*

  • geçen sene film festivaline gelmiş boktan1 film.
    ismi nedeniyle biletler tükendi sonra gidenler bilet bulamayanları kıskandı.
  • orta yaşlı japon polisleri, japon gençliği hayata küsüp toplu halde ordan burdan atladıklarında ne yapacaklarını bilemez onlar da ortama uyar.
    audition da işkence maduru olan ryo ishibashi polis olsa da olaylara hakim değil.
  • ozellikle pop culture ve consumerism elestirileri ile dikkatini ceken, japonyanin git gide ne kadar cok amerikanlastigini gozler onune seren enteresan bir cult film. filmin olaylari gosterirken ki abarti havasi ise yer yer insanin ilgisini ceksede bir yerden sonra anlamini yitiriyor, ozellikle yapay kanla dolu sahneler ilk bir kac sahnede seyirciye komik geliyor ama bir yerden sonra feci banal geliyor.
  • shion sono'nun yönettiği 2002 yapımı japon gerilim filmi.
    korkutmaktan, germekten çok kafa karıştıran bir film.
    hemen her japon korku/gerilim filminde olduğu gibi, bolca kırmızı boya harcanmıştır bu filmde de.
    suicide circle adıyla da bilinir.
  • "bedene mi kendimize mi ruhumuza mı neye bağlıyız?" sorgusunu oluşturan, enfes bi fikir üzerinden yola çıkıp senaristin belli ki sonunu bulamadığı çılgın film. işte enfes fikir: intiharı olağanlaştırmak, bireysellikten çıkarmak... peki topluluklar toplu intihar ederse, toplumu toplumsal intihara sürükler mi?

    a clockwork orange'ın alex'i kıvamında bir japon transeksüelin şu sözlerine kulak kabartalım, çerçeveletip duvara asalım:

    "jeanne d'arc kadar güzel olmak istiyorum bir bresson filminde..."
    "ilk ders traş köpüğü kullanın, gülümseyin ve yavaşça kalbi kesin!"

    (bkz: wilbur ölmek istiyor)
  • bu filmi sevenler, ayni yonetmenin noriko's dinner table adli filmini mutlaka seyretmeliler. noriko's dinner table, suicide club'in tam olarak devami olmasa da, tamamlayicisidir.
  • seyrettikten sonra camdan sarkıp çamaşır asmaya falan kalkılmaması gereken filmdir.
    bir süreliğine insanı paranoyaklaştırıyor.
  • japon sosyal hayatı ile alakası olmayanların bir bok anlamayacağı doğal olarak da japonya'da yaşamayanlara bir bok vermeyen film. görsel efektlerin rezalet olması da başka bir konu.
  • ingilizce çevirisi suicide club olan kısa ama manalı japon filmidir. istasyonda metroyu beklerken aynı zamanda sohbet eden tatlı liseli kızlarımızın metro geldi anonsuyla beraber ya allah dercesine 3,2,1 diye sayarak kendilerini gelen trenin önüne atmaları ve etrafı kan gölüne çevirmeleriyle başlar. tabi ki başkahramanımız dedektif olayı çözmeye çalışacaktır. (bkz: fular takılır) genel olarak japonyadaki intihar oranlarının fazlalığına gönderme yaparak aynı zamanda sosyal mesajlar da taşıyor (bkz: fular çıkarılır). en kan dondurucu cümlesi için ise,
    --- spoiler ---

    tren etlerden değil yağlardan duramamış efendim
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap