la maree haute
-
beni en cok etkileyen lhasa parcalarindan birisi..
la route chante
quand je m’en vais
je fais trois pas…
la route se tait
la route est noire
à perte de vue
je fais trois pas…
la route n’est plus
sur la marée haute
je suis montée
la tête est pleine
mais le cœur n’a
pas assez
mains de dentelle
figure de bois
le corps en brique
les yeux qui piquent
mains de dentelle
figure de bois
je fais trois pas…
et tu es là
sur la marée haute
je suis montée
la tête est pleine
mais le cœur n’a
pas assez -
ingilizce cevirisi ise şöyledir :
the road is singing
when i set out
i take three steps…
the road grows silent
the road is dark
as far as i can see
i take three steps…
the road is gone
i climbed up
on the high tide
the head is full
but the heart
wants more
hands of lace
wooden face
body of brick
eyes that sting
hands of lace
wooden face
i take three steps…
and you are there
i climbed up
on the high tide
the head is full
but the heart
wants more -
14 temmuz 2005 sepetciler kasri konserinde calinmayan tek $arkidir. oysa ne kadar da istemiştim içimden calinsin diye, kagida yazip kadina vermeye bile calistim ama güvenlikciler izin vermedi.
-
fevkalade kanama bir türkü. öyle de ustaca söyler ki lhasa manyaa bunu, yutub'da bir buldurun da, bir izleyin be derim.
hah hatta buldurulmuşu da şöylemiş,
http://www.youtube.com/watch?v=g4g4ergghd0 -
dinlendirici ve bu nedenle loop'ta takılı kalan bir şarkı.
böyle güzel bir yol hikayesi filmine, hoş bir soundtrack olabilirmiş... -
the living road albümünden buruk bir lhasa şarkısı. sanki giden bir yakının gitmeden önce yazdığı mektubu, gidişinin ardından birkaç gün geçtikten sonra hiç umulmadık bir yerde bulunca, aniden bir yere çöküp okurken fon müziği olsun diye yapılmıştır. lhasa'nın diğer şarkıları gibi melankoli barındırır.
-
lhasa de sela'nın en siyah parçalarındandır. diğerleri (bkz: i'm going in) (bkz: soon this space will be too small) ile arka arkaya dinlendiğinde, tehlikeli sonuçlar doğurabilir.
öte yandan, bu şarkıdaki "le corps en brique, les yeux qui piquent" haykırışını her defasında adamo'nun tombe la neige vokaline benzetirim. öyle ki, sanki lhasa "löö kor an briikööö, lez yö ki piikööö" dedikten sonra, bilinmeyen bir ses "karda zoordur yürümeek" diyerek devam edecekmiş gibi...gerçi bu şarkı ne denli kaotikse, 'tombe la neige' o denli yumuşak, tatlı bir melankolidir. o da ayrı. -
olağanüstü bir parça. sadece bunu diyebiliyorum.
-
yıllar yıllar önce eski sevgilinin 'sana süper bi şarkı dinleticem ama yeri ve zamanı geldiğinde' diyip günler aylar sonra bir gün lunaparka gidip ranger'a bindiğimizde dinlettiği şarkıdır.
çığlıklar eşliğinde dinlerken gülümseyen bir yüzü hatırlatır,çok hüzünlüdür. -
bir şarkıyı, sözlerini anlamadan da sevebilirsinize en güzel örneklerdendir benim için.
https://www.youtube.com/watch?v=bgvexqabeci
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap