*

  • bir labirent türü olan "ağ"ın deleuze ve guattari tarafından ifadesi... her yolun tüm diğer yollara bağlanabildiği; merkezi, çevresi, çıkışı olmayan çünkü potansiyel olarak sonsuz olan labirent. varsayım alanı bir köksap alanıdır. gülün adı'nda umberto eco'nun yarattığı labirent bir dolambaçlı labirent olmasına rağmen baskerville'li william'ın içinde yaşadığını keşfettiği dünya köksap'a göre kurulmuş ya da kurulabilir ama hiçbir zaman kesinlikle kurulmamıştır yazarın ifadesiyle.
  • (bkz: rhizome)
  • köksapçı düşünce, doğrusal ve hiyerarşik olmayan, kaynak vazifesi gören bir kökenin ya da merkezi kökün olmadığı, çok sesli anlatımları ima eden, deleuze ve guattari'nin çalışmalarında sıklıkla vurgulanan bir kavramdır.
  • yatay bir saptan dallanarak büyüyen kökler ve filizler imgesi. platondan beri batılı toplumlarda hakim düşünce modeli nedensel, hiyerarşik ve ikili karşıtlıklar üzerine inşa edilmiştir. *

    deleuze ve guattari , batı’da hakim olan düşünme biçimini, neden/sonuç ilişkisine yaptığı vurgu ve hiyerarşiler* yaratma merakı nedeniyle ağaca benzetir. bu imaj sadece ağacın ilk anda göze çarpan şeklinden ötürü değil nedenselliğine de gönderme yapar. * ayrıca aynı zamanda bir soyağacı söz konusu olduğunda, kuşakları birbirine bağlayan ilişkilere de gönderme yapar. zira bir soyağacının tek bir başlangıç noktasıyla * onun çocukları arasında nedensellik ilişkisi vardır.

    bu yüzden köksap düşüncesini hakim olan batı modeline karşıt bir model olarak sunmuşlardır. ne de olsa ormanda tek bir hakikat ve neden/sonuç yoktur. bilakis orman, birçok ağaçtan yani birçok hakikatten meydana gelir. üstelik ormanın tek bir kökü de yoktur. dolayısıyla hiyerarşik ağaç imgesinden kurtulup, onun yerine yatay bir köksap imgesini geliştirmişlerdir.

    ağaç yerine köksap. birlik yerine çokluk! bir ağaç ve onun ötekileri değil, müstesna bir çokluk...
  • köksap (rhizome) terimi, botanik biliminin bir kavramı olan köksapın çağrıştırdığı fikirler üzerine temellenen bir metafor olarak kullanıldı.

    carl jung "köksap" terimini, kimi zaman "miselyum" olarak da adlandırarak, hayatın görünmeyen yeraltındaki doğasını vurgulamak için kullandı.

    hayat bana her zaman köksapının üzerinde yaşayan bir bitki gibi görünmüştür. yaşamın görünmez olduğu, köksapta gizli olduğu doğrudur. toprağın üzerindeki kısmın yaşamı ancak bir mevsim sürer. sonra yok olur, gelip geçici bir hayal. sonsuz büyümeyi, hayatın ve uygarlıkların sonsuz çürümesini düşünürsek, mutlak hiçlik düşüncesinden kaçamayız. yine de bir şeylerin sonsuz akışın ötesinde yaşadığı ve devam ettiği düşüncesini asla yitirmedim. ("anılar, düşler, fikirler" )
    gilles deleuze ve félix guattari de "köksap" terimini kullandılar. yalnız metafor olarak değil de, bilginin sunulmasındaki ve yorumlanmasındaki çoklu ve hiyerarşik olmayan giriş ve çıkış noktalarının teorisini ve araştırmasını mümkün kılan teorinin tanımlanması amacıyla. bin yayla'da ikili kategorilerle ve seçimlerle işleyen ağaç biçimli bir bilgi kavramına karşı çıktılar. köksap yataydı ve tüm üyeler birbirine sonsuz bağla bağlıydı, ağaç biçimli model ise dikey ve yalnızca doğrusal bağlantılara sahipti. onların "orkide ve eşekarısı" şeklindeki kullanımı, biolojik bir kavram olan mutualismden alınmıştır. buna göre iki ayrı tür birbiriyle birçokluk oluşturacak şekilde iletişmektedir. yatay gen transferi de buna iyi bir örnek olabilir.

    terim jeff vail tarafından hiyerarşik olmayan bir toplum yapısını tanımlamak için kullanılmıştır.
  • bir karşı soykütüktür.

    bin yayla, norgunk, sf.21
hesabın var mı? giriş yap