasındaki mesafe + 1 kulaç misina yukarı çekilerek takım apikoda tutulur. işte tam dibe indirme esnasında oltanıza bu kayalık yerlerde iri gelincik veya trakonya (iskorpit de ihtimal dahilinde) atlayabilir. ve bu balıklar gece karanlığında ve lüksün zayıf ışığında birbiriyle karıştırılabilir. aman dikkat diyerek yazının bu kısmını noktalıyorum.

    avcılığı;
    özellikle avcılığı yapılmaz ama özellikle kıyı balıkçılığının yemli av disiplininde, geceleyin, kayalık, kırmalık bölgelerde, mendirek, iskele diplerinde köstekli takımlarla avcılık yapılırken, örnekle; eşkina, ispari, karagöz ve levrek avlarında her türlü yeme atlayabilir. bu balığı seviyor ve avlamak istiyorsanız kesinlikle yosunluk yerleri seçiniz. kırma kayaların yosun tuttuğu bölgelerde, mağaralık, oyuklu bölgelerde, bu meyanda; özellikle jeoloji bilgisi olanlar için söylüyorum; bazalt, riyolit, tüfit gibi püskürük lav kayalarının gözenekli oluştuğu kıyıların 10 metre derinliğe kadar olan kısımlarında oltanıza bütün ama ufak boy ölü karides takarak bol bol gelincik yakalayabilirsiniz. olta takımı fazla önem arz etmez, gelincik son derece obur ve atılgan bir balıktır. ancak iri boy olanları boşluk bulduğunda yemi yutup kaya altı yapabilir veya misinayı kayalara dolayabilir. ama yemi tamamen yuttuğu için kısa süre sonra takati kesilir ve takımdaki başka iğneniz veya kurşununuz bir yere takılmadıysa bir müddet sonra balığı kolayca alabilirsiniz.

    ekonomik değeri;
    günümüzde fazla bir ekonomik değere sahip değildir. ama bunun sebebi etinin lezzetsiz olmasından değil, özellikle avcılığı yapılmadığından ve fert itibariyle dağınık barındığı için verimli avının fazla yapılamamasındandır. musevi vatandaşlarımızın favori balığı olan gelincik onlar tarafından özel günlerde çakaleriği salçası ile muhteşem bir lezzete dönüşür. tavası ve buğulaması da nefis olur. beyaz ve yumuşak etlidir ancak mezgitle akraba olan tüm diğer balıklar gibi eti çabuk bozulur. taze tüketilmelidir. ben size tereyağlı tavada mısır ununa bulayarak kızartmanızı öneririm.
  • sarıyerden sürpriz yapıp oltamıza takılan pamuk gibi balıktır kendisi. çinekop beklerken gelincik ile karşılaşınca epeyi şaşırdık ama ne yakışıklı bir balıkmış bu arkadaş. balığın da yakışıklısı mı olurmuş? şimdi bu dediğime kendimden inanamıyorum mesela. açtım görselleri baktım ı-ıh gayet ürkütücü gözüküyo. halbuki yakından öyle miydi? değildi. elde de durmuyor kerata. böyle pamuk gibi yumuşacık birşey. mümkün olsa vıjt vıjt oyna. yandaki balıkçıların yağlı ama çok lezzetli demesine karşın hoop tekrar denize geri gönderdik biz. ama sonra biraz azar işittik. yok hiçte merak etmedim tadını. bizimki başka kimsenin oltasına takılmaz inşallah. nasıl sevdiysem. (bkz: swhhh)
  • tereyağında kızartılmışı 2.abdülhamit'in favorisi imiş.
  • geçenlerde denemek için aldım, tereyağ ile kızarttım. balık kokusu falan da olmadı öyle. aşırı yumuşak bir eti var. kendine has ekşimtrak bir tadı var, fena değil. bir daha almam sanırım ama keşke almasaydım demedim farklılık iyidir.
hesabın var mı? giriş yap