• bilişsel gelişimin ikinci dönemidir. 2-6 yaş arasındaki dönemdir. nu dönemde mantıksal düşünme gelişmemiştir haliyle. çocuk nesnelerle ilgili semboller geliştirmektedir. en önemli sembol sistemlerinden olan dilin gelişimi bu yaşlarda hızlanır, çocuk nesneleri zihninde canlandırdığı için zaman ve mekan kısıtlamalarından kendini kurtarmaktadır. imgelerin kullanıldığı oyunlar oynanır.
  • çocuk bu dönemde benmerkezcidir.dünyanın merkezi kendisidir. kendini başkasının yerine koyamaz. toplu monolog tipi konuşmalarda herkes kendine göre bir şeyler konuşuyordur. birbirlerini dinliyormuş gibi görünseler de aslında kendi kendilerine konuşuyorlardır. yani birarada konuşurlar ama karşılıklı konuşamazlar.
  • (bkz: animizm)
  • kendi icinde iki doneme ayrilir.

    (bkz: sembolik dönem)
    (bkz: sezgisel dönem)
  • korunum ilkesinin kazanılmadığı dönemdir. 2-6 yaş arasındaki çocuğun önüne bir arada duran 5 tane 1 lira ile dağınık halde duran 5 tane 1 lirayı koyup hangisi daha fazla derseniz dağınık halde duran 5 tane 1 lira farklıdır der.
  • işlem, çocuğun fiziksel olarak yapmadan önce zihinsel olarak akıl yoluyla kabul ettiği faaliyetler bütününün içselleştirilmesidir. işlem öncesi düşünce hala iyi organize edilmemiştir. bu dönemde, düşünce düzeyini organize etme yeteneği başlamıştır. ayrıca bu dönem, sembollerin ilkel kullanımından karmaşık kullanıma geçişini kapsar. bu dönem çocuğunun düşüncelerinde hala sınırlamalar vardır. bu sınırlamalardan biri somutluktur. piaget bu dönemi ikiye ayırarak incelemiştir:

    1.kavram öncesi dönem (2-4 yaş)

    başta dil olmak üzere hayali oyun ve taklitlerin yer aldığı sembolik faaliyetler görülmektedir. çocuk dile ait sembolleri kullanmaya başladığında problem çözme becerileri ve sözlü iletişim sonucu öğrenmesi gelişir. sembolik faaliyetlerin olduğu hayali oyunların çocuğun gelişimine büyük katkısı vardır. bu oyunlar çocuklara karşılaşacakları gerçeklerle başa çıkmayı öğretir. bu oyunlar sırasında kendi kendine bulduğu çözümler, gerçek hayatta bir problemle karşılaştığında çocuğun strese girmesini önler.

    işlem öncesi dönemde bir problemin sadece bir özelliğine konsantre olup diğer özelliklerini görememesidir. bu dönemde çocuklar yanılgı içindedirler. bir durumun çeşitli yönlerini algılayamazlar. işlem öncesi çocuk geriye dönüşebilirliği yapamamaktadır. işlem öncesi düşünce 2 alt basamakta incelenebilir. bunlardan biri egosantrizm diğeri ise animizmdir. düşünce biçimi sembolik ve sezgiseldir (cirhinlioğlu 2001, yiğit 2009).

    egosantrizm: çocuk kendi görüş açısıyla başka birinin görüş açısını ayırt etmede yeterli değildir. kendini dış dünyadan ayırt edemez. her şeyin kendisi için olduğuna inanır. dünyadaki herşeyin kendisi için olduğunu düşünür. herşeyin merkezinde o vardır.

    animizm: çocuk etrafındaki cansız nesneleri canlı kabul eder. çocuk koltuğa çarptığında annenin koltuğu dövmesi buna bir örnektir. yapaylık düşüncesi mevcuttur. güneşin biri tarafından yapılmış olduğunu düşünür. bağlantı kurma: biz yaşadığımız için onlar da yaşar, biz uyuyorsak onlar da uyuyor gibi. aynı miktardaki su ya da boncuk geniş ve uzun kaplara konulduğunda, uzun kaptaki su ya da boncuğun daha fazla olduğunu düşünürler; görünüm çocuğu yanıltır (cirhinlioğlu 2001, cole ve cole 2001, cook 2005, bacanlı 2006, yiğit 2009).

    2.sezgisel dönem (4-7 yaş):

    4-7 yaş arasındaki bu dönemde mantıksal düşünme işlemi gelişmemiştir. 4-7 yaş civarında çocuklar mantık kurallarına uygun düşünme yerine, olayları sezgilerine dayanarak açıklar ve neden gösterir. olayların sırasını açıklama, neden-sonuç ilişkilerini açıklama, sayıları ve ilişkileri anlama, kuralları hatırlama ve anlama gibi konularda çok zayıftır.

    bu dönemde çocuk nesnelerin görüntüsünün etkisinde kalır. herhangi bir nesnenin şeklinin ya da uzayda değişik şekillerde yerleştirilmesinin etkisi altında kalmaksızın, o nesnenin aynı kaldığını anlayamaz. korunum ilkesini kazanmamıştır. örneğin piaget’in bu dönemdeki çocuklarla yaptığı bir deneyde, çocukların gözü önünde ikisi aynı genişlikte ve uzunlukta cam bardaklara aynı miktarda su doldurulur.

    çocuklara sorulduğunda bardaklardaki su miktarının eşit olduğunu kabul ederler. sonra bardaklardan birindeki su yine çocuğun gözü önünde ince uzun bir bardağa konur. böylece su düzeyi kısa bardaktakine oranla daha yukarı çıkar. çocuklara su miktarının aynı olup olmadığı sorulduğunda ince, uzun bardaktaki su miktarının daha fazla olduğu cevabını verirler. bu dönemdeki çocuklar görüntünün etkisinde kalarak bu sorunları çözümlemektedirler. onlar için önemli olan, bardaktaki su düzeyinin yüksekliğidir. başlangıçta iki bardaktaki su miktarının eşit olduğunu söyledikleri halde, uzun bardaktaki ile kısa bardaktaki su düzeylerinin etkisinden kurtulamamışlardır (cirhinlioğlu 2001, cole ve cole 2001, inanç ve ark. 2005, cook 2005, yiğit 2009).
  • (bkz: hayali oyun)
hesabın var mı? giriş yap