• sadece benim askerlik yaptığım bölükte sınırlı olmadığına inandığım bir durum.
    bu komutanlar nasıl böyle aşırı komik ve zekice espriler yapıyor anlamadım.
    bir iş yapıyorsun diyelim, ya da içtima anında olsun, koğuşta olsun yaptığın her salakça eyleme illa zekice cevaplar verebiliyorlar. açıkçası lafları güzel dokunduruyorlar ama bu benim çok hoşuma giderdi. zeki insanları oldum olası severim.

    bir örnekle pekiştireyim;
    çarşı iznine çıkacağımız sırada herkes yanyana tek sıra halinde, askeri kimlik ve künyesini eliyle görünecek şekilde havada tutuyordu. tam yanımda da bir laz arkadaşım var. neyse ona sıra geldi, komutan inceledi ve o laz askere şöyle dedi:

    komutan: sen laz mısın?
    laz: evet komutanım nerden anladınız?
    komutan: kimliğini ters tutuyorsun da ondan!?!?

    şimdi twitter'da gördüğüm bir tanesini de paylaşayım baya komikmiş:

    yemekhanede incir ezmesi dağıtıyorlar. inciri ikiye böldüm kurt çıktı. o ara bölük komutanı da yakınımda. komutana dönerek;

    - komutanım incirin içinden kurt çıktı
    - ne bekliyordum lan çeyrek altın mı çıkacak?

    valla pes. tanıdığınız tüm komedi figürlerini unutun. hiçbiri bu komutanların yanından geçemez.

    edit: bir çaylak arkadaşın ricası üzerine kendi anısını ekliyorum;

    komutan grubu yaklaşır; (k: komutan, i: idari isler)

    k: pisst, çakır!!
    i: ..... emredin komutanım!
    k: hangi timdesin sen?
    i: takip etme, yakalama, etkisiz hale getirme komutanım!
    k: ne iş yaparsın yani? n’abıyosun burda?
    i: yakalarım, imha ederim, yok ederim komutanım!!!
    k: oha a.. terminatör çıktı lan bu?
  • o kadar salağın arasında gayet normal bir davranış :)
  • askerlikte komutanın kötü şakalarına maruz kalmaktan ve göz göze gelince gülme zorunluluğundan, önce koşullanma zamanla da reflekse dönüşen bu halin sonunda mizah duygusunu tamamen yitiren suser beyanı.

    edit: imlâ.
  • ben de askerliğimi kısa dönem olarak yaptıydım.300 tane kısa dönem üniversite mezunu adam bir arada gazinoda oturuyoruz.eğitim verecekler.tankçı bi albay geldi konuşuyo falan.yarım saatten fazla konuştu.rütbeleri anlattı,tugayın içinde uyulacak kuralları falan anlattı.komutanlara hocam diye hitap etmeyeceksiniz,bi komutan emir verdiğinde emredersin komutanım diyeceksiniz..... gibi gibi şeyler.biz pür dikkat dinliyoruz.okumuş adamız ya.not alanlar falanda var.

    ders bitti.sonra bize dönüp tugay içinde herhangi bi sorunu şikayeti olan var mı diye sordu tankçı albayımız.bi arkadaş kalktı ben piyade er bilmem kim.komutanım banyo yapamıyoruz,yemekler kötü,yatacak yerlerimiz yok.sayıyoda sayıyo bu arkadaş.hakatende bunlar sorun.komutan güldü.oğlum ne çok sorunların varmış.bak benim de erken boşalma sorunum var dedi.ben bunları dile getiriyormuyum dedi.:p bi şekilde hallediriz dedi.biz 300 kişi savrulduk bir yerlere.bi dahada kimse yemeklerden,yatakhanelerden falan şikayetci olmadı.peki düzeldi mi sıkıntılar.hayır.ama biz o sıkıntılarla yaşamayı öğrendik ve ortama ayak uydurduk.
  • tanıdığım en komik komutan (bkz: kenan komutan)
  • full metal jacket'ı izleyip gaza gelmek.

    gerçekte, askeriyede tıpkı filmlerdeki gibi matrak komutanlar yok bana kalırsa "het! höt!" diye bağıran yaşlı başlı adamlar var.
  • yazıp bu mu komik demiş herifler, buraya yazı olarak cem yılmazın dediklerini yazsam düşününce yine basit gelir.
    önemli olan satmak, rütbelilerde tecrübenin verdiği özgüvenle çok güzel satarlar esprileri.
  • 12 ay askerliği baz alırsak 1 yıl içinde ellerinden yaklaşık olarak 4(4 dağıtım dönemi olduğu için) tabur/bölük/takım (görev yerinin büyüklüğüne göre değişir) asker geçer.bu kadar fazla insanla kısa süre içinde iletişim kurmak zorunda oldukları için sanıyorum ki sosyal alanda kendilerini geliştirmek zorunda kalıyorlar.bu da doğal olarak konuşma esnasında hızlı düşünme ve goygoy yeteneğini kazandırıyor.

    böyle bir durum askerler için,özellikle erbaşların günlerini anlık olarak güzelleştirmeye yarayan şeyler.düşünün 12 ay 1 çatının altında kazanın sıcaklığı takip ediyorsunuz ve sadece içtima zamanlarında yanınızda nöbet arkadaşınız dışında komiklik yapıp sizi güldüren bir insan var.o asker o komutanı velinimet olarak görüyor.

    acemi birliğinde bir tane uzman çavuş vardı.nereye giderseniz gidin,hakkarinin üs bölgesinde de olsan,marmariste denize 50m uzakta da olsan başındaki rütbeli personel iyi olmazsa eziyet çekersiniz derdi.haklıymış.

    yeni gidecek uzun/kısa dönem erlere tavsiyemdir.doğu diye üzülmeyin,batı diye sevinmeyin.
  • aynı esprileri, her yeni döneme devridaim şeklinde yaparak pekiştirmelerindendir. bir nevi espri sirkülasyonu oluşuyor.

    tabi bunu yaparkenki özgüvenleri ve maruz kalanların psikolojik durumlarının uygunluğu da diğer faktörler.

    aynı tekniği bazı öğretmenler, öğretim görevlileri, polisler ve doktorlar da kullanır ama o demin bahsettiğimiz diğer faktörler sebebiyle komutanlar kadar etkili olamazlar.

    mesela erler de üst devrelerinden aldıkları espirileri alt devrelerine ileterek devreyi tamamlıyorlar ve bu böyle sonsuza kadar sürüp gidiyor. sadece zamanın ruhuna göre şekil değiştiriyor.

    örnek verecek olursak:

    (bkz: şafak demiş cart curt)
    (bkz: şafak demiş coni moni)
    (bkz: şafak demiş comolokko)

    şuna da bakınız vermeden duramadım.
    (bkz: comolokko)
  • asker ortalamasina gore zekice oldugu su goturmezdir.
hesabın var mı? giriş yap