• (bkz: histeri)
  • konversiyon bozukluğu, genellikle hareket, duyu ve nörovejetatif sistemorganlarında, organik bir temele dayanmayan işlev yitimi, azalması ya da çoğalması olarak tanımlanmaktadır. konversiyon bozukluğunda tipik bir klinik görünüm yoktur. belirtiler çok değişik olabilir ve bir kişide zaman içinde çok kılık değiştirebilir, ancak en sık rastlanan belirtiler uyuşma, felç, körlük ve konuşamamadır. belirtileri aşağıdaki gibidir;

    nöbetlerle gelen psikomotor belirtiler: saraya benzeyen kasılma nöbetleri, kısa süreli bayılmalar, gülmeler, ağlamalar, kasılmalar, uyuşmalar. saradan farklı olarak saraya benzeyen nöbetlerde dil ısırma, idrar kaçırma, bilinç bozukluğu, düşerek kendini yaralama. gece uykuda nöbet geçirme gözlenmez. nöbet sırasında ve ara dönemlerde nörolojik muayene ve testlerde bir bozukluk yoktur.

    duyusal belirtiler: ağrılar, duyu azalması, duyu yitimi (bedenin bir kısmını hissedememe), uyuşma-karıncalanmalar, sağırlık, körlük.

    hareket belirtileri: yürüyememe, kasılmalar, kollarda güç azalması, felçler, tikler, dil tutulması, ses çıkaramama. güçsüzlük, paraliziler sık karşılaşılan motor belirtilerdir. fizik muayenede beklenen nesnel işaretler genellikle saptanmaz. sendelemeler, çevreye çarpmalar ve sallanmalarla giden yürüyüş biçimleri gözlenebilir. kişiler her an yere düşecek izlenimi vermelerine rağmen nadiren düşer, düşse de kendilerini kollayarak düştüklerinde yaralanmazlar. kişilerin bazen kas zayıflığı varmışçasına ayakta duramadığı ya da yürüyemedikleri görülebilir.

    nörovejatif belirtiler: boğazda düğümlenme, kusmalar, öksürük, hıçkırık, hava yutma.

    bu tip bozukluk belirtileri gösteren kişilerin yakınlarının en çok sordukları soru, kişinin bu belirtileri bilinçli olarak ortaya çıkarıp çıkarmadığıdır. sonuçta bu duruma neden olabilecek fiziksel bir bulguya rastlanmamış olması kişiyi bazen, yakınlarının yanında zor duruma düşürebilir. oysa bu belirtiler bilinçli bir çabanın ürünü değildir.

    konversiyon semptomları erken çocukluktan 90’lı yaşlara kadar her yaşta görülebilmekte ise de 15-35 yaş arasında daha sık görülmektedir. sıklığı toplumdan topluma ve sosyokültürel düzeylere göre değişmektedir. gelişmiş batı toplumlarında konversiyon bozukluğu sıklığının azaldığı öne sürülmektedir. çeşitli toplumlarda yapılan çalışmalarda görülme sıklığının 100.000’de 15-300 arasında değiştiği belirlenmiştir. psikiyatri polikliniklerinde görülme oranı batıda %1-3, gelişmekte olan ülkelerde yaklaşık %10 olarak bildirilmiştir. ülkemizde bu oran çeşitli çalışmalarda %4.5-32 arasında değişmektedir. farklı araştırma sonuçlarına göre kadınlarda erkeklere göre 2-10 kat daha çok görülmektedir.

    kırsal kesimden olma, alt sosyoekonomik koşullar ve düşük eğitim düzeyi, yetersiz iç görü ve düşük iq ile konversiyon bozukluğu sıklığı artmaktadır.

    konversiyon belirtilerinin kişinin içinde yaşadığı toplum ve kültürden etkilendiği düşünülmektedir. sözel ve duygusal ifadelerin kısıtlandığı durumlarda sözsüz bir iletişim aracı olmaktadırlar. böylece yasaklanmış duygu ve fikirler, mimikler ve davranışlarla, yani konversiyon belirtileri olarak dışa vurulabilirler. ruhsal yakınmaların önemsenmediği ya da zayıflık olarak nitelendirildiği toplumlarda, duyguların bedenselleştirilme olasılığı yükselmektedir.

    iyi bir fizik ve nörolojik muayenenin yanınde psikolojik değerlendirme çok önemlidir. konversiyon bozukluğu gösteren hastalarda, depresyon, panik bozukluğu, dissosiyatif bozukluk, kişilik bozukluğu ve obsesif kompulsif kişiliğin sıklıkla birlikte görüldüğü bildirilmiştir. uygun çevresel koşullarda çoğu zaman telkin yöntemiyle, hatta kendiliğinden, belirtilerde düzelme görülür. hacı hocaya götürülerek iyileşen durumların çoğu aslında konversiyon bozukluğudur.

    ataklar geldiği sırada yatıştırıcılarla yapılan acil mudehaleden sonra hasta 10 dakika içinde normale döner. pek takmamak lazımdır zamanla atakların periyodu azalır ve yok olur.

    http://www.ruhsagligi.org/
  • konversiyon bozukluğu sahibi hanım kızlarımız, periyotları azalarak devam eden bu rahatsızlıktan sonra artık, "iyiymiş gibi davranmak", "mutluymuş gibi hareket etmek" olayını bir kenara bırakıp kendilerine bir çeki düzen vermeidirler. zaten derdini ifade etme zorluğu çeken bu vakalar, gidip birine anlatmak yerine, problemlerini belirleyip kabul ederek ne yapacaklarına karar vererek uygulamaya gectikleri zaman iş çözülmeye başlamış demektir. yapılması gerekenler;
    -iyi beslenme, şekerli, beyaz unlu yiyeceklerden kaçınmak
    -spor, yürüyüş yoga ve acık havada yapılan sporlar yapmak
    -dedikodudan ve agresyondan uzak durarak, yumuşak tavırlar takınmak
    -içki ve sigaradan uzak durmak
    -bu işi pek de kafaya takmamak

    sonuçta kimse konversiyon bozukluğundan ölmemiş değil mi?
  • freud'un bu konudaki ilk çalışması anna o vakasıdır. konversiyon bozukluğu olan 21 yaşındaki bu hastada freud hipnoz karşısında dirençle karşılaşmış ve bu sayede hipnozun bu tür hastalıklarda işe yaramadığını fark etmiştir.
  • acile kaynanasıyla yaşayan bir kadın ve kocası ellerim ayaklarım tutmuyor diyerek geldiyse atlanmaması gereken tanı.
  • kanımca, her hastalıktaki gibi vücuttaki enerji blokajlarının sebep olduğu bu sıkıntıyı çözecek en iyi şeylerden bir kaçı dans ve kahkaha yogasıdır.
  • küçükken oynadığımız evcilik oyunlarında birimiz mutlaka bayılır ve hastaneye kaldırılırdı diğer oyun ekibi tarafından. bayılan kişi oyunun önemli kişisi, odağı konumdaydı. küçük beyinlerimizle bile bunu düşünmek çok zor olmadığından her seferinde diğerlerinden önce bayılmaya ve ilgi odağı olmaya özen gösterirdik. hatta abartıp iki-üç kişinin arka arkaya bayıldığı oyunlar hatırlıyorum. sonra büyüdük ve bayılmalarımız bitti. ilgi görmek için bayılmaya ihtiyaç duymadığımız günlerdi.

    şimdi her nöbetimde en az iki kişi sedyede getiriliyor evde bayılmış olduğu için. en az yirmi dakika süren bayılma seansları sonrasında kapalı tutmaya çalıştıkları göz kapaklarının titreyişi bile ele veriyor acil servis sağlık ekibi tarafından çok ciddiye alınmayan konversiyon vakalarını. hepsinin yanında panik halinde koca bir ev ahalisi de eşlik ediyor tabi. ağlayan anneler, kendini zor tutan eşler...vs. ülkenin psikolojisinin ne durumda olduğunun ufak bir göstergesi belki de benim çocukluk oyunum gibi onları o yaşta dikkat çekebilmek için akıllarına gelen en kolay yolu uygulamaya iten.

    öte yandan "mutlaka bir dertleri vardır" derdi bir hocamız, seslerini duyurma çabasıdır biraz.

    bir tarafta da hiçbir fizyolojik, patolojik neden olmadan vücudunun bir fonksiyonunu kaybeden asıl konversiyon vakaları vardır ve işin ilginci bu kayıp onları üzmez ironik olarak. *çünkü onun travmayla baş ediş biçimidir konversiyon, sorun her neyse ondan uzaklaştıran. son olarak şüphesiz ki duyduğum en ilginç hasta oğlu genç yaşta öldükten sonra görme yetisini kaybeden o yaşlı adamdır. gözlüğünün sapını kulağına her sokuşunda görme yetisinin bir süreliğine geri kazanır ilginç bir şekilde. yanisi psikiyatri alanı anlaşılamamış binlerce nedeni bünyesinde barındıran uçsuz bir sırlar dünyasıdır hala.
  • bilinen en etkili tedavisi 2cc im serum fizyolojikdir.
    -sık oluyorsa, psikiyatri önerisi ile taburcu.
  • toplumda sıkça görülen bir hastalık. hastalık değil de neyse. erkeklerde daha dirençli oluyor.
hesabın var mı? giriş yap