*

  • literaturdeki yerini 19. yy'da alan, ve istanbul anadolu yakasinda gunumuze kadar en saglam biçimde eri$mi$ bizans kalintilaridir.
    bu kalintilar 1959 yilinda prof. semavi eyice tarafindan bryas sarayi olarak kayitlara geçirilmi$ olsa da; 1995 yilinda ba$layip, 2001 yilindan beri devam edilen, alessandra ricci ba$kanliginda yurutulen kazilarin ba$lamasiyla satyros manastiri'nin kalintilari olmasinin cok daha buyuk bir ihtimal oldugu ortaya çikmi$tir. ayrica kucukyali çinar mahallesi, saray sokak'ta bulunmaktadirlar.
  • istanbul'un anadolu yakasındaki en önemli ve kalıntıları günümüze kadar ayakta kalabilmiş ''arkeolojik bölgesi'', küçükyalı'da. küçükyalı harabeleri literatürde 19. yy . sonunda yer almaya başlamıştır .bu kalıntıların ne olduğuna dair iki görüş mevcuttur. bunlardan biri, söz konusu kalıntıların bizans imparatoru theophilos (teofilos) tarafından ms 830 ila 837 yılları arasında abbasi ve emevilerin ürdün ve irak çöllerindeki zengin köşk ve saraylarının mimarisini taklit ederek inşa ettirilen '' bryas sarayı ,, olduğu; diğeri ise adını aldığı 'satyr'e (satir) adanmış bir tapınağın üstüne, konstantinopolis ' in müstakbel patriği ignazius tarafından ms 867 -877 civarında inşa ettirilmiş, satyros manastirı olduğudur. eski kaynaklara göre, şehrin bu banliyösüne kişilik ve anıtsal bir değer kazandıran bu iki önemli yapı, birbirine çok az bir uzaklıkta, marmara denizi kıyısında, prens adaları 'nın karşısında bulunuyorlardı.
    1959 yılında prof. dr .semavi eyice'nin yayınladığı çalışmalar küçükyalı ' daki yapının ne olduğunu açıklığa kavuşturur gibiydi. prof .dr . semavi eyice'ye göre, yapının planimetrik özelliklerine dayanarak, eserle emevilerin meşitta (mşatta) , abbasilerin de okhaydir ikametgahları arasında neredeyse tamamıyla örtüşen bir karşılaştırma yapmak mümkündü. yani söz konusu yapı, bizans kaynaklarının belirttiği üzere islam dünyasının saray mimarisinin özelliklerini taklit ederek inşa ettirilen bryas sarayı idi.
    küçükyalı'nın, bryas sarayı ve bu ' özdeşleştirme 'ye bağlı ünü, şaşırtıcı bir şekilde eserin toprak üstünde kalan bölümleri ile ilgilenilmemiş olsa da, akademik literatürdeki belirgin yerini korumaya devam etmiştir. 1995'te başlananve 2001-2002'de devam eden araştırmalar , açıkça, bu yapının bryas sarayı olarak tanımlanmasıyla ilgili kuşkular doğurdu. bölgenin odak noktası olabilecek bir yere inşaa edilmiş bir büyük kilise, sarayın ek binalarının bulunamaması, eldeki kanıtlar. araştırmaların bu safhasında yapının satyros manastırı olarak tanımlanmasını daha akla yatkın kılıyor.
    sonuç olarak, bu yapının kullanımı süresince iki yaşam evresi olmuş. ilk evre, sarnıç, kilise ve çevre duvarlarının inşaatının gerek mimari, gerekse dekoratif özelliklerine dayanarak tarihlenenebileceği dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısına işaret ediyor .ikinci evre ise, kiliseye ''kutsal emanet bölmesi’ nin eklendiği 12 .yy .ve aynı zaman da yeni yer döşemesi olan opus sectile 'nin de inşa edildiği bir yaşam evresi. sadece daha ilerideki araştırma aşamaları, bizans imparatorluğu 'nun başkentinin tarihi ile ilgili bu derin soruya bir cevap bulabilir.
  • daha fazla bilgi için: http://www.misart.it/hpmisart/home.cfm
  • bes alti sene kadar once kucukyali semtinde kucukyali arkeoloji muzesi tabelasini gorunce haberdar oldugumuz kalintilardir. biz de sanirim genelin verdigi sekilde "ahahahaha lan kucukyali'da ne arkeolojisi?" tepkisi verdiysek de (bkz: onyargi) merakimizi yenemeyip inceleyince sasirtmisti. zira "arkeoloji muzesi" dedikleri sey saglam kalmayi basarmis antik bir yapiydi. biz ufak bir odada cerceve icinde bir iki esya gormeyi beklerken kucukyali'nin ortasinda saray/manastir ile karsilasmistik. cevre sakinlerinin ilgisizligi ise had safadaydi. biz gittigimizde calisma yapilmadigindan kilitli durumdaydi hemen yanindaki cami sorumlusundan bilgi almaya calistigimizda o kisinin neredeyse bizim kadar bilgisiz oldugunu farkettik. tek soyledigi "arada yabancilar geliyor, kaziyor gidiyor." du. etrafini sarmis bildik apartmanlarin arasinda buyuk bir cukur alan icinde resmen tarih yatiyordu. biraz daha zaman ayirinca bu tarihi yapi duvarlarinin cevredeki bazi evlere bahce duvari gorevi ustlendigini gorduk. cevre sanki rahatsizdi bu yapidan. biraz fazla etrafta dolaninca pek cok goz bize cevrildi. avlu gorunumundeki bolumun sonunda ic yapi vardi ama kilitli oldugu icin girmek imkansizdi. yine de biraz dis inceleme ile geliskin bir ornek oldugunu belli ediyordu. ozellikle bazi bolumlerinde cesitli tuneller vardi duvarlarin.

    ayni mantikla daha onceleri istanbul dehlizleri'ne merak saldigim icin detayli incelemek isterdim ama ne yazik ki resmi bir arastirma surecinde oldugundan izinsiz girmek mumkun degildi. yine de eger hala izole edilmediyse en azindan distan gormenizi tavsiye ederim. istanbul anadolu yakasindaki ender saglam antik yapilardandir.

    google earth koordinatlari: 40.9435204828, 29.1155308989
  • seneler önce; küçükyalı'da büyümüş çocuklar için* efsanevi değeri olan kalıntılardır. küçükyalı merkez müfredat labaratuar ilkokulu (evet labaratuarda üstümüzde deneyler yapılıyordu ve mahkeme kararı ile bu konu hakkında konuşmamız yasaktır) henüz sadece küçükyalı merkez ilkokulu iken, üç arkadaş mumları fenerleri önceden hazırlayıp okulu asarak buradaki tünelleri incelemeye çıkmıştık. malesef uzun otların arasından zombi edasıyla anlaşılmaz sesler çıkararak yavaş yavaş ayağa kalkan kafa bir dünya şarapçılardan; daha sonra travmatik kalıntılar bırakacak şekilde can havliyle kaçışmamızla sonuçlanan bu hadise sonucunda bizans altınlarına kavuşamamış ve projeyi devlet himayesine kaptırıp, alanın arkeoloji müzesi olmasına göz yummak zorunda kalmıştık.

    ulan senin yaşın daha yazıyla dokuz rakamla 9; sen o yaşta ne cesaret okuldan kaçıyorsun da ne cesaret fenerlerle kalıntılara harabelere dalıyorsun. ben bu yaşımda yapmam onu.
hesabın var mı? giriş yap