• fransa'dan sonra dünyanın ikinci sosyoloji mektebi istanbul sosyoloj.
    türkiye'nin düşünce dünyası bir dönem buradan şekillenmişti, belki de el'an öyledir. zaten kurtuluş kayalı hoca bu okul/ekol hakkında kılavuz dergisinde "aslında hepimiz istanbul sosyoloji öğrencisiyiz" diye hoş bir yazı yazmıştı.
  • enteresan mezunları olan bir bölüm. okudukları şeylerle mi alakalı yoksa direk üniversite ile mi karar veremedim sadece coh şaşırdım.
  • 4. yariyilinda kaldigim,daha da cok kalacagim bolumum
  • bu bölümde 4 uzun yıl eğitim gören bazı öğrencilerin "doğu-batı, sömürü, batı egemenliği, marx" diye sayıklayarak ıssız bölgelere doğru koştuğu belirlenmiştir.
  • zaman zaman oksidentalist bir mecraya kayan öğretisiyle ideolojik bir söylem içersine düşebilen türkiye'nin ilk sosyoloji kürsüsü. "buralılık" kavramı çerçevesinde çözüm üretmeye çalışan, bunu yaparken de doğu-batı çatışmasını tarihin her evresinde görülebilecek bir gerçeklik olduğunu ve değişen dengeler sonunda batının doğuyu şekillendirilmeye çalıştığını savunan -tabii olarak buna karşı çıkan- sosyoloji ekolünün kurucusu. kabaca "batı, doğunun hem fikri hem cismi mirasını çalarak kendi çıkarları doğrultusunda kullanmıştır." söylemini sahiplenebilecek yapıdadır.
  • hani hiç bitmesin dediğin anlar olur ya işte öyle zamanların geçirildiği bölüm. açık konuşalım, üniversite sınavlarına hazırlanıken çoğumuz sosyoloji düşünmedik nitekim ne olduğuna dair bilgimiz de yoktur genelde. ama kaderin cilvesi, bi' şekilde gelince buraya bölümün havası içine çeker insanı. zamanla hocalar, dersler, seminerler derken ne olduğunu anlamadan benim gibi son sınıfa gelirsiniz. ve mezun olursunuz.

    başta burada size kainatın sırrını verceklermiş gibi bir intiba uyanır nedense. okulun havasından, suyundan veya tarihi dokusundan olabilir. ya da öğreneceğiniz bilgileri önceden kestirmeye ve bir şekilde günlük hayatta kullanmaya çalışabilrsiniz. zaman geçtikçe - ki 4 yıllık zamanı kasdediyorum- ne öğrendim diye sorarsanız bazen. somut bişey gelmeyebilir elinize. telaş yapmayın biraz oturun ve geçirdğiniz günleri düşünün dersler olmasa bile ortamı, arkadaşları vs...

    tamam duygusala bağlamıyorum.

    belirtmek isterim ki benim açımdan, bölümün mü benim mi eksiğim bilmiyorum ama derslerin adına bakınca farklı bir içerik bekledim ama ders adıyla içerik tutmuyordu sanki bazen. muhtemelen benden kaynaklanıyordur.

    nasıl geçeceğine sizin karar verebileceğiniz bir bölümdür. bu yüzden hocaların da bölümün de kıymetini bilmek gerekir. velhasılı biz yedik allah artırsın, sofrayı da kuran kaldırsın.

    not: kuran dedim, genç marksistler rahatsız.

    not 2: kaç saattir konuşuyorum, marx demesem olmazdı.

    (bkz: iki saattir konuşuyoruz bir kere atatürk demedik)
  • derslerin olduğu nadir zamnalarda tamam lan bırakın bu işleri ben sosyolog olucam öyle böyle değil yani dünyayı insanlığı kurtaracak cinsten bir
    şey olacam diye çok pis gaza geldiğim,batının şuyu var emme doğu olmadan onlar biraz sıkardı fikrine pelesenk olunan arda bir kendimi yoklamama neden olan siktir lan yatay mı geçsem oraya buraya diye aranıp durduğumm muhafazakarlık nedir alfabesini öğrendiğimm e yuh be kardeşimm el insaf dediğim sınavları ve notları olan karmakarışık bir bölümm ama güzel lan her şeye rağmen güzell
  • bugün koridorlarında, hocaların odalarında yaklaşık 1 2 saat geçirdikten sonra, farklı bir havası olduğunu kabul ettiğim bölüm. ekol farkı böyle bir şey galiba.
    bir de mekana sinen zamanın ruhu.
  • düzenlediği sosyoloji günleri başlıklı konferanslarıyla öğrencilerinin ufkunu açan bölüm.

    son konferanslardan birinde (sosyoloji günleri xix) mimar sadettin ökten gelmişti. ökten’den toki tohumlarını her yere saçıyor, betonarme binalar çıkıyor, gibi bir cümle kaldı. buna karşı coğrafi şartlara uygun, mesela van’a kerpiç binalar öneriyordu.

    en son konferansı ise kurtuluş kayalı verdi (sosyoloji günleri xxi - 5 nisan 2012 perşembe). o da 1960’lardaki entelektüel ortamın olumlu ve olumsuz yanlarıyla türkiye’nin sorunlarına bütünsel bir şekilde bakmanın ve bunu yaparken de ülkemizde bugüne kadar yapılan tartışmalara bakmanın önemiyle anlattı.

    (kurtuluş kayalı’nın konuşmasının notları için bkz: #28185604)
    (bkz: sosyoloji günleri)
  • bu ayki sosyoloji günleri'nde besim dellaloğlu'yu ağırlayacak bölüm.
    konferansın konusu, "ahmet hamdi tanpınar: modernleşmenin zihniyet dünyası" olacakmış.

    (bkz: sosyoloji günleri)
hesabın var mı? giriş yap