• bir "precious loneliness" (bkz: değerli yalnızlık) değildir.
  • 20 temmuz 2015 suruç katliamı ile başlamıştır.

    kontrolden çıkmasına ramak kalmıştır.
  • 15 temmuz 2016'da denenmiş ve başarılı olduğu görülmüştür.
  • covid-19' da tam olarak yaşadığımız durumdur
  • bir büyük savaş ya da topyekün savaş yerine, küçük alanlarda büyüklerin savaşması. suriye savaşı mesela, ırak savaşı, lübnan ya da güney amerika'da olan savaşlar vs. burada savşlar elbette o bölgenin insanları olsa da kazananlar her zaman silah sanayi.
  • “khaos’tu hepsinden önce var olan...'' diye başlar anlatılar.

    kaos, kargaşa ya da düzensizlik durumu kısaca... yunan mitolojisinde ilk tanrı olan khaos, düzen'den ya da öteki adıyla evren'den önce gelmiştir. platon şöyle yazar: “khaos'u yaratan ve babası olan ilk tanrı kronos, var olan şeyleri düzene koymuş, onlara biçim vermiş, ama onları yaratmamıştır.'' sonra da khaos toprak ana-gaia ve erebus'u yarattır ve yaratım silsilesi devam eder gider...

    peki, ya “ordo ab chao''?

    kaostan düzen çıkarmak kolay iş değildir. hemen akla “ordo ab chao'' latince mottosu gelebilir. lakin burada anlatılmak istenen çok farklıdır. evrenin ahenginde bizlerin kaos olarak gördüğü şeylerde bile aslında bir denge ve düzen vardır diye açıklanabilir. hayat da düzensizlikten gelen bir düzenle var olmuştur.

    toplumsal düzeni şahsi menfaatler uğruna manipüle edip, bu noktada bir kaos yaratıp, bunu kontrollü bir biçimde başararak nemalanmayı beklemek ise günümüzde adeta ateş ile oynamaktır...

    kontrollü kaos da ne?

    ''controlled chaos’ son yılların siyasi literatürüne, steven mann tarafından getirilmiş bir kavramdır. “''kontrollü kaos’ bir ülkede yaratılan kaos ortamının bir biçimde yok edilmesi sonucu iktidarı ele geçirmesi ya da var olan iktidarını sağlamlaştırması olarak tanımlanabilir.'' halkın anlayacağı biçimde şöyle de açıklanabilir: kaos ortamı yarat, insanları bezdir, ölümü onlara göster, sıtmaya razı et ve sonra istediğin düzeni rahatça kur...

    kontrollü kaos kutuplaştırma ile yapılır. bir ülkede kutuplar iyice ayrıştı ise; söylemler keskinleşiyorsa bunun sonu hiç de hayırlı olmayacaktır. faşizmin ayak sesleri “görüşünü açıkla, kimdensin?'' nidaları ile duyulur.

    egemen yapılar geniş kitleyi oradan oraya sürüklediği için nispeten daha azınlık olan yetkin yapının sinirlenip, vurup kırmasını, sokaklara dökülmesini dört gözle bekler. geçmişteki benzer olaylar tekrar olsun diye adeta dua eder.

    amaç, kendi aralarında birbirlerini yerlerken, yeni bir ortak düşman yaratmak ya da sittin senedir düşman gösterdiklerini yine pişirip onlara sunmaktır. böylece saflar yine sıklaşacak, mantık rafa kalkacak ve basit aidiyetler ve kör inanç her yönü kaplayacaktır. bundan nemalanan egemen güçler ise ellerini ovuşturarak izleyeceklerdir. eğer sonuçlardan memnun değilsen kutuplaştırmak istersin..
hesabın var mı? giriş yap