• kendilerine doner bicagi ile saldirilan taksicilerin katanalarla cevap vermesi..
  • ablamın odası, salon ve benim odam arasındaki yaşam farklılığı...
  • globalleşen dünyanın birçok kimliği insanoğluna aynı anda yüklemesiyle hem kendi için de hem de kendi dışında başka durumsal nedenlerle meydana gelen anarşik durum
  • nedense "kultur catismasi" diyince aklima hep eve ayakkabiyla girmek gelir. ne bileyim, yabanci bir hatunla evlendigimi dusununce; hep eve ayakkabiyla girecegi bunu cok dogal bulacagi, diger yakinlari da eve boyle girecegi icin aramizin hep bozuk olacagi dusuncesi sarmis, sarmalamis beni.ayrica;

    (bkz: medeniyetler catismasi)
    (bkz: the clash of civilizations)
  • çatışmak , kültürün yanında kötü duruyor olsa da var herhal bu.

    az çok tanış olduğum izzet'in bi bahaneyle gittiği avusturya'da aynı eve çıktığı sevgilisi hilda'yla yaşadığı bu olsa gerek. çok çaba sarf ettiler fakat bu çatışma eritti bitirdi ilişkiyi.

    hilda'nın, evlerindeki buzdolabına, memleketinde (innsbruck) bıraktığı terrieri misha'nın envai çeşit fotoğrafını yapıştırmasına karşın (ki birinde köpeği dudağından öpüyor ) izzet'in 88-89 sezonu şampiyon olan fenerbahçe'nin ilk onbirinin fotoğrafını yapıştırması; yetmeyip babaannesinin dastarlı, başörtülü siyah beyaz vesikalığını magnetle özenle tutturması akıbetleri hakkında az çok bilgi veriyor olsa gerek. izzet ne zaman ekmek arası kornişon , domatesten oluşmuş bi menü hazırlayacak olsa, hilda'nın köpeğini ıslak dudaklarından öperkenki fotoğrafına takılıyormuş. haliyle midesi göynü bulanıyormuş çocuğun bi müddet pencereden karşıdaki parkı, çiçeği, ağacı izleyip "güzel memleket aslında yaa" diyerek huzur bulmaya çalışıyormuş.

    izzet 5 dakkalığına aşağıya inip ne vakit bi gitanes almak istese korkar olmuş çünkü, hilda o sıra evde bi iş yapıyorsa , aşağıya inen izzet'e "izzet bi orkid, yoksa canleydi; bi de banyo tıraş bıçağı alıversene" diyormuş. hatta emoların, gotiklerin takıldığı rahat bi yerde hilda'nın prezervatif otomatından umursamazca çikolatalısından alması izzet'i iyice delirtmiş. diyeceksiniz ki " e arkadaşım izzet de biraz uyum göstersin elin memleketinde, nasıl izzetlik bu?" ama bozuk para çıkışmayınca oradaki emo oğlanlardan bozdurmuş parayı hilda.

    hilda'nın gay ve lezbiyenlerin de iştirak ettiği home partylerine izzet " buralarda bu işler doğal" diyerek hiç ses etmemiş başlarda. ta ki mihael diye bi sapın hem hilda'dan hem izzet'ten hoşlandığını söylediği ana kadar. bu vaziyet izzet'in fikirlerine keskinlik kazandırmış, tadını feci kaçırmış. hilda'nın , "bunda kızacak birşey yok, söylemeyip gizliden gizliye mi takılsaydı? bilmiş olduk. büyütecek bir durum yok,uyu artık" demesi artık çanların çaldığının göstergesiymiş.

    hilda, izzet'in türkiye'den gelen arkadaşı mustafa'nın ziyareti uzatmasına , 4 gece 5 gündüz onlarda kalmasına ses çıkarmamış ama hilda'nın akşamları erkenden yatması ya da tek başına arkadaşı gisellelere gidip geç gelmesi izzet'in bu ilişkinin yürümeyeceğine olan inancını artırmış.

    işte böyle kültürler tokuşa tokuşa , çatışa çatışa hilda ve izzet'in aşkını bitirmiş.
    izzet, hilda'ya olanı biteni anlatmış. hilda "peki" demiş. izzet "neden, niye, nasıl olur" diye hilda'nın ağlamadığını görünce bi bozulmuş ama "buralarda doğal lan" diye önemsememiş. çok sonra bi gün metroda hilda 'nın yeni erkek arkadaşıyla yanına yaklaşıp merhabalaşmasından, hal hatır sormasından artık anlamış ki olmuyor olamıyor. bi de hilda yanındaki oğlanın göt cebine elini sokup üstüne 7 saniye kadar dudaktan öpmesin mi...metroyu beklerken...izzet'in 6 metre ötesinde...

    işte culture shock, cultural conflict olaylarını araştırmaya böyle karar vermiş izzet. tabii almanca olarak.
  • kurban bayramı vesilesi ile anne ocagında bolca kelle paca kavurma iskembe koalisyonuna maruz kalmıs bünyenin evine döner dönmez kendini sushiye vurması. asil türk evladının anne fenomeni ile imtihanı. evet o leş benim, saygılar.
  • bir süre sonra kültürel kimlik krizi ne yol açan durumdur.
  • bireyin yaşadığı çevreden kopup başka bir bağlama adapte olması durumunda yaşadığı durumdur. zira yeni girdiği ortamda dışlanmamak ve kendini kabul ettirmek için -ki biz buna davranışçılık diyoruz- o kültüre ait olmaya çalışacaktır. lakin ne tam olarak eski kültüründen vazgeçebilir ne de yeni kültürü tam olarak benimseyebilir. dönüp arkasına baktığında ise iki tarafa da ait olmadığını fark eder.
  • yabancı bir sevgiliniz varsa, ilişkide sizi mutsuz eden her şey için kılıf olarak kullanılabilecek kavram. eğer ki sevgilinizin bir davranışı sizi üzüyorsa ve bunu ona söylediğinizde "ama bizim kültürümüzde böyle" diyorsa o kişiden hızla, önünüze odaklanarak kaçmanız lazım. yoksa kaybettiğiniz aylarla kalacaksınız. sonra dönüp baktığınızda ise, ilişkiyi tamamen kendinizin yürüttüğünü, nursuz çapsız bir temel üstünde oturduğunu göreceksiniz.

    oysa mevzu farklı kültürlerden gelmek değil. aynı ülkenin içinde bile insanlar çok farklı kültürleri yaşıyor.

    mevzu, anlayış sahibi olmak veya olmamak.
hesabın var mı? giriş yap