• nicolas sarkozy'nin* 2005 haziran'ında başvurduğu ve kendisi için uygun gördüğü metafor. olayın konteksti ise şöyle gerçekleşiyor:

    bir kız meselesi yüzünden iki çete la courneuve adında bir paris banliyösünde kavga ederler ve olay esnasında 11 yaşındaki bir çocuk başıboş bir kurşun yüzünden hayatını kaybeder. daha sonra dönemin içişleri bakanı sarkozy açıklama yapar ve "gerekirse 'cité'yi karcher'lerle temizleriz" diye konuşur. paris'te yolların, sokakların temizliği için kullanılan karcher ürünlerinin bu söylemde kullanılmış olması oldukça manidardır. olayda sarkozy'nin tavrı o kadar tanıdık bir aşağılayıcı tavırdır ki; temizlenmesi gereken bir şehir vardır ve bu şehir sadece cadde ve sokaklardan ibaret değildir; sarkozy ve kolluk kuvvetleri karcher'in bizzat kendisidir; banliyöde yaşayanlar da pisliktir.

    sarkozy'nin bu laflarından sonra karcher'in açıklaması şöyledir: we clean dirt, not ghettos!
    http://www.nytimes.com/…world/europe/20karcher.html

    sarkozy'nin özellikle de göçmenlere karşı açmış olduğu savaşın, azouz begag'ın saptamasıyla "semantik" yönünü gösteren önemli bir örnektir.

    bir başka örneği için: (bkz: racaille)

    further studies: (bkz: 27 ekim 2005 fransa göçmen ayaklanması)
  • şahsıma ilginç bir insan ilişkileri deneyimi yaşatmış temizlik ekipmanlari ureticisidir:
    basınçlı oto yıkama makinemin basınç hortumu, dışarıdan müdahale (büyük ihtimal köpek dişi) ile delinmiş. dolayısı ile teknik servis arayışı hasıl oldu. internetten bana yakın olanları taradım en yakını izmir inönü caddesinde. makineyi alıp gittim. sokak arasında salaş bir dükkanda üzerinde beyaz fanilası ve dağınık saçlarıyla kırk yaşlarında bir adam teknik servisin patronu. yani bir teknik servis klasiği. ama abimiz sanki ortam ultra futuristik bir tarzı sergilermiş gibi bilgisayarını açıyor. ve yedek parçanın (öykümüzde bu bir hortum) stokta bulunmadığını dolayısıyla en erken 5 haftada montajı bitmiş halde teslim edilebileceğini ilan ediyor. bir türk insanı olarak, küçük sanayi sitesi olanaklarının, alman dehasına üç kez kısa devre yaptıracağını düşünen biri olarak alternatif arayışına giriyorum hemen. sevgili almandan öte almancı, teknik servisimiz, elindeki bütün teknik imkanları seferber ederek her ürettiğimiz alternatifin yolunu tıkamaya girişiyor:

    ben: - çakması olmaz mı bunun, tamiri falan?
    ts: - olmuyor öyle düşündüğünüz gibi
    ben: peki farkını versem uçakla kargo etseler
    ts: 200 liralık parcaya 300 ödersin.
    ben: tamam razıyım
    ts: girmezler böyle bir şeye
    ben: tamam kardeşim sor sen bir hele
    ts: soramam muhatabım yok, bilgisayardan form doldurarak sipariş
    ben: iyi ya formda vardır kargo yöntemi. amazondan cd alsan alternatif sunuyor
    ts: amazonda vardır bizde yok
    ben: başka bir üründe uyumlu parça yok mudur?
    ts: makarasız hortum var ama seninki makaralı. makarayı iptal etmek lazım
    ben: peki olur o kaç para?
    ts: 150 tl
    ben: tamam olur. şimdilik onu alayım takalım, makaralı hortum gelince değiştiririz
    ts: değişme yapmıyoruz
    ben: tamam 150 tl'fazla olsun masrafı nasılsa 100 tl kargo ekstra tutar diyorsunuz. takın, makaralının yenisi gelince söker, değiştirirsiniz.
    ts: olmaz
    ben: neden olmasın.
    ts: sistemin bir kısmını iptal etmek, bozmak gerekebilir, o zaman diğer parça takılamaz.
    ben: alt tarafı tazyikli su pompası, ne kadar karmaşık olabilir
    ts, sistemin karmaşıklığını çince anlatmaya koyulur...

    orada artık dayanamam:
    - bak kardeşim, ben diyarbakır'da amerikan helikopter üssünde irtibat çavuşu olarak askerlik yaptım. bunların helikopter teknisyenleri vardı. diyelim bir vida eksik katalogda alternatifi yok. formla istek yapılıyor, helikopter o parça gelene kadar yerde. bizim jandarma'nın da şehrin diğer yanında helikopter üssü var. aynı skorsky'lerle uçuyorlar. merak ettiler ayarladık, teknik ekibi ziyarete gittiler. bir döndüler gözler faltaşı. bizim jandarma teknik assubayları pek çok parçayı diyarbakır sanayi'de halletmiş. günlerce anlattılar. ben onlar anlatmadan biliyorum diyalogları. hatta şöyle birşeye bile tanık olmuş olabilirler:
    - hüsnüü, 12 numara pim lazım pervane pimi.
    - 12 kalmamış usta 14 var. tamam biraz tornadan geçir getir iki çekiç sallarız oturur. (zaten burdan gelir çakma tabiri, o çekici yemezse oturmaz)
    yani lafın kısası bizde helikopterin bile çakması var. sen su pompasını halledemiyorsun. ver makinamı benden eyvallah

    çıkılıp arabaya gidilir. internetten aynı şehirde bir başka servis aranır. telde, sanayide yetişmiş bir usta sesi karşılar sesimi:
    ts2: buyrun?
    ben: benim bir k 5.68 makinam var hortumu delindi. stokta var mıdır?
    ts2: olmasa bile ısmarlarız gelir.
    ben: açık konuşayım, diğer teknik servis, imkanı yok bulunmaz, almanya'dan da en erken 4 haftada gelir takılması etmesi 5 hafta sürer dedi.
    ts2: getirin siz. eldekini tamir edelim,
    ben: nasıl yani tamiri mümkün mü?
    ts2: elbette, kaynak yaparız en az iki ay daha dayanır, bu arada yenisi gelir takarız.

    bilmem siz ne dersiniz ama bana paylaşacak kadar ilginç geldi.
    edit: bu esnada usta aradı tamammış benim makina. dahası stoktan hortum da bulunmuş. pazartesi teslim edecekmiş onu da.
  • bunun basincli su puskurten portatif versiyonuyla merdiven yikarken beni goren kizim "bu nedir ?" diye sordugunda abisi atilip toma makinasi diye cevap verdiginden beri bizde yeni adiyla anilir oldu.
  • "karcher k214 10 dakidan fazla calismaya uygun degildir." yapi marketlerde 140-150 tlye satilan bu urunun kisa surede arizalanmasinda yetkili servisin verdigi cevap.
  • bu markanın basınçlı su püskürten böyle ufacık bi aleti var. ketıl gibi. zırt diye fişe takıyosun, elde fısfıs hemen kullanıyosun.
    muhterem, o ne güzel icattır.
    yeni taşındığımız evin banyo fayansları (yere yakın kısımları) kapkaraydı kirden. hele fayans araları var ya, allahım yılların kiri naparız nasıl çıkar diye delirirken aha bu alet geldi. "psssst" ve bitti abi?

    deterjan yok, kimyasal yok, basıyosun kaynar su buharını, oharey.
    çok fena tavsiye ediyorum.
    kim düşünmüşse allah razı olsun. allah yoksa zeus razı olsun. o da yoksa evren mevren, kozmikkuantumveleddalinamin.
  • sc2 premium buharlı temizlik makinasına sahibim, biraz araştırdım ama ürünü çevremde bulamayınca mecburen internetten hiç görmeden, ellemeden aldım. çünkü muadillerine göre pahalı ve alman malı olunca kalitelidir herhalde sorun çıkarmaz diye düşündüm.
    kendisi hafif ve küçük fena değil ama plastik aksamların birbirine entegre olduğu bölümler ve aparatlar malesef baya dandik. borunun biri temizlik yaparken kendiliğinden bağlantı yeri kırıldı !
    servisi aradım .onlar da bana ; aksesuarların (!) ( borudan bahsediyoruz) garanti kapsamında olmadığını ve ücretle temin edebilcekelerini söylediler.
    aslında bununla beraber bir çok elzem parçasının da garantiye dahil olmadığını söyledi motor arıza vb durumlarda garantiye girermiş.
    sadece motoruyla bu alet kullanılıyorsa söyleyin de bilelim o gereksiz aksesuarlarla(!) uğraşmayalım .
  • bende wd2 diye elektrik supurgesi var. bim'den ucuza almistim. kendi kablosuna bile takilip devriliyor. sonrasinda da kapagi aciliyor. ınanilmaz uyuz bir durum. hali supurme basligi 2 ayda deforme oldu. sikayet var girdisi gibi oldu ama...
  • aracımı yıkamak için "k5" model basınçlı yıkama makinasını kullandığım marka.

    açıkçası fiyatını haketmediğini düşünüyorum.
  • ev ve bahçe temizliği için çeşitli makineler üreten bir alman firması.
  • hayatima bir gunes gibi dogmus buharli temizleyicim. nasil seviyorum nasil, anlatamam. sc2 modeli var bende. sc3 ve uzeri gruptan tek farki su haznesinin cikartilamiyor olusu. benim onemsedigim bir fark degildi, o sebeple ust modellerini almadim.

    gelelim faydalarina:

    1) hicbir kimyasal olmadan evi temizlemek muthis bir his! coluk cocuk varsa evde cocuklarin kimyasala maruz kalmayacagini bilmek beni rahatlatiyor. zaten her seyin sentetik oldugu gunumuzde bu cok buyuk bir arti.

    2) bir suru basligi oldugu ve ben de her aparat icin beser tane yedek bez aldigim icin kullanimi cok olay. yedek bez almalisiniz cunku sik sik bez degistirmek isinizi kolaylastirir. bir odaya giriyorum. click! yerleri siliyorum. click! cikariyorum. click! kucuk bezi takiyorum koltuklari siliyorum. click! cikariyorum. click! bez degistirip petekleri siliyorum. click! cikariyorum. vs... bu sekilde sik sik bez degistirerek bir odada isinizi cabucacik biriyorsunuz. calisan insanlar icin buyuk bir nimet. temizlikle harcanan vakti yari yariya azaltiyor.

    3) bezlerini camasir makinesinde yikayabiliyor olmak inanilmaz bir kolaylik. ( makineyi satin alirken yedek bez almanizi tekrar oneriyorum.)

    4) yuksek basincla peteklerin icine buhar siktiginizda cikan pislik midenizi kaldirabilir. o pislikle nasil yasamisim ben aman yarabbi! diyebilirsiniz. yuksek basincla firin ici, derz bosluklari, banyo fayanslari vs. deterjansiz temizleyebiliyormusuz. ben acikcasi banyodaki performansindan cok memnun degilim. camasir suyunu hayatimdan cikaramadigim tek yer. lanet olsun!

    5) cam silmek icin ayri alet yapmislar ancak bence gereksiz. ben sc2 yi basliksiz olarak cama puskurtup kuru bezle siliyorum. tabi bunu soguk havalarda yapmiyorum, cam catlayabilir. ayrica yuksek basinc ucuyla pimapenlerde dip kosede biriken pisliklerin anasini aglatiyor. bembeyaz! ilk aldigimda gaza gelip duvarlari da silmistim. butun evin duvarlarini sildim valla. ooohh mis!

    6) duzenli araliklarla evdeki kapi kollarini, elektrik dugmelerini, cekmece kulplarini yuksek basincla temizliyorum.( cocuklar icin)

    ben buharli makinemi oyle seviyorum ki adini ‘aşkitom’ koydum. evimi askitomla temizlemek hem zaman acisindan hemde kimyasal kullanmadan icime sinen bir temizlik sagladigi icin bana keyif veriyor. ‘almanlar yapmis abi yaa’ diyenler sonuna kadar hakli.

    not: utum can cekisiyor. yeni bir utu arayisindayim. buharli temizleyicisini bu kadar sevdiysem utusu de kesin harika bir urundur diyorum ama emin olamiyorum. karcher utu kullanan varsa yesillendirsin lutfen.
hesabın var mı? giriş yap