*

  • herhangi bir büyük şehirdeki yalnızlığın benzeridir.
    istanbula özgü olanı farklı kılan ise; şehrin yerleşim planıdır.

    kimse kimseye vakit ayıramaz, şehrin koşturmacasına dahil olur; mesafeler gözlerde büyür, değerler küçülür; planlı programlı yapılan zoraki samimiyetsiz görüşmeler, bir şeylerin ölmesi ile sonuçlanır.
  • istanbul zaten içinde yaşadıkça üstünüze yıkılmaya başlar. kaçarsınız bu defa da cazip gelir, özlenir... okursunuz başka şehirlerde, hep birşeyler döner kafanızın ardında, istanbul hakkında. gelirsiniz ve bir bakarsınız, herkes yabancı. dertleşecek kimse yok ya da kalmamış, senenin özetini geçeceğiniz kimse yok ya da kalmamış, dışarı çıkıp yürüyecek kimse bile yok! sonra kendinizi sorgulamaya başlarsınız. acaba asosyal miyim ? çekilmez bir insan mıyım ? yeteri kadar imkanım mı yok ? aslında bu soruları sormaya değecek kadar kötü durumda değilsinizdir, alakası bile yoktur. sadece kopmuşsunuzdur bu şehirden ve istanbul, o büyük özelliği olan acımasızlığıyla, el kadar tatilinizin de üzerine çöker. kapatır sizi arka odasına, cezanı burada çekeceksin der. ama;

    \o/

    / \ (bkz: seni yeneceğim istanbul)
  • türkiye'de yaşayan her 5 insandan birinin yaşadığı şehirde arkadaşsız kalmaktır. istatiksel olarak zoru başarmaktır.

    (bkz: yazık la kimin çocuğuysa)
  • şehre göre değişen bir durum mu arkadaşsızlık ?
hesabın var mı? giriş yap