kasıt

• kartin rengini etkileyen etmen.
• bir seyi yapmis olmak icin yapmamak.
• "söyle canım kimdir dostun?
  öldürmeye var mı kastın?
  kastın azabına düştüm..
  bir vefasız yare düştüm.."^* *
• kastamonu iline isim veren "kastın neydi moni?" sorusunda da geçer.^*
• 1. amaç, istek, maksat: benim durumumdan kasıt, günbegün artış kaydeden içki tüketimimdi. -e. şafak.
  2. öldürme, yaralama veya zarar vermek isteme, kötü niyet.^*
• kasmaktan türemiştir. kendini zorlayarak bir şey yapmak, kendine engel olamamak anlamına gelir.
• kasıtlı işlenen suçlarla kaza ile işlenen suçların aynı şekilde değerlendirilmemesi gerektiği düşüncesi ilginç bir şekilde isa'nın çarmıha gerilmesine dayanır. daha doğrusu bu çarmıha gerilme hadisesinin değerlendirilmesine dayanır.
  
  1090'lı yıllarda, canterburry başpiskoposu anselmus (bkz: aziz anselmus), insanlığın isa'nın katili olmaktan nasıl arınabileceği konusunda kafa yorarken şunu fark etti: isa'yı çarmıha germek kötü sonuçları olan bir eylem gibi görünse de, isa'nın kendisi katillerin affedilmelerini istemişti. katilleri ne yaptıklarının farkında olmadıkları için merhameti hak ettiklerini isa'nın kendisi çarmıhtayken söylemişti. o zaman şu sonuç çıkıyordu, anselmus'un ifadeleriyle:
  
  "bir şeylerin farkında olsalardı isa'yı asla çarmıha germezlerdi. bilerek işlenmiş bir günahla cahilce işlenen o kadar farklı ki (...) cehalet içinde işlenen bir günah için özür dilenebilir"