• (bkz: millions)
  • i dream of jeannienin my master, the great rembrandt (ilk gosterim tarihi 3 mart 1961) bolumu ile konu olarak benzesen filmdir.
    http://www.tv.com/…how/608/episode.html?printable=1
  • cok zevkli bir film.
    audrey hepburn sevenlerin kesinlikle izlemesi gerektigi, ayrica filiz akinli, kartal tibetli, ediz hunlu (o tattaki) eski turk filmlerini izlemekten hoslananlarin da sevecegini dusundugum film.

    --- spoiler ---
    charles bonnet (hugh griffith) parisli bir aristokrattir. bonnet basarili bir sanatcidir ama ustalarin eserlerini kopyalamaya adeta bagimlidir. yaptigi kopyalar, muzayedelerde astronomik fiyatlara satildikca kendisiyle gurur duymaktadir. kizi nichole (audrey hepburn) onu bu baslarina dert acabilecek sevdadan ne kadar vazgecirmeye calissa da, babasi bir turlu yanasmaz. zaten sanat tutkusunun bu iyice ilerlemis boyutu, baba bonnet icin aileden gelen bir aliskanliktir; o nasil resim uzerine egitim alip kendini tablolarin kopyasini yapmaya adamissa, babasi da vaktiyle heykellerin kopyalarini yapmistir.

    bir gun bonnet, babasinin yaptigi cellini'nin venus'unu parisin onemli muzelerinden birine bagislayacagini aciklar. olaylar da boyle baslar. dedesinin yaptigi venus'un teknik bir teste tabii tutulacagini ogrenen nichole, heykelcigi muzeden calmayi kafasina koyar. bunu yaparken kendisine yardim edecek kisi de evlerine tablo calmak icin girdigini sandigi, simon dermott (peter o'toole) olacaktir. tabi bilmedigi birsey vardir, simon dermott siradan bir hirsiz degildir. nichole'un onu gordugu (ve sonrasinda komik bir sekilde tanistigi, yardim ettigi) o gece bonnetlerin evine gizlice girmesinin asil sebebi, nichole'un babasinin yaptigi van gogh tablosunun gercek olup olmadigini test etmek icindir. dermott aslinda hirsiz degil, kimya, tarih, sanat tarihi gibi gibi binumum alanda dunyaca unlu universitelerden diplomasi olan ozel bir detektiftir. newyork, londra, paris ve chicagodaki muzelerin guvenlik sistemlerinin olusturulmasinda yardimci olmus, ayrica da sahte sanat eserlerini teshis etmekte un yapmis bir uzmandir. nichole sayesinde ilk hirsizlik deneyimini de gerceklestirir.

    tum bu olaylar olurken tahmin edebilecegimiz gibi nichole ve simon dermott asik olurlar. baba bonnet en sonunda dermott'a tablo kopyalamaktan vazgectigini soyler (ama filmin son sahnesinde bu sozu tutmakta pek basarili olamayacagini goruruz) ve nichole ile simon dermott evlenmek uzere yola cikarlar.

    --- spoiler ---
  • 1966 yapımı filmin meşhuuur malzeme dolabında kapalı kalma sahnesinin çekimleri esnasında audrey hepburn ve peter o'toolepek klostrofobik saatler geçirmiştir :

    http://i.hizliresim.com/jxrwpg.jpg
  • simdi farkettim ki bu filmi izleyip de begenenler kesinlikle white collar dizisine baslamalidir - ya da tam tersi iste.
  • george bradshaw'ın hikayesinden uyarlanan 1966 yapımı suç-komedi filmi.

    --- spoiler ---

    nicole(audrey hepburn) tam da eve hırsız girdiği anda hitchcock magazine la revue du suspense okumaktadır.

    --- spoiler ---
  • yer yer uzun sahneler olsa da yine de tadından yenmeyen film. tam bir pazar sabahı filmi hatta. audrey hepburndenen güzellik için bile izlenir. çok da eğlenceli sahneleri ve hoş bir espri anlayışı var filmin. iğneleyici espriler falan epey güldüm izlerken.
  • yeşilçam tadında keyifli bir seyirlik.

    --- spoiler ---

    ben filmden çok bonnet'lerin evlerine hayran kaldım yalnız. paris'in ortasında gizli saklı bir köşk havası var..
    google'dan aradım adresi neuilly-sur-seine'de avenue de la porte de villiers ve rue parmentier arasında 38 nolu bina imiş. ancak zamanla o bina yıkılmış, günümüzde yerinde bir apartman yükseliyormuş :(

    1 bonnet evi büyük a harfi olan yer
    2 yukarıda yazılı cadde ve sokağın kesiştiği köşe başı

    http://oh-no-not-again.info/million.html
    http://www.reelstreets.com/…_a_million&limitstart=0

    --- spoiler ---
  • (bkz: better call sümeyye)
  • 1966 yapımı , başrolde audrey hepburnve peter o'toole'un olduğu harika bir hırsızlık komedisi. hem hikaye, hem oyuncu performansları, hem de plan ve uygulama sahneleri oldukça keyifliydi. mıknatıs olayı ve sonrası dahiceydi , çok sevdim. yeşilçam'ın komedilerini sevenler de zevkle izleyecektir .
hesabın var mı? giriş yap