*

  • hümeyra 'nin tutkulardan intihar albümünde, özellike sözleriye dikkat ceken, cok cok güzel bir sarki...

    söz: gülhan uckan
    müzik: bugra ugur

    öfkesini kumsala bosaltip
    geri dönen dalgalar gibi
    elinizi uzattiginiz halde
    hic oldu mu kacirdiginiz
    sevdiginizi dalgalar gibi

    bir seylerin kopmakta oldugunu
    kapali gözlerle bile görürken
    bir türlü adini konduramayip
    yanlis sabahlara uyandiginiz
    hic oldu mu sizin de

    dolu dizgin giden atin boynuna
    korkudan bir yontu gibi sarilan
    dizginleri kacirmis binici gibi
    hic oldu mu kalktiginiz
    ter icinde uyanilan düsler gibi
    hic oldu mu kaldiginiz

    yaklasmak icin her attiginiz adimda
    biraz daha geri gittiginiz
    ve avucunuzdaki elin apansiz
    buz parcasina dönüstügü
    hic oldu mu bilmeceleri cözemediginiz...
    cözemediginiz bilmeceleri...
    bilmeceleri cözemediginiz...
  • sessiz, sakin, yavaş yavaş oluşan bir ayrılığın şarkısı.
  • zamandır herşeyin ilacı,
    katili de..
    duyarsınız da,
    bilmek için illa ki tecrübe etmek gerekir ya;
    öyle tecrübe edilir zamanın tadı. her seferinde yeni baştan tecrübe edilir, bir kere de "evet hatırlıyorum böyle olmuştu" demezsiniz şaşırmak yerine.

    sevdiğiniz insan tahammülünün son damlasını kullanmıştır uzun zaman önce,
    sizse gururunuzun.. ayak altına alınacak bir şey kalmamıştır, her şeye rağmen güzel gülümsemeye sebep olacak bir şey yok sanırsınız hatta bazen. içler acısıdır, ama yapılabilecek hiçbir şey de yoktur ya hani..
    her seferinde "bu sefer belki" diye diye kapı aşındırmışsınızdır,
    sanki bilmiyormuşsunuzcasına tahammül denen kaba görünmesine rağmen incecik olan çizgiyi aslında bambaşka bir noktada bitirmiştir başka bir şeyler..(ne fark eder..)
    öyle anlar olur ki, bambaşka hesaplar görünüverir, üstelik dışarıdan değil içeriden.. sizin yüzünüz kızarmıştır, halbuki çok geç kalmışsınız, o nokta bile kalmamış aslında.

    bir zamanlar öyle bir karar vermişsiniz ki, çok da düşünüp taşınmadan,
    sizi o kararınız mahvetmiş aslında. boşu boşuna koskoca yüklerin altına girmişsiniz, kaldırabilecek gibi.. siz adım atmaya çalışırken batmışsınız haberiniz yok. dolu dizgin giden atın boynuna korkudan bir yontu gibi sarılmışsınız da, kollarınız atın canını acıtırmış aslında.. meğer hesabınız yıllar önce bitmiş de siz kendinizi kandırmışsınız.

    karşınızda koskoca bir kelime: "sahte!!.."
    görmezden de gelinir ya hani, "bile bile..".
    avcunuzdaki el apansız buz parçası olmuş..

    toplasan toplanmaz..
    verilecek taviziniz kalmamış, zaten çoktan reddedilmiş o tavizler..
    kendi kendinizden kaybettiğinizle kalırsınız ya hani.. birileri asırlar önce oyuncak bir zafer bırakmış elinize avucunuza: "büyümek"..

    (en değerlisiyle böyle olunca insan, büyümeyip de ne yapsın değil mi ya..)

    bilmecelerle uğraşıp durabilirsiniz belki,
    elinize bir şey geçmeyecek, hoş, zaten çözemeyeceksiniz..

    hiç oldu mu sizin de ?
  • sorulmaması gereken sorular soruyor hümeyra.

    yaklaşmak için her attığınız adımda
    biraz daha geri gittiğiniz
    ve avucunuzdaki elin apansız
    buz parçasına dönüştüğü
    hiç oldu mu bilmeceleri çözemediğiniz...

    ve;

    (bkz: mevsimsiz çiçekler)
  • içine yerleşip bilmeceleri sevmeyi öğreten şarkı.
    illâ ki; acıtır...
  • insanın içinde, derinlerde bir yerlerde, kendisinin bile bilmediği bir yaraya yavaşça dokunup yerini bize gösterdikten sonra ılık bir rüzgar gibi usulca esip giden bir şarkı.

    “bir şeylerin kopmakta olduğunu, kapalı gözlerle bile görüp de…”

    (bkz: hümeyra)
hesabın var mı? giriş yap