• sabahın köründe bir sosyal paylaşım sitesinin linkinde görülüp gözleri sulandıran haber başlığıdır. öyle ki devamını bile okumaya gerek kalmadan bilinen tüm küfürleri ve isyan cümlelerini dilimden döküveren, ülkenin yalan, talan, hırsızlık ve yolsuzluk, yargı mensupları ve hükümetin ve dahi cemaatin sidik yarışı haberlerinin arasında küçücük puntolarla yazılıp geçiveren bir 3. sayfa haberidir. bu gün çıkıp da iktidar ya da muhalefet milletvekillerine sorsanız bir tanesinin bile görmediği, sıradan vatandaşı elektrik faturası okumak kadar ilgilenmediği bir haberdir.. en azından biraz utanan ya da kendini sorumlu hissedenlerden biri olmam bu çocuğun hesabının benden de sorulmayacağı anlamına gelmiyor.. acırım hergün biraz daha ölen insanlığımıza..
  • bursa'da, kendinden biraz büyük ağabeyiyle hurda kağıt toplarken kamyonetin altında kalarak hayatını kaybeden 6 yaşındaki yücel o.

    12 yaşındaki abisi yolun karşısına geçince arkada kalıp ona yetişemeyen ve kamyonetin altında kalan yücel.

    6 yıllık kısacık ömründe, kamyonetten önce yoksulluğun ezdiği yücel.

    ayakkabı kutularından milyon dolarlar çıkan bir ülkede, o ayakkabı kutularını toplayarak umut arayan yücel. babasının "senin yerine ben ölseydim, çok küçüksün, ölüm sana yakışmıyor" diye ağıt yaktığı... okulda olması gerekirken, sıcak evinde çizgi film seyretmesi gerekirken, kendine oyunlar kurması gerekirken karton kutuların peşinde koşmak zorunda olan... daha 6 yaşında yücel.

    yolsuzluğun milyar dolarlarla anlatıldığı bir ülkede, yolsuzluk kendi oğluna dokunuyor diye her saat başı tehditler savuran bir başbakanın ülkesinde, "üzerimize gelirseniz ekonomi batar" diye bağırıp duran danışmanların, üç kuruş için bütün şerefini ayaklar altına almış yalakaların, biattan gözü dönmüş yandaşların ülkesinde,

    yolsuzluk parasıyla palazlanmış babaların kendine bir arpalık arayan oğullarının "kefen giyerek" vicdansızlığa övgülerini sergiledikleri bir ülkede,

    buz gibi bir 9 ocak gününde, karton toplamak zorunda olduğu için, kefen giyecek olan, küçücük bir çocuk, yücel.

    inşallah o ekonominiz yerin dibine batar! inşallah dolar kurunuz tepenize çıkar! inşallah bütün borsalarınız çöker, hisse senetleriniz tuvalet kağıdı bile kadar etmez! soğuktan donan 40 günlük ayaz'ın, saç kurutma makinesini 6 yaşındaki oğlunun eline tutuşturup kardeşini ısıtmasını istedikten sonra yan odada kendini asan emine annenin, karton toplamak zorunda olduğu bir kış gününde kamyonetin altında kalan yücel'in utancını biraz olsun vicdanımızda taşıyabilmemiz için bize belalar lazım çünkü.

    allah hepimizin belasını versin.
  • çıldırmayan şerefsizdir lan. allah hepimizin belasını versin.
  • ulan genelde haber izlemem, internetten takip ederim gündemi, kırk yılın başı denk geldim ve bu haberi gördüm.

    daha altı yaşında ulan bu çocuk, bu soğukta boyundan büyük market arabasıyla hurda toplayan, buradan kazandığı üç kuruşla karnını doyurmaya çalışan bir çocuk hem de, söylenebilecek hiç bir şey yok. her şeyi kazadan sonra kalan eski, yırtık ve bu kış gününde giymek zorunda olduğu küçücük terlikleri anlatıyor zaten.

    yazık, çok yazık.
  • "güzel günler göreceğiz çocuklar/ güneşli güzel günler göreceğiz...." demişti şair, on yıllar önce. çocuklarımız geniş zaman içinde anbean öldürülmekte.

    çöpten hayat kazanmak, söz konusuysa: bütün mulkiyetlerinizin, bankalarinizin, borsalarinizin, dovizlerinizin... ta!....
    o ses turkiyeler, yetenek sizsinizler, milyoner olmak isteyenler... altı yaşındaki bir çocuğun katiliyiz hepimiz.
    lanet olsun!
  • ölmeseydi, ne şartlar altında yaşadığından haberimizin olmayacağı minik melek. çünkü bu ülkede sıradan bir vatandaşın hayatının haber olabilmesi için ölmesi gerekir, ancak o zaman haber değeri taşır. hafta sonu magazin haberlerinde, ünlülerin çocuklarını parka götürüp kaydıraktan falan kaydırması çok daha önemlidir, mutlaka haberimizin olması gerekir. yücel gibi kardeşlerimizin okuyamadığı, çalışmak zorunda olduğu kimin umrunda ki!? arabanın altında mı kaldı? soğuktan zatürre olup mu öldü? yap kardeşim acıklı bir haber, bir de arkaya ciğer delen fon müziği koydun mu ohh bizden vicdanlısı yok. cennetliğiz hepimiz yeminle!
  • (bkz: 6) evet bu kadar kısa bir hayatı olmuştur. 1, 2, 3, 4, 5, 6 bitti.
  • memleket olarak cehennemin dibini boylamamız gerektirdiğini hatırlatan masum çocuktur. sahi zaten cehennem gibi bir memlekette yaşıyorduk değil mi?

    belki de cehennem gibi bir ülkede yaşamaktan kurtulmuş çocuktur, kim bilir...
  • vicdanın, hakkın ve emeğin hiç olduğu bir ülkede, daha okulun ilk günü sevincini yaşayamadan, okulda bir kıza aşık olup eve kalbi pır pır ederek dönemeden, güzel bayramlarda babasının elini öpüp harçlığı ile mahallenin çocuklarıyla bakkala çarçur edemeden göçüp gitmiştir.

    eğer bunda bir zerre kadar suçumuz var ise, eğer bu ülkenin bu halde olmasının, bir trafik kazasının tesadüf olmasından çok bir nebze nedenselliğe bağlı ise, allah hepimizin belasını versin.
hesabın var mı? giriş yap