indigo prophecy

• (bkz: fahrenheit)
• muhtemelen hayatınızda oynayacağınız en iyi adventure oyunlarından biridir. film oynattırıyormuş gibi bir his verir. korku türündedir ve olabildiğince gizemlidir. 3 farklı karakterle oynanır. oyun 2 kişiliktir. biri oynar, diğeri izler. zira diğer türlü oyundan bir şey anlaşılmaz. tuş kombinasyonları oldukça zorlayıcıdır. bu tür konuya sahip başka bir oyun yoktur. oynamaktan pişman olmayacağınız ilk üç oyun arasında olduğuna kanaat edebilirsiniz. bir diğeri de call of cthulhu dark corners of the earth'dir.
• dün itibariyle bitirdiğim net hayatımda oyandığım en güzel oyunlardan biri bu arada carla' ya aşık oldum .d
• bu zamana kadar oynadığım en ilginç oyunlardan bir tanesi olup, oynadığım süre boyunca tekrar açıp oynamam dediğim ama bitirdikten sonra tekrar oynamak istediğim oyun.
  
  oyuna ilk başladığımda acaba ara sıra sinematik içerisinde mi oynatıyor diye düşünmüştüm, wide full-screen yokmuş oyunda. kontrolleri falan biraz garipsedim, ilk defa bu şekilde bir oyun oynuyordum.
  
  lucas kane isimli bir karakter ile başlıyor hikayemiz, bir cinayet işleniyor ve bu cinayet çözülmeye çalışılıyor. ancak sıradan bir cinayet olmamakla beraber, cinayetin sırrı da sıradan değil. hikaye sizin tercihlerinize göre ilerleyip, yapmadığınız tercihlerde farklı sonuçlar geliyor.
  
  oyunda 3 farklı karakter var ve bu karakterlerin psikoloji durumları mevcut, bu durum sizin oyun içerisinde aldığınız kararlara göre değişiyor. 0 olduğunda ne olduğunu bilmiyorum, bende tyler'ın full'e yakınken; tek bir hatamdan ötürü 0 oldu ve o karakterin yaşantısını bir daha göremedim oyun içerisinde. belki 0 olduğunda oyun-dışı oluyordur, bilmiyorum :) buna kesinlik vermem için bir kere daha oynayıp, sıfırlamam gerekiyor. ki bu konuda en çok carla'da problem yaşamıştım, kızın psikolojisini bir düzeltemedim. hep sürünüyordu. yok nefessiz kaldım, yok kartlar doğru çıktı, yok fal tuttu..
  
  neyse.
  
  hikaye bakımından oldukça sürükleyici ve biraz gergin ortamı var. oynarken birkaç sahne haricinde (ne sövüyorum şu an içimden carla'nın o elektriklerin kesildiği hapishane sahnesine, bir bilseniz :d) gerildiğimi çok hatırlamıyorum.
  
  şimdi kontrol olayına dönersem, bu oyunda çoğunlukla mouse kullanılıyor ve verilen komut kitlesini takip ediyorsunuz. komut kitlesi dediğim şu, size ekranda belli başlı renkler gösteriliyor sol ve sağda; siz de duruma göre wasd ve yön tuşlarından, işaret edildiğinde ona göre basıyorsunuz. bu da biraz beceri istiyor, oynarsanız neden beceri istediğini daha iyi anlayacaksınız.
  
  oyundaki en büyük sıkıntı, oyunun sonlarına doğruydu ne yazık ki. oyunun hikayesi çok uzuyor diye, sanki bitirmeye odaklı yazılmış. birden bire her şey çok hızlı gelişmeye başlıyor oyunda; ara sahneler yok gibi. belki de benim tercihlerimden ötürü o ara sahneleri görememişimdir, bilmiyorum. eğer öyleyse de oyunun hikaye bakımından unuttuğu bazı bugları mevcut olabilir, ama yine de iki türlü de oyunun bu konuda eksiği olduğu gerçeği değişmiyor.
  
  bir de tabii, tercihlerinize bağlı olarak oyun farklı sonlar gösteriyor size. steam yorumlarında birkaç farklı son okumuştum, o okuduğum sonu beklerken ve bana bambaşka bir son gelmişti.
  
  ve yazıyı bitirmeden, oyunun tutorial'ının da çok ilginç olduğunu söylemem gerek, başta lucas'ın o iskelet modeliyle oynayacağımızı sanmıştım :)
• dünyanın en iyi ilk bölüme sahip oyunu ödülü olsa kesinlikle bu oyun alır.