hayatımda ilk kez

• bir cümle girizgahı, devamında koca büyük anlamsal içerikli derinlikli laflar. tıpkı heraklietos'un buyurduğu gibi; belki aynı suda iki kere yıkanamamazlık üzerine biz aslında herşeyi hayatımızda ilk defa yaşıyorken, dünyevi ikilemeler ve bazı tekrarların fonunda zihinsel kıyaslarda bulunurken "hm bu bir kez olmuştu evet, hmm sanırım bu altı kez oldu, şu da onüçncü ve ayrıca bu da sanırım hayatımda ilk kez 1486. cuma gününe gireceğim zaman evet, hah 1487 oldu hayatımda ilkez, heheh" gibilerinden, bazı şeyler belki ilk kez oluyor ya da olmuyor, ama hiç olmamış şeyler var gerçekten. hele ki 'severken' insan bu cidden patolojik bir vakaymışçasına. bir kaç saniyeliğine benlikten sıyrılıp "lan bu galiba gerçekten ilk kez oluyor" denilesi anların öznesinde sanırım ne haftalar günler, ne eşyalar, yerler zamanlar mekanlar, ne içeriden şu esnek mekanik bedenden onu yöneten bir beyinden, benden, yani bizden öte bir özne var.
  görme duyusu ile ilintili seyrededurulan bir durum, bir vaziyet, bir kadın.. damarlarının kıskançlıkları çatlarken yabancısı olduğun duygulara en basit anlarda mesela, mantığınla bedenini bastırdığın çukurdaki duygusallığa düşmek bir kaç saniyeliğine insanı hayatın anlamına ve anlamsızlığına sürüklüyorken böyle efil efil rüzgarda düşerken düşünüyorsun. ya sevgi ne acayip şey, "sanki hayatımda ilk kez seviyorum" cümlesinde olduğu gibi mesela "hayatımda ilk kez"
  
  bir başka örnek mesela anlaşılır olsun. misal;
  
  hayatımda ilk kez aslında hayatımda ilk kez.
  
  ya da mesela;
  hayatımda ilk kez ne biçim şeyler yazıyorum.
  
  ya da komiklisi, daha anlaşılır:
  hayatımda ilk kez seks yaptım.
  
  daha naif:
  hayatımda ilk kez öpüştüm.
  
  tanım: bunu daha önce görmemiştim,aa negzelmiş daha önce duymamıştım, ne değişik daha önce böle bişeye dokunmamıştım, damağım çatladı bunu daha önce böyle bişey tatmamıştım, oha çok berbat daha önce böyle bişey koklamamıştım. yahu ne acayip his lan hiç böyle olmamıştı gibi şeyleri tanımlayan aydınlanmış bünyenin ilk cümlesindeki girizgah.