• trt 2'de kısmen izleme fırsatı bulabildiğim 3 bölümlük bir belgesel. abdulhamit avşar’ın son tanıklar ardından iki buçuk yıl süren araştırmaları sonucunda ortaya çıkardığı dizi kurtuluş savaşı'nın o kadar da adsız olmayan kahramanlarını ele alıyor. şimdi tarsus şehir mezarlığında yatmakta olan türkistanlı hacı yoldaş ve diğer türkistanlı arkadaşlarının adına tarsus şehir mezarlığının girişine dikilmiş bir anıt bulunmakta. buharalı osman bey ise başka bir hikaye.

    “genel merkezi adana’da bulunan kuvva-i milliye mücahit ve gazileri derneği’nin arşivlerini incelerken ilginç bir husus dikkatimizi çekti. üyelerin bazılarının doğum yerlerinin karşısında ‘türkistan’ yazıyordu. bu bizim çıkış noktamız oldu. araştırmalarımız derinleştikçe hiç ummadığımız büyüklükte bir tablo ortaya çıktı. dönemin türkiye-türkistan ilişkileri yalnızca gönüllülerin çukurova kuvva-i milliye hareketlerinde yer almaları ile sınırlı kalmıyor, siyasi ve diplomatik ilişkilerden ekonomi ve eğitim sahasına kadar uzanıyordu.

    kimisi hacca giderken, kimisi öğrenci olarak gelmiş türkiye’ye. ama hepsi de ülkelerine geri dönmeyip türkiye’nin bağımsızlığı için savaşmış, gazi ya da şehit olmuşlar.

    türkistan’ın milli mücadele’ye verdiği destek, gönüllü mücahitlerle sınırlı değil tabii ki. ne yazık ki, tarihe rus yardımı olarak geçen fakat gerçekte buhara cumhuriyeti’nin gönderdiği 100 milyon altın ruble tutarındaki yardım vardır. zor zamanda gelen bu yardım, ankara hükümeti için büyük moral ve güç kaynağı olur. moskova’ya giden türk heyetinin maddi yardım talebine lenin olumsuz cevap verince devreye buhara cumhuriyeti cumhurbaşkanı osman bey (kocaoğlu) girer, buhara’ya döner dönmez de yardım teklifini meclis’e sunar. buhara meclisi teklifi tereddütsüz onaylayarak timur hazinesi’nden 100 milyon ruble değerindeki altının türkiye’ye yollanmasına karar verir. o dönem için oldukça yüklü bir miktar olan yardım, taşkent’ten vagonlara yüklenerek moskova aracılığıyla gönderilir. moskova, bu yardımların ancak 11 milyon altınlık kısmını 1920-1922 yılları arasında parça parça teslim eder. geri kalan kısmı ise kendi hazinesine aktarır. bu destek sebebiyle atatürk, buhara cumhuriyeti’nin 1922’de ruslar tarafından işgal edilmesi üzerine türkiye’ye yerleşen buhara cumhurbaşkanı osman kocaoğlu’na sıcak ilgi gösterir, ölünceye kadar milletvekili maaşı bağlatır.

    izmir fatih’ine buhara kılıcı

    buhara, anadolu’daki mücadeleye gönülden destek verirken bir yandan kendisi de rus tehdidi altındadır. o yüzden türkistan topraklarında da mücadele başlamıştır. bu sefer de ankara devreye girer ve milletvekili ismail soysallıoğlu, özbek tekkesi şeyhi ata bey ve birkaç kişiden oluşan bir heyeti “vezaif-i mahsusa” ile, yani özel bir görevle gayr-i resmi olarak buhara’ya gönderir. bu heyetin gayretleriyle orada “milli türkistan birliği” adıyla bir teşkilat oluşturulur.

    bu heyetin gidişinden sonra buhara’dan ankara’ya bir heyet gelir. maksat, sakarya zaferini kazanan türk ordusunu tebrik etmek, destek mesajlarını iletmektir. türkistanlı heyet, getirdiği mesajın yanısıra, üç kılıç ve “fevkalade ince bir suretle tezhip edilmiş” el yazması bir kur’an-ı kerim getirir. kılıçlardan biri atatürk’e, diğeri inönü’ye, üçüncüsü ise izmir’e girecek komutanadır. yani buhara halkı da “izmir” demektedir. bu, orduya ve meclis’e büyük moral verir.

    mustafa kemal paşa, bizzat mecliste bu yardımı ve hediyeleri öven bir konuşma yapar ve şöyle der: “dindaş ve karındaş buhara halkının arzusunu yerine getirmek, bu kitab-ı mukaddes’i millete, seyf-i azizi (kutsal kılıcı) de izmir fatihine teslim edeceğim. allah’ın inayeti ile inönü ve sakarya muzafferiyetlerini kazanan milli ordumuz, inşallah pek yakında bu kılıncı da kazanmış olacaktır.” 26 ağustos 1922 günü başlayan büyük taarruzla birlikte türk ordusu, 9 eylül sabahı izmir’e girer. yunan bayrağını indirip türk bayrağını göndere çeken askerlerin başında ise yüzbaşı şerafettin bey vardır. kılıcın sahibi o olur. ama ne garip bir tecellidir ki, izmir’i hedef gösteren buhara, kısa bir süre sonra 68 yıl devam edecek rus işgaline uğrar."

    http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=22691
  • üçüncü ve son bölümünde tesadüfen yakalayıp seyredebildiğim nefis belgesel. belli ki çok emek verilerek hazırlanmış. "kurtuluş savaşı'mızın bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış, insanı hayretler içinde bırakan yönlerini ortaya koyan böyle bir çalışma nasıl olur sessiz sedasız, tanıtımsız yayınlanır "diye de az saçımı başımı yolmadım.
hesabın var mı? giriş yap