• sigortalı olmayanların 213 tl ödeme zorunluluğu olarak bilinen olayın son durumu.

    -------------------
    yeşil kart yerine kurulan genel sağlık sigortası (gss) sisteminde evdeki hesap çarşıya uymadı. prim tahsilatı yüzde 3,5’te kaldı, sistem iflas etti. sgk, 8 milyar liralık prim alacağının ancak 300 milyon lirasını tahsil edebildi. prim borcu için hükümet af hazırlığında, afla birlikte gss’nin maliyeti yeşil kart’ı da geçecek.

    8 milyar liralık prim alacağı biriken genel sağlık sigortası bu rakamın sadece 300 milyon lirasını tahsil edebildi. sosyal güvencesi olmayan 12,5 milyon kişinin gelirine göre prim ödeyerek sağlık hizmeti alması amaçlayanıyordu. gelir testine giren 12 milyon kişiden 8 milyonunun geliri asgari ücretin üçte birinden az olduğu için primini devlet ödüyor. geri kalan 4,5 milyon kişi ise prim ödeyerek hizmet alacaktı. ancak bu kişilerin bir bölümü teste hiç girmezken girenlerden de tahsilat yapılamıyor.

    yeşil kart yerine kurulan genel sağlık sigortası (gss) sistemi işlemiyor. geliri asgari ücretin üçte birinden fazla olanlardan alınması planlanan sağlık primi tahsilatı yapılamıyor. sosyal güvenlik kurumu’nun (sgk) verilerine göre gss kapsamında yaklaşık 8 milyar liralık sağlık primi alacağı birikti. bugüne kadar tahsil edilen sağlık primi miktarı ise 300 milyon lirada kaldı. buna göre tahsilat yüzde 3,5’lar seviyesinde. uzmanlar, gelir testi yöntemiyle vatandaşa çıkarılan sağlık primi borcunun tahsil edilmesinin neredeyse imkânsız olduğunu belirtiyor.

    gss kapsamında borcu olan 4 milyon kişi için çare arayan hükümet, önümüzdeki günlerde meclis’e gelecek olan torba yasa ile sağlık prim borçlarını yeniden yapılandıracak. bu kapsamda borçların bir kısmı tamamen silinecek. büyük bölümünde ise faizler silinerek anapara taksitlere bölünecek. ancak uzmanlar, affın da çare olmayacağı görüşünde. bu arada afla birlikte oluşan maliyet ise yeşil kart sisteminin getirdiği yükü aşıyor.

    yeşil kart sisteminin yerine ikame edilen gelir testi sistemine göre sosyal güvenlik kapsamında olmayan kişiler, gelirine göre gss primi ödeyerek sağlık hizmeti alıyor. sosyal güvenlik kurumu’nun verilerine göre 75 milyon 627 bin kişilik türkiye nüfusundan 63 milyon 110 bini sosyal güvenlik kapsamında. sosyal güvenlik kapsamında olmayan 12,5 milyon kişinin ise gelirine göre prim ödeyerek sağlık hizmeti alması amaçlanıyordu. sgk verilerine göre 11 milyon 979 bin kişi gelir testine girdi. teste girenlerden yaklaşık 8 milyon kişinin geliri asgari ücretin üçte birinden az olduğu için bu kişilerin primini devlet ödüyor. geriye kalan yaklaşık 4,5 milyon kişi ise sağlık primi ödeyerek hizmet alacaktı. ancak gelinen noktada bu kişilerin bir bölümü gelir testine hiç girmedi. gelir testine girenlerden de prim tahsilatı yapılamıyor.

    gss’ye göre üniversiteye gidiyorsa 25 yaşını, liseye gidiyorsa 20 yaşını, okula gitmiyorsa 18 yaşını geçen kişiler, sosyal güvenlik kapsamında değilse gelir testine girmek zorunda. gelir testi sonucu gss primleri, kişilerin gelirine göre kademeli olarak belirleniyor. kişilerin geliri, valilik ve kaymakamlıklardaki sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları tarafından yapılan testlerle belirleniyor. bu testlere göre aile içinde kişi başına geliri asgari ücretin üçte birinden az olanların, yani 340 tl’den az gelir elde edenlerin primini devlet ödüyor. gelir testine giren yaklaşık 12 milyon kişiden 8 milyonu bu kapsamda yer aldı. 4,5 milyon kişiye ise gelirine göre sağlık primi borcu çıkarıldı. 2012 yılının ocak ayında uygulamaya konulan gss ile birlikte sağlık primi alacağı 8 milyar lirayı aştı.

    borçları ödenmediği için de 4,5 milyon kişi sağlık hizmeti alamıyor. hükümet bu soruna çare bulmak için af hazırlığında. buna göre gss prim borcu olanlara yeni bir fırsat tanıyacak. daha önce gelir testine girmediği için adına en yüksek miktardan prim borcu çıkarılanlar, kendilerine verilecek 3-4 ay içinde yeniden gelir testine girebilecek. böylece bu kişiler eğer gelir 340 tl’nin altında ise borçları silinecek. eğer gelirleri 340 tl’nin üzerindeyse bu kez gelirlerine göre prim ödeyecekler. böylece en yüksek limitten çıkarılan prim borcundan kurtulacaklar.

    gelir testine girdiği halde borcunu ödemeyen kişilerin ise faiz borcu silinecek. borçlulara anaparaya taksitlerle ödeme imkânı getirilecek. böylece devletin 8 milyar liralık alacağının önemli bir bölümü silinecek. öte yandan gss’de özellikle öğrencilere yönelik sorun yaşanıyor. pek çok öğrenciye prim borcu çıkarılıyor. üniversite öğrencileri, kuruma öğrenci belgesi vererek bu borçtan kurtulabiliyor.

    23 kasım 2013, cumartesi
    -------------------
  • böyle bir çökme sırf sigortalı olmayanların 213 tl ödeme zorunluluğuna uymayıp ödeme yapmadıkları için olacağı sanılıyorsa olmaz. şöyleki devlet isterse o parayı söke söke alır. ha şimdi bu parayı almak için fazla bir efor sarfetmiyorsa bu daha sonra da böyle olacağı anlamına gelmemektedir. sistemin tam olarak oturmasından sonra önce faizleri silecektir ve şimdi ödeyin diyecektir ve sonra ödemeyenlerin özeğine çökecektir.
  • (bkz: e-haciz)
  • silinecek faizler ve bazı şartlardaki anaparaların yeniden yapılandırılması ile düzeltilecek durumdur.

    öyle sıfırlamak, ödemelerin kalkması gibi bir durum yok, öyle ama böyle o paralar alınacak...

    --------------
    "suriyeliler için ücretsiz tedavi dönemi"

    şimdiye kadar sadece sınır bölgesindeki illerden sağlık hizmeti alabilen suriyeliler, bundan sonra, kamplara kayıtlı olma şartı aranmadan türkiye’deki bütün devlet hastanelerinden ücretsiz yararlanabilecek. ilaçlarını serbest eczanelerden alabilmeleri için de protokoller imzalanıyor. suriyeliler dışında kalan 60 bin mültecinin durumu ise şimdilik belirsiz.

    türkiye’ye sığınan suriyelilerin sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanma imkanları genişletildi. şimdiye kadar mültecilere sınır bölgelerindeki 11 ilde bulunan kamplara kayıtlı olmaları şartıyla sağlık hizmeti sunuluyordu. bundan sonra bütün devlet hastanelerinden ücretsiz faydalanabilecekler. kampa kayıtlı olmak şartı da aranmayacak. öte yandan kamu hastaneleri suriyelilerin masraflarıyla ilgili faturaları valiliklere göndermeye başladı. teşhis ve tedavi hizmetlerine ek olarak mültecilerin serbest eczanelerden ilaç alabilmesi için protokoller de imzalanıyor. ilki şanlıurfa’da uygulamaya giren protokol çerçevesinde doktordan reçete alan suriyeliler serbest eczanelerden ilaçlarını alıyor. resmi rakamlara göre, bu zamana kadar suriyelilere 1,5 milyon poliklinik muayenesi yapıldı, 275 bin kişi bulundukları illerde hastanelere sevk edildi ve 28 bin kişi ameliyata alındı. sayısı 60 bini bulan diğer mültecilerin sağlık hizmetlerinin nasıl olacağı konusunda net bir durum yok. 2008 yılında çıkan 5510 sayılı sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanunu’nda uluslararası koruma başvurusu veya statüsü sahibi ve vatansız olarak tanınan kişiler sigorta kapsamına alınmıştı. fakat alt mevzuatlar hazırlanmadığı için sistem uygulanmıyor.

    http://www.zaman.com.tr/…onemi-basladi_2152433.html
    --------------

    burada mültecilik gibi bir felakete uğrayanlara lafımız yok, ortada bir sorun olduğu açık.

    asla olmayacak bölgesel hedefler ve kişisel hırslar uğruna, üstelik allah kitap bahane edilerek alınan kararlarla sebep olunan olaylar, yerlerinden edilen insanlar, zaten kıt kanaat geçinen insanlarımıza yüklenen bu yükler, onların suçu değil. bu insanlara yardım edilmeli ama kendi vatandaşlarımızın da durumu ortada. sorumlular ise belli...
  • sistem kurulur kurulmaz çökmüştür. halen çökmüş bir sistemi diretmeye çalışıyorlar. ödemeyeceğim.
  • durduk yere devletin kendisine vatandaşını borçlu çıkarmasının çökmesidir. kyk'yı ödemişim, malım mülküm olmadığından devletle alıp veremediğim hiçbir şeyim kalmamış. işim yok; bulamıyorum, ailem memur maaşıyla beni de besliyor. - bürokrat maaşı değil, memur. dikkatini çekerim. devletle aramda nüfus cüzdanı dışında hiçbir bağ yok. adeta nasıl mutluyum anlatamam.

    ama devlet bu. durduğu yerde duramadı tabi. işsizim, lan zaten param yok. ama sürekli bi giderim var, telefon faturam var sabit gider olarak bi kere. annem ödüyor. e bi sinemaya gitmek istiyorum, arkadaşlarımla dışarı çıkmak istiyorum, sinema istiyorsam anneme, arkadaşlarla takılacaksam babama müracat ediyorum. yaşım da 17 değil yani 27. napiyim, yok. iş bulamadım. bi iş buldum, sgk'mı eksik yatırdılar maaşım üstünden değil, iki kere söyledim üçüncüsünde çıktım. bi iş buldum günde 18 saat inşaat tozu toprağı çektim bi maaşı 2 ayda zor aldım. bi iş görüşmesine gidicektim "alo ben abc tıbbi görüntüleme merkezinden arıyorum. bugün gelin görüşelim" dedi; şehir dışındaydım uygun bir dille durumu anlatıp geri dönebileceğim ilk otobüsle döndüğüm gün görüşelim diyecektim ama muhabbet hiç bu kadar uzayamadı çünkü doğal olarak, her saygı çerçevesindeki görüşmede yapılan gibi konuştuğum kişinin kibarca adını sordum "abc tıbbi görüntüleme merkezi dedik ya adımı napıcan" dedi (meğer merkez sahibiymiş sonradan öğrendim) benim şalter attı tabi. "afedersiniz abc tıbbi görüntüleme merkezi hanım ama sanırım sizinle çalışmak istemiyorum" dedim telefonu kapattım.

    neyse, devlet diyorduk. devlet bu sefer gözünü olmayan parama dikti. evet, evet olmayan. o da niye biliyo musun? "ben hasta olursam prim alsın benden giderleri azalsın" diye. daha ortada hastalık filan da yok yani. ödediğim para hasta olmazsam tamamen boşa da gidebilir. zaten hayali ödeme filan bekliyor benden sandım bi süre. her ay belli bi miktar para yatırıcak-mış gibi yapıcam. devlette alıcakmış gibi yapıcak filan diye düşünüyorum. başarısız bir kamera şakası gibi. sonra öğrendim ki bu gavatlar benim ailemin maaşını benim giderim gibi sayacaklarmış. sebep? ben 20 yaşındaydım yeşil pasaport hakkımı iptal ettin. o zaman benim ailem değil miydi? ha o zaman bireydim ama sen para söğüşlemek istediğinde birden aileme sarktın. adeta bir çakal. bayağı yani, kendi kendine bu kanunlar bi şeyler çıkardı, bi hesaplar kitaplar, sonra bana döndü dedi ki "sen artık bana borçlusun" hoppalaa? nasıl ya? ne zaman ve niye? hangi ara? lan hizmet almadım, borç takmadım bi şey yapmadım. havadan paramı almaya çalışıyor.

    hayır zaten şunu anlamıyorum, sen zamanında ben çalışırken benden tonla para kestin. işsizlik için kestin, sağlık için kestin, brüt maaş diye, en az maaşım kadar bi miktarı kestin maaşımdan. ben işsiz kalınca para alacaktın niye kestin ulan it? brüt maaşı bırak madem bana. bende ona göre yoluma bakayım. bileyim ki ben yarın birgün işsiz kalırsam devlet baba beni evlatlıktan reddeder, şunu da şuraya koyayım. ama sen hem "çocuğum ben sana bakarım" diye paramın yarısını alıyosun; hem işim düşünce "afedersin de ben bakamam. gücüm yetmez, bi miktarını da sen ödiycen hayat müşterek" diyosun.

    tabii ki çökecek ulan bu sistem. şimdi olmasa sonra. tabii ki çökecek.
hesabın var mı? giriş yap