kutsal mazlumluğun psikopatolojisi
-
(bkz: hitler'in psikopatolojisi)
-
türkiye'de ideolojiler ve türk siyasal hayatı üzerine çalışan herkesin okuması gerektiğine inandığım fethi açıkel makalesi.
aynı zamanda özellikle türk siyasal hayatında son 30-35 yılda yaşananları bir nebze daha iyi anlayabilmek isteyen herkese önerilecek en önemli makalelerdendir.
(bkz: kutsal mazlumluk)
(bkz: fethi açıkel) -
"eziklik, bastırılmış hınç duygusu, hesaplaşma istemi ve iade-i itibar beklentisi içinde olan toplum kesimleri ve bireyler, baskıcı toplumsal hareketlere ve radikal ulusçu söylemlere tahvil ediliyor.
itilmiş kakılmış, horlanmış, haksızlığa ve ihanete uğramış yığınlar/özneler intikam ideolojisinin ve güç aygıtının içinde kendini yitirmiş birer taşıyıcıya dönüşerek; tarihin karşısına birer müntekim özne olarak çıkmanın koşullarını arıyorlar.
kutsal sentezin öznesi, bu şekilde, insanlık dramını kendine emsal seçerek; acıyı eklektik bir biçimde biraraya getirerek; öznel-toplumsal deneyimini kamusala taşıyarak; acıyı, toplumsal, ontolojik ve kozmik paydalarda kenetleyerek kendi söylemini yaratır.
masumiyeti, tarihin kendisine “reva gördüğü” eziyetle ve çektiği ızdırapla ters orantılıdır. mazlum özne içinde yaşadığı döneme ve tarihe öyle bir perspektiften bakar ki, onun gözünde tarih, bir mazlumluk manzumesi olarak dillenir. tarihe döndükçe acısı canlanır; acısı canlandıkça tarihe döner. mazlum özne tarih yazmaya başladı mı; tarih, –cannetti’nin de tanımladığı– tek yönlü çalışan bir kurguya dönüşür (1994:141).
“günümüzün yeni tarihçileri, hiçbir kan lekesini silmemeye özen gösteriyorlar. insanlar öldükten sonra dahi daha önce akan kanın her damlası değer kazanıyor. insanlar, sanki her biri bütün atalarının ölümünün öcünü almakla yükümlüymüş ve sanki bu atalardan hiçbiri doğal bir ölümle ölmemiş gibi davranıyorlar.”"
fethi açıkel - kutsal mazlumluğun psikopatolojisi
http://www.birikimdergisi.com/pdf/70sayitum.pdf
(bkz: kutsal mazlumluk/#96091021)
(bkz: seçilmiş travma)
(bkz: türk sağı mitler fetişler düşman imgeleri)
(bkz: kötü çocuk türk) -
"adorno’nun (1990) almanya’da nasyonal sosyalistlerin yükselişi üzerine yaptığı analiz;
“kitleleri rasyonel nedenlere dayanarak kazanmak elinde olmadığından faşizm, propagandasını ister istemez usavurumcu düşünceden uzaklaştırıp onun yerine psikolojik temellere dayandırıyor, böylece irrasyonel, bilinçaltı, geriye-yönelik süreçleri seferber etmeye çalışıyor. bu eğilim, anlamsız vaatler altında acı çeken ve bu yüzden de ezik-büzük bir irrasyonel zihniyete kapılan bütün toplum katlarının ruhsal koşulları sayesinde güçleniyor.” (bkz: rıza mühendisliği/#75719676) (bkz: the century of the self/#75739609) (bkz: the century of the self/#75739984)
20. yüzyılda faşist ideolojilerin, kitlelerin hayal kırıklığını “mazlumluk söylemleri”* aracılığıyla başkalarını ezen bir siyasal aygıta dönüştürmesi ancak bu sayede mümkün olabilmişti. kitlelerin ezikliğini, daha trajik bir eziklik yaratmak için, başkalarının mazlumluğunu hazırlamak için kullanmıştı.
göring, “benim vicdanım yok, benim vicdanım führer” (borch-jacobson; 1991) derken, kollektif bilinçdışını çepeçevre saran bir nevrotik hayalkırıklığını dile getiriyordu. ulusunu, emperyal rekabetin ortasında, gururu ayaklar altına alınmış ve tarihsel haksızlıklara uğratılmış; “düşmanlarla”, “yahudilerle”, “komünistlerle”, “kozmopolit expresyonistlerle” ve “emperyalistlerle” çevrilmiş bir “mazlum halk” olarak kurguluyordu (reich; 1979). (bkz: dış mihraklar)
kapitalist rekabetin körüklediği bir uluslararası sistem içinde. alman halkının sözde mazlumluğu, milyonlarca insana karşı inşa edilecek bir imha aygıtının meşrulaştırılmasına yaramıştı."
fethi açıkel - kutsal mazlumluğun psikopatolojisi
(bkz: kitle yönlendirmede geçmişi kullanma/#97696363) -
"mazlumların komplo teorilerine bu denli fazla başvurmalarının bir nedeni de, önü alınmaz ben-merkezli oluşlarıdır. dış ve iç düşmanlar, mazlumun teorilerinin bu nedenle verimli söylemsel enstrümanlarıdır. birileri hep dışarıdan ‘köstek olmaya’ çalışmaktadır, ‘onların gelişimini engellemeye’ çalışmaktadır. kapitalizmin izlediği rekabetçi tarihsel seyir gözönünde bulundurulduğunda bu iddia pek çok gerikalmış ulus için doğrudur. ancak bu komplo teorilerinde ihmal edilen temel nitelik hikâyenin sadece özne etrafında geçiyor olmasından anlaşılabilir. (bkz: hayali düşmanlarla savaşmak)
kutsal sentez örneğinde bu ben-merkezli komplo teorilerinden yararlanacak şüphesiz en önemli toplumsal kesim, türk-islâm burjuvazisidir. (bkz: kolektif narsisizm)
türkiye’de burjuvazinin ermeni, rum, yahudi vb. kökenli ticaret burjuvazisine karşı gelişimi sadece kemalist dönemle sınırlı kalmamıştır. türk-islâm sentezinin farklı kanatları ittihat ve terakki cemiyeti ile başlayıp cumhuriyetin kuruluşu ile daha da hız kazanan toplumun ve sermayenin türk-islamlaştırılması süreciyle –farklı saiklerle de olsa– eklemlenmişlerdir. türkiye’de ulusal komplo teorilerinin yerli sermayenin gelişim süreçlerine tahvil edilmesi 80’li yıllardan itibaren özellikle yabancı sermaye ile eklemlenme olanakları görece sınırlı olan küçük burjuvazinin söylemlerinde önemli bir yer tutmuştur. ancak buna rağmen, 80’lerin ikinci yarısına gelinceye kadar diyebiliriz ki, mazlum eksenli komplo teorileri ulusal paranoyanın körüklenmesine ve kapitalizmin ulusal sınırlar içinde –gayrımüslim burjuvazinin tasfiyesi ile birlikte– geliştirilmesine katkıda bulunmuştur."
fethi açıkel - kutsal mazlumluğun psikopatolojisi
(bkz: türk halkının komplo teorisi hastalığı/#98184512) -
bugünlerde tekrar okunması gereken fethi açıkel makalesidir.
-
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap