kılık kıyafet ^*

• bir devrim turu...
• itina bekleyen, dikkat gerektiren şey.
  (bkz: misafir kılığıyla karşılanır sohbetiyle uğurlanır)
• zamanla toplumsal değişimi çok ilgi çekici olan, toplumun durumu, medeniyet seviyesi, inançları hakkında bir çok sırrı saklayan toplum normu.
• fizyolojik yapısı gereği (penis-moşşak birlikteliği) etek\elbise giymesi ve püfür püfür gezmesi gereken erkeklerken, ne oldu da fizyolojik olarak pantolonu çok daha rahat giyebilecek olan kadın eteği kaptı. sosyal antrapologları göreve çağırıyorum.
• üzerinize giyilen nesneler ile yüz ,saç bakımının tamamı. dış görünüşümüz. bizi tanımlar, bize özel ve özgüdür ama karşıdakinin özellikle yeni tanışılan ya da kısa süreli irtibat kurulan kişinin bizim hakkımızdaki ilk fikrini,doğal olarak tavırlarını etkiler. nasreddin hoca kulakların çınlasın. ye kürküm ye dünyasında kılık kıyafetimiz başlı başına bir şahsiyet, kapı açabilir, kapatabilir, fırsat sunar, fırsat söndürür.
  
  yalan dünya dizisinin bir bölümünde tülay rolundeki kadın döpiyes giyince hiç kimse onun konsomatris olduğunu hatırlamayıp, saygıda kusur etmemeye çalışıyordu.
  
  burda ,sözlükte bile kıyafetimi görmeden sadece adından bahsedince bile yazdıklarımın değerlendirilmesinde kıyafetime de bir rol düşüyor." başörtülü ama.... şöyle yazmış, gibi .
  
  zaten bu başörtüsü ayrı bir şahsiyette bizden önce mitinge gitti, meclise girdi, yargılandı,suçlandı, aklandı, paklandı, korundu filan . onu örtenden bağımsızdı bütün bunlar.
  
  bir misal daha bugün ben ve kıyafetim mağazaya gittik. hem de geçen hafta gidip de yüzüme bakılmayan mağazaların hepsine . yeni arkadaşım olan kılık kıyafetim sayesinde hepsinde fazlasıyla ilgilendiler.
  
  kafayı yiyeceğim iç ses mes derken bir de kıyafete şahsiyet adlettirdiler bana.
  
  aslında çok da abartmayım tavırla birleşmeyince fos. taş mankenlerde de giyim var ama kimse bakmıyor. ^*
• (bkz: kisve), görünüş, don/@ibisile