• anadolu'nun bir köyünden 25 yaşında bir kızım. köydeki kız arkadaşlarımla beraber bazen takma penislerle birbirimizi tatmin edip, orgazm oluyorduk. biz eşcinsel miyiz? erkeklerden de soğudum, ne yapmalıyım?

    gerçek bir mektup
  • bir de şu mektup vardı bugün gazetede:

    adamın biri penisinin çok ufak (9 cm) olduğunu yazıyor. haydar dümen'e soruyor. pul kırmızıbiber sürsem irileşir mi? diye. (bkz: oha)

    haydar dümen ise cevap olarak "maalesef olmaz" diyor. hele sakın anüsünüze kaçmasın !
  • arada bir dümen'in verdiği cevaplarla iyice şenlenen mektuplardır.

    buyrunuz:

    soru:
    13 yaşında genç bir kızım nasıl masturbasyon yapabilirim?

    cevap:
    sevgili kızım, nasıl olacak bu iş? sen daha çocuksun. ee şimdi bende kocaman bir adamım. elinden tutarak 'yavrum elini getir, şu noktanın üzerine koy'diyebilirmiyim? tabii ki diyemem. toplumsal değerler ve işin tıbbi yönü buna aykırı. mastürbasyon yapman çok erekliyse bunu arkadaşlarından öğrenebilirsin. örneğin; ya çocuklar, şöyle şöyle mastürbasyon yapıyorum'diyerek kafadan birşey atarsın. onlarda şaşırırlar sana gülerler.'allah allah, o öyle değil,biz böyle yapıyoruz derler. haftada bir mi olur ayda bir mi olur yada her dakika yalnız kalmanın yollarınımı ararsın onu bilemiyorum meraklı kızım.bu kadar merak başına çorap örebilir.kendini doğanın akışına bırak önce beyninde,düşüncelerinle cinselliğin ruhsal yapısını estetik ve sağlam temellere oturt. bir zaman sonra beden ona katılacaktır.
  • bazen bir levent kırca skecine dönüşüp haydar dümenin kalesinde devleştiği diyaloglara dönüşebiliyor. (kendime direnemiyor üşenmeyip bugünün posta gazetesindeki mektup-cevap kısmını buraya yazmak istiyorum sevgili okurum.)

    (31 mart 2006-posta, orjinal alıntıdır, kutup ayılarındakiler şahsi yorumlarımdır)

    prezervatif vajinada kaldı ne yapmalıyım?
    merhaba sayın haydar dümen. ben 24 yaşında bir gencim. kız arkadaşımla cinsel ilişkiye girdim. korunmak için taktığım prezervatif kız arkadaşımın vajinasında kaldı.bunun için gerçekten çok endişeleniyorum. sizce ne yapmamız gerekir? aradan 2 gün geçti ne olur bize yardım edin. vereceğiniz cevap için şimdiden çok teşekkür ederim. iyi çalışmalar.

    cevap: sevgili okurum. prezervatif yerinden memnun olmalı ki bir türlü oradan çıkmak istemiyor. büyük ozan yahya kemalin "birçok gidenin her biri memnun ki yerinden/bir çok seneler geçti dönen yok seferinden" dizelerindeki gibi prezervatif orada mutlu olsa gerek* *. ee doğrudur da. yumuşak, sıcak bir yer*. dışarı çıksa nereye gideceğini çok iyi biliyor.* bu nedenle kaçıyor kaçabildiği yere kadar ve saklanıyor.her neyse içeriden onu kız arkadaşın parmağını sokarak alsın. eğer o yapamıyorsa sen parmağınla* al*. ve bundan sonra kullandığın prezervatiflerin boyut bakımındankendi ölçüne uygun olanları kullan. çok bol bir ceket giydiğimizde bir yere takıldığı zaman nasıl takıldığı yerde kalıverirse prezervatif de öyle olmuş galiba*.
  • ( 28 haziran 2006-posta, orijinal alıntıdır.)

    başlık: kızlık zarımı diktirsem, düğünde oynarken bozulur mu?

    " sevgili haydar hocam, 24 yaşında bir kızım. 5 yıldır çıktığım bir erkek arkadaşım vardı, evlenecektik ama bırakıp gitti. maalesef ilişkiye girdim ve 7 ay sürdü. hemen arkasından başka birisiyle beraber oldum, fazla sürmedi onunla da ayrıldık. onlardan sonra başka başka erkeklerde girdi hayatıma.

    köşenizde kızlık zarının dikildiğini okudum, bir an çok mutlu oldum. hocam şimdi sorularıma cevap verirseniz çok mutlu olurum;

    * düğüne üç-dört gün kala kızlık zarımı diktirsem sorun olur mu? oynarken kanama olur mu?
    * ilişki sırasında nişanlım kızlık zarımın dikili olduğunu anlar mı?

    verdiğiniz cevaba göre evleneceğim veye evlenmeyeceğim. herşey için teşekkür ederim.

    haydar hocanın cevabı: sevgili okurum sorularının ancak birini yanıtlayabilirim.
    kızlık zarı oynarken yırtılmaz. ama göbek atarken zıplarken, tepinirken dikkat etmen lazım.
    göğüslerini fazla kıpraştırma.
    kızlık zarı öyle bir anda dikilmez, iyi bir doktor bulman lazım.
    artık buda senin marifetin.

    bu konuda bu kadar yardımcı olabilirim.

    yazarın notu: " parayı veren düdüğü çalar, ya düdükten cırtlak bir ses çıkarsa."
  • verilen cevaplarla daha bir fantastik hal almaktadirlar.

    bugun bana okutturulan, ve cevabini 1-2 kez "acaba ciddi ciddi yazdi mi bunu" diye tekrar okudugum mektubu asagiya yaziyorum. parantez icleri bana ait.

    sevgili haydar hocam 19 yasinda 1.95 boyunda sporcu bir gencim (yao ming ile cinsel sohbetler). spor yaparken yorulmak nedir bilmiyorum. kiz arkadasimla gunde 8-9 defa cinsel iliskiye giriyoruz ama bende yine tik yok. (tik yok derken?) hala istiyorum, cunku yetmiyor. byle giderse kiz arkadsim benden ayrilacagini soyluyor. ne olur bana yardimci olun, kendimi nasil durdurabilirim.
    rumuz : daniel

    ve o cevap,

    degerli okurum, masallah allah sana boy pos vermis ama bir seyleri eksik vermis. simdi ne yapacagini biraz dusunelim. irade denilen tipki arabalarda fren mekanizmasina konulan hidrolik gibi kutusunda kalmamissa o araba ucuruma yuvarlanir. senin hidroligin iradedir. degerli okurum, simdi gunde 8-9'u duyan okurlarimiz sikintiya dusecektir. kimi olmaz oyle sey diyecek, kimi de firsat bu firsat deyip ya allah ortaya atilacak. niye olmasin, ben ondan asagi degilim, diye kendini pazarlayacak. kiyi kosede oturan sakin vatandas hesaplasmaya baslayacak. "ya nasil oluyor, ben haftada 2-3 zor cikariyorum, benim bir yilda ulastigim performansa adam bir ayda ulasiyor" diyerek asagilik ve sucluluk kompleksine kapilacak. degerli okurum, sulari fena halde bulandirdin. insanlarin uzerinde ihtilal yaptin, farkinda degilsin. zavalli ben, iki tarafi da mutlu etmek, onlara yol gostermek icin birine sus, digerine cok bagirma diyerek telasla orkestra sefligi yapiyorum. bir de bakiyorum ki senin davulun gumburtusu ortaligi salliyor, kulak zarlarini patlatiyor. yani sen zar patlatmak icin yaratilmissin oyle mi? ama otekinin klarneti cok zayif "ditt ditt" diye otuyor. klarnetcinin eli ayagi titriyor. ezilmis buzulmus, eve gitmeyi cani istemiyor. kemanci hayatindan memnun, bazen ince bazen pes ses. ama gelelim saksafoncuya, onun dunyaya aldirdigi yok. elinin altinda her turlu sesi cikarabilcek enstruman "dat data dit dat datt dat" diye ufluyor. saksafoncu konserin sonunda arkadaslarina "ben yaya kalmam marifetim cok da cok, boyle abartilara karnim da tok" diye basliyor anlatmaya. gelelim tekrar konsere, kakafonisi bol olan bir orkestranin sefligine beni oturttun. degerli okurum, mani (manyaklik) nedir bilir misin? senin aktiviten eger dogruysa once git, erken bosalmani tedavi ettir. "hocam ben hic erken bosalmadan soz etmedim" diceksin, oglum biz bir sey biliyoruz heralde. 7-8 birlesmeyi her biri 2 dakikadan toplam 15 dakikada bitiriverirler. ama elin adami bir kere de olsa yarim saat kalabiliyorsa senin gunde 15 sayiya cikman lazim ki otekinin performansini yakalayabilesin. bu saatten sonra ben karismiyorum, hepsi bu kadar.
  • bazen hocanın alanı dışında da cevap bekleyen mektuplardır. mektup cevap bekler mi gibi geyiklere takılmadan, bir örnekle süsleyelim.

    16 aralık 2007 posta'dan alıntıdır.

    eşim almanya'dan kendininkine benzer bir alet getirmiş (ahahaha, daha başlıktan kopuyorsun, bir de devamına bak)

    merhaba haydar bey, 40 yaşında olgun bir kadınım. muhafazakar bir ailem var. eşim 15 yıldır almanya'da çalışıyor. onu yılda bir hafta görebiliyorum, geçen yıl ona bu sorun yüzünden dert yanmıştım. eşim almanya'dan kendininkine benzeyen bir alet getirmiş. ismi de vibratörmüş. kocam gittikten sonra ara sıra bu aleti kullanır oldum. eskiden hareket ediyordu, şimdi etmiyor. kocama da telefonda soramıyorum. bu aleti nasıl tamir ettiririm?

    haydar hocamın cevabından önce değinmek istediğim bir kaç nokta var. ablanın ilk dört cümlesi direk bulvar'dan alıntı gibi geldi, o ne öyle ya, ahahaha. 40 yaşında olgun kadınım, kocamı, yılda sadece bir hafta görüyorum. devamı bal kutusu edebiyatına gidecek dedim, bambaşka bir mecraya gitti konu. amca vibratör almış ablaya, yalnız abla ne yaptıysa, aleti bozmuş. hocaya danışıyor. haydar hoca ne zamandan beridir, elektrik-elektronik aksamlarına da el atar oldu? inanılır gibi değil, ve fakat haydar hoca, üzerine gelen bu topu nasıl göğsünde yumuşatarak, şık bir vuruşla ağlara göndermiş gelin hep beraber bakalım.

    cevap

    değerli okurum, bu vibratörler konusuna ben sıcak bakıyorum. (ha? nasıl yani? ahahahahaha) evlilikte bile orgazma yardımcı oluyor. senede bir hafta tabii ki senin cinsel doyumuna yetmez. ya duygularını içine gömeceksin (ya da vibratörü mü, ahaha) bunalımın artacak, yorulacaksın ya da bir başka çare arayacaksın. (aman hocam, dur!) o da her yönüyle sakıncalı (evet) ailen ve kendi erdemin için. (seviyorum hocayı ya, cidden bak) dahası da kanlı. (subliminal message received) kendi gizeminde, odanda kendinle baş başa, kimseye zararı olmayan bir tatmin yoluna ben "evet" diyorum. senin rahatlaman, çevre ile uyum içinde olman gerekir. bu durum aileni ve iş gücünü olumlu etkiler. gelelim vibratörün çalışmamasına; (aha asıl mevzuya geldik, sıkı tutunun gidiyoruz) önce pillerini değiştir. (ahahah) pilini ters takmış olabilirsin! (bu da mümkün) buna rağmen hala çalışmıyorsa o miladını doldurmuştur. sonunda insan yapısı. ola ki çin malıysa ya da ithalse. (büyüyen çin'e bir darbe de haydar hocadan) ucuzundan almıştır kocan (bir darbe de sorumsuz kocaya, ohhh. eline sağlık hoca) ona mektup yaz. "çalışmıyor bu, gelirken adam gibi iki tane getir" (aman hocam! "şansal büyüka" ) biri yedekte dursun. sonra karışmam ha" de. bu yolda devam et.

    şaka maka bir yana, beyefendi gibi cevaplar bu mektupları, biz onun hoşgörüsüne sığınıyoruz. yoksa ben haydar dümen olsam, belki de bu mektuba "kafa bulmuşlar lan benle" diyerek cevap vermezdim, ama o cevap vermiş, hep de verir umarım.
  • posta gazetesi - 27.12.2005 tarihinden...

    okurun yaran sorusu

    merhaba haydar bey. benim sorum şu: prezervatif hamileliği önlediği gibi kızlık zarının da yırtılmasını önler mi?...cevabınızı bekliyorum. şimdiden teşekkür ederim.

    haydar dümen in yaran cevabı

    değerli okurum, vallahi, billahi bir fabrika gibisiniz. bu kadar üretimi kara mizah yazarları bile yapamıyor. her gün şaşkınlıktan beynim duruyor. önce bir şok dönemi yaşıyorum. acaba dalga mı geçiyorlar yoksa ciddi ciddi bu sorulara yanıt mı istiyorlar diye? ama ardından böylesine yüzlerce mektup gelince insanlar durup durupker niye faks çeksin, niye mail atsın, dalga geçmenin onlara ne yararı var diye düşünüyorum. bu defa da panikliyorum. kimin adına mı?
    tabii ki sizlerin adına. aslan ve yiğit maçolarımız, cinsellikte her şeyi bildiklerini sanırlar ama ne yazık ki kaba güçten başka bir şey bilmezler. 3 kere, 5 kere mucuk mucuk. yani anladınız değil mi? önüne konmuş bir çanak baldan sabaha kadar her yarım saatte bir 5 kere, 7 kere kaşık kaşık yemenin ne anlamı ve kime yararı var? değerli okurum, eğer prezervatif kızlık zarını korusaydı, hayatta birçok kadın evlendiğinde 3-5 erkekten arda kalan dul (!) bakire olurdu. bu da toplum dengelerini alt üst ederdi. çünkü o gerdek gecesi prezervatif takmayan erkeğin birlikte olduğu kadının kızlık zarı kanayıverirdi. oh ne ala, ne ala! zar kanadı. senin bu mektubuna cevap vermiyorum. bu kadar da saçmalık olmaz. şu satır aralarında hem sorunun yanıtını, hem de kendi resmini göreceksin. biraz dikkatli bak.
  • haydar dümen bunları okurken yerlere yatmıyorsa ne olayım. bir örnek;

    soru: merhaba, size bir sorum olacak. üç gün önce sözlümle seviştim. üzerimde giysi yoktu. onun üzerinde blucin vardı. ben dayamayarak pantolonun cinsel organına yakın bir yere boşaldım. sözlüm ve ben hamile kaldığından şüpheleniyoruz. iki günden beri de midesi bulanıyor. cevabınızı bekliyorum.

    yanıt: sevgili okurum. pantolondan ya da bezlerden içeri geçebilecek bir spermi tanrı henüz yaratmadı. spermler amerikalıların icat ettiği beton delen füzeler gibi bir şeyleri delip geçemiyor. spermler kendilerine uygun vajina kanalında ve ondan sonra rahim içinde döllenme borularında asfalt yolda gider gibi kayar giderler. bunun için hiç üzülmeyin. eşin ne hamile kaldı bu durumlarda ne de hamile kalabilir.

    (bkz: bunları soran cidden insan olamaz)
hesabın var mı? giriş yap