• (bkz: ayhan songar)
    (bkz: #5936258)
  • faaliyetlerini uzun yillar gayrettepe'de surdurdu. bombalama olayini muteakiben tasi taragi topladilar. kafasinin cesitli taraflarina bir takim kablolar takilmis deneklerin vakfin arka balkonunda sigara icisleri eski gayrettepelilerin hala hafizalarindadir.
  • vakfin halen gayrettepe'de ofisi bulunmaktadır.

    hzi nöropsikiyatri vakfı, gayrettepe yıldız posta cad. akın sitesi 4.blok d.63 istanbul/türkiye

    (bkz: http://maps.google.com/…&spn=0.001945,0.006845&z=18)

    hzi research center, 150 white plains road, tarrytown, ny l0591 usa,

    (bkz: http://maps.google.com/…&spn=0.001945,0.006845&z=18)
  • hafize zekeriya itil nöropsikiyatri vakfı.

    "1984 yılında, ülkedeki bütün cezaevleri devrimci tutsaklarla tıka basa dolu durumdayken içeriden birtakım haberler almaya başladık. metris cezaevinden bazı devrimciler, iradeleri dışında tıbbi muayeneye(!) götürülüyordu. götürüldükleri yer, hzi nöropsikiyatri vakfı’nın gayrettepe’deki merkeziydi. burada, devrimci tutsaklar üzerinde abd’de piyasaya çıkacak olan bazı ilaçların denemesi yapıldı, devrimciler kobay olarak kullanıldı. nazi almanya’sında dr.mengele’nin tutuklulara yaptığı tıbbi denek uygulamasının aynısı burada yapıldı. bu vakıf, ülkedeki her vakıf gibi vakıflar genel müdürlüğü’nün kontrolü altında olması gerekirken, devletin cezaevlerinden devrimcileri alıp ilaç tekellerinin amaçları doğrultusunda kullandı. bu vakfın yönetim kurulu başkanı sümerolog muazzez ilmiye çığ’dı; kardeşi dr. turan itil de vakfın yöneticisi ve deney yürütücüsü idi. bu deneylere ünlü doktor ayhan songar’ın da katıldığı iyi biliniyor. vakfın ismi, muazzez ilmiye çığ ve turan itil’in anneleri hafize zekeriya itil’in ad ve soyadının baş harflerinden oluşmuştu. dr.turan itil, tutukluların kobay gibi kullanıldığını, abd’de yayınlanan bir tıp bültenine yazdığı makalesinde itiraf etti; zaten şimdi abd’de yaşıyor ve new york üniversitesinde öğretim üyeliği yapıyor. yani sırtında yine cübbe var. deneylerin sonuçlarını eş-dost sohbetlerinde açıklayan ayhan songar birkaç yıl önce yaşamını kaybetti. hzi vakfı ise 1990’da devrimciler tarafından kullanılmaz hale getirildikten sonra tabelayı indirip dükkanı kapatmak zorunda kaldı ama suçları bakidir.

    o dönemde vakfın yönetim kurulu başkanı olan muazzez ilmiye çığ’ın vakıfta olan bitenden haberi var mıydı bilemiyorum ama sonradan mutlaka haberdar olmuştur. bu olayın kamuoyunda epey konuşulduğu fakat yalanlanmadığı ve olayın üzerine cübbe örtüldüğü de ayrı bir gerçektir."

    kaynak: ertuğrul ünlütürk, "kuşatılan çevremiz", evrensel, 18 nisan 2009
    https://www.evrensel.net/…206217/kusatilan-cevremiz

    bkz: "hzi'ye bomba", milliyet, 22 haziran 1990

    edit: linkleri yeniledim, yakın zamanda nokta'nın da haberini girmeyi planlıyorum.
  • bu vakfın adında geçen hzi'nin açılımı hafize zekeriya itil'dir ki bu kişi, muazzez ilmiye çığ ve turan itil’in annesi olur.
  • vakfın 12 eylül döneminde mahkumlar üzerinde yaptığı araştırmaların sonuçları şunlar:

    # türk teröristlerin çoğunluğu kırsal bölgelerden kente okumaya gelmiş gençler arasından çıkıyor.
    # ailelerinin eğitim düzeyi düşük, babalarının çoğunun eğitim düzeyi ilkokul ya da daha aşağıdadır.
    # suçlular ve teröristler arasında geldikleri yöreler bakımından benzerlikler var.
    # sağcı ya da solcu teröristler arasında kökenleri açısından bir farklılık yok.
    # yakın akrabaları arasında suçluların bulunduğu ailelerden daha çok terörist çıkıyor.
    # teröristlerin genellikle zeka seviyeleri düşük. ancak lider durumda olanlar arasında bir inceleme yapılmış değil.
    # adli suçlulara göre teröristlerde saldırganlık eğilimleri daha az.
    # teröristlerin çoğunda belirgin olmayan fonksiyonel beyin bozuklukları var.
    # teröristler adli suçlulara göre cinsel bakımdan kendilerini daha çok tatmin edilmiş sayıyor.
    # terörist katillerin öbür katillerden pek bir farkı yok.
    # teröristler genellikle kendi içlerine kapanık kimseler. adli suçlulara göre daha az mazoşist eğilim gösteriyorlar.

    ayrıca bkz: turan itil/ #26136190
  • 1971'de gayrettepe'de kurulan vakıf. new york'taki hzı research center'ın paralelidir. vakfın yönetim kurulu başkanı muazzez ilmiye çığ, kurucusu kardeşi prof. dr. turan itil, vakfın ismi anneleri hatice zahit itil ' 'in başharflerinden oluşur.

    çalışmalara ait hipotezleri turan itil üretir, koordinasyon mahir bozak tarafından sağlanır. turan itil nazi almanyası'ndan türkiye'ye sığınan yahudilerden ord. prof. dr. philipp schwartz'ın öğrencisidir. bu ilişki, vizyon ve kazandığı bilgi/beceriler ona 2. dünya savaşı sonrası almanya'da çalışma fırsatı verdi. daha sonra başarıları nedeniyle abd'ye davet(!) ediliyor ve çalışmalarına burada devam ediyor. uzmanlık alanı nöropsikiyatride psikofarmakoloji ve elektrofizyolojidir `:ilaçların ve beyine gönderilen sinyallerin, psikolojiye etkisi`. yani x ilaç beynin öfke kontrolü ile ilgili kısmındaki sinyalleri etkiliyor. ilacın kullanımıyla bireyin öfke kontrolü elinden alınabilir. ilaç deyince aklınıza aspirin gelmesin, lsd gibi uyuşturucuların etkileriyle ilgili çalışmalar da yapılıyor. dahil olduğu ve destek verdiği projeler arasında cıa destekli mk-ultra gibi meşhur zihin kontrol programları da var.

    vakfın türkiye'de faaliyete geçme hikayesi ise şöyle: abd'de bazı demokratik gençlik akımları protesto için bu laboratuvarları yakıp yıkıyor. bu nedenle bu çalışmalar daha "özgür" ülkelerde yürütülmeye başlıyor. tabii bu arada turan itil'in de vatan özlemi kabarıyor! turan itil'in özellikle 12 eylül döneminde siyasi mahkumlar üzerinde yürüttüğü çalışmalarda bir de ortağı var, ayhan songar!
    kibernetiğin * türkiye'deki babası milliyetçi-muhafazakar postuna bürünmüş, dr. mengele * lakaplı ayhan songar.. bu kadro 12 eylül darbesi ve öncesi dönemde özellikle siyasi tutuklular üzerinde sağ-sol farkı gözetmeksizin korkunç deneyler yaptığı kitaplara konu olmuştur. bu deneylerde ölenlerin ölüm raporlarında itil-songar ikilisinin isminden bahseden "gözaltında kaybolanlar" isimli kitap toplatıldı. dönemin wikileaks'i olan cıa ınsider sızıntılarında ikilinin ismi, recep tayyip erdoğan'nın başdanışmanı ilnur çevik'in babası olan ilhan çevik'le beraber cıa bağlantılı türkler listesinde geçer. listenin göze çarpanları, ahmet kabaklı ve ismet inönü'nün damadı metin toker'dir.

    1990'da hzı vakfı dev-sol (dhkp-c) tarafından işkence üssü olduğu gerekçesiyle bombalandı. olay kamuoyu gündemine çok girmeden unutturuldu. yıllar sonra ülkücü camiadan da işkence mağdurları konuyu gündeme taşıdı. şikayet dilekçeleri verildi. tabii netice alınamadı. adnan oktar, yalçın küçük, salih mirzabeyoğlu gibi bazı bireylerin cezaevlerinden 'dönüşmüş' olarak çıkmasının temeli bu vakfın ve yöneticilerinin çalışmalarıdır… diyorlar!
  • "yakın zamanda nokta'nın da haberini girmeyi planlıyorum" demişim ve entry'nin girilmesinin üzerinden 11, edit'in girilmesinin üzerinden ise 2 sene geçmesine rağmen planıma hiç sadık kalmamışım. entry'm oldukça favlanmış meğer, demek ki ilgi var. ben de emektar umax tarayıcıma kavuşmuşken, office lens yardımıyla da tarayıp nokta'nın 17 mart 1985 tarihli "hzi'nin kobayları" başlıklı haberini issuu'ya yükledim. nüshanın kapağını ve arda uskan'ın "insanlar ve fareler" başlıklı başyazını da ekledim.

    https://issuu.com/derosnec/docs/hzi_kobaylar_

    issuu maalesef tece'de erişim engelli olduğundan, vpn ile okuyabilirsiniz. scribd de beni zamanında kovduğundan* oraya yüklemeyi düşünmüyorum. planım gereği offline okumak için indiremezsiniz ama mega.co.nz bağlantısı da oluşturdum. buraya da erişim engeli gelirse mesaj atabilirsiniz. ekşi sözlük'e eskisi kadar yoğun girmesem de güncelleyebilirim. buyrun.

    https://mega.nz/…phipynkhd8sqadth9sekt0unpd0mem5y1u
  • cia ile iliskili olduğu ve siyasi mahkumlari kobay olarak kullandığı soylenen karanlik bir vakif.

    kemalizm ve laiklik goygoyuyla goz boyamasi, muazzez hanimin davasinda chp milletvekillerinin destege gitmesi şaşırtmamistir.

    https://www.google.com/…iye-cig-beraat-etti-5355562

    (bkz: muazzez ilmiye çığ/@x68000)
    (bkz: turan itil)
    https://haber.sol.org.tr/…vgili-hastaligimiz-266019
  • "türk tabibleri birliği üyesi, istanbul üniversitesi tıp fakültesi psikiyatri bölümü öğretim üyesi prof. dr. doğan şahin, 12 eylül’ün 30. yılı nedeniyle türkiye psikiyatri derneği’nin yayın organına yayınlanan yazısında hzi vakfı’nın “insanlık ve etik dışı araştırmalar yaptığını" belirtiyor, işkence iddiaları ile ilgili görüştüğü bazı tutukluların bunu teyit ettiğini aktarıyordu."

    "muazzez ilmiye çığ: bilim böyle ilerliyor
    fakat amerika’da olduğu gibi türkiye’de de sistemin içinden ve dışından bu yöntemleri ifşa edenler çıktı. çalışmalarda yer alan bir kadın akademisyen, gazetecilere “amerika’da kullanılması yasak olan ilaçların hastalara ve tutuklulara” verildiğini sızdırmıştı. çığ’a göre bu açıklamanın tek sebebi "bu kadının ayhan songar ile kişisel çatışması"ydı. bu haberler cumhuriyet gazetesi’nde ve nokta dergisi’nde 1985 yılından sonra yayınlanmaya başladı. çığ, hastaların “kobay” olarak kullanıldıklarını bilmedikleri şeklindeki iddiaya da cevap vermişti. çığ, bu araştırmaların yapıldığını kabul ediyor ancak "her şeyin kuralına uygun olduğunu" söylüyordu. ona göre hastalar “gönüllünün rızası olduğuna dair imza alınması dahil” bütün haklara sahiptiler. çığ, yapılan yayınlar konusunda ilhan selçuk’u suçladı.
    cumhuriyet gazetesinin mart 1985'de “toplum ve hekim” sayfalarında konu hem itil’in hem muazzez ilmiye çığ’ın açıklamalarına cevap olarak dönemin saygın bilim insanları tarafından ele alındı. dönemin türk tabipler birliği başkanı prof. dr. nusret fişek bu ilaç denemelerinin yasadışı olduğunu belirterek şu açıklamayı yapmıştı: “bayan çığ beyanatında 'maddi karşılık uğruna fedakârlık yapan insan çok' diyor. bu, fukaralığın sömürüsü anlamına gelir ve böyle bir deney tıp meslek ahlakına aykırıdır. ikinci sorun ise hükümetin, insanlar üzerinde deney yapabilmeleri için bilim adamlarına izin veren bir komite kurmamış olmasıdır. bu durumda karar, bilim adamlarının bilgi ve vicdanlarına kalmaktadır."

    https://www.gazeteduvar.com.tr/…kleri-haber-1540080
hesabın var mı? giriş yap