• lafzi yorum yöntemi bir yasa kuralının anlamını çıkartabilmek için başvurulacak ilk yöntemdir.

    lafzi yorum yönteminde yasa hükmünde yer alan kelimelerin, deyimlerin, ifadelerin dilbilgisi kuralı yönünden cümle yapısı içindeki anlamları araştırılır.
  • deyimsel yorum da denir. hukuki normların yorumlanmasında kullanılır.
    bu yorum metoduna göre hukuki bir norm yorumlanırken dil bilgisi olarak ne anlatmak istediğine bakılır. kısaca kanunda ne yazıyorsa o'dur. bu yüzden kanun yapılırken kelimeler ve kanun koyucunun amacı açık olmalıdır. amaçsal yorumdan baya bir farklıdır. amaçsal yoruma göre kanun koyucunun dil bilgisinden çok kanunu koyarken hangi amacı güttüğü saptanır ve ona göre yorum yapılır.
    örnek vermek gerekirse;
    türk ticaret kanunu’nun 330. maddesine göre yönetim kurulu’nda toplantı yetersayısı şirket sözleşmesinde ayrıca düzenlenmemişse yönetim kurulu’nun yarısından bir fazlasının hazır bulunmasıyla mümkündür. bu durumda örneğin beş kişilik bir yönetim kurulu’nun toplantı yetersayısı kaçtır?
    lafzi yoruma göre kanunda belirtilen kurala uyarak 5 in yarısı olan 2,5 u 3' tamamlar ve bir fazlası olan 4'ü alırız.
    amaçsal yoruma göre ise kanun koyucu bu kanunu koyarken çoğunluğun dediğinin olmasını istemiştir. amaçsal yorum yaparsak da çoğunluk olan 3 kişinin yetersayısı olacağını kabul ederiz.
  • medeni kanun madde 1 fıkra 1'deki "kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır" ifadesinde geçen söze yönelik, kanunun söylemsel açıdan anlamlandırılması üzerine kurulmuş yorumdur.

    tdk'ya göre söz anlamına gelen laf ve söz, kelime anlamlarına gelen lafız terimlerinden yola çıkarak lafzi yorumun, kanunun sözüne, yani dilin ve anlatımın madde metinlerinde kendini gösterme şekline yönelen bir yorumlama yolu olduğu söylenebilir. bizim hukukumuz açısından bu yorum metodu kullanılırken türkçe, arapça, farsça ve latince kelime bilgisi gerekir.

    hukukta dil bilgisinin ve anlamlandırma işinin önemi, "hukuk yorum işidir" sözünün doğruluğu ile paraleldir. dilin mahiyeti ve kullanım şekli hemen her alanda olduğu gibi, hukukta da önemli sonuçlar doğurur. verici tarafından ifade etme, alıcı tarafından ise vericinin ifadesini anlamlandırma eylemleriyle işlevini gerçekleştiren dilin hayata yansımasında, hukuku araç edinerek önemli sonuçlar elde edilebilir. bu konuda okuduğum bir kitaba dair bilgiler paylaşmak istiyorum.

    hong kong university bünyesinde çalışan, dil bilimi konusunda uzmanlaşmış profesör christopher hutton, language, meaning and the law adlı kitabında kelimelere verilen anlamların hukuki açıdan doğurabileceği sonuçlara yönelik incelemelerde bulunmuş. genel anlamda dilin hukuka etkisini irdelemiş. kitabında verdiği bir örnek lafzi yorumun önemini anlamakta oldukça faydalı.

    örnek olarak verilen davada özetle, araçların eyalet sınırını geçemeyeceğine dair bir yasaktan bahsediliyor. çalıntı bir uçakla sınırı geçmeye kalkan kişiye karşı dava açılıyor. bu davada, ulusal motorlu araç hırsızlığı kanununun çalıntı uçak için uygulanıp uygulanmayacağı tartışma konusu oluyor. daha doğru bir ifadeyle motorlu araç ifadesinin uçak kelimesini de kapsayıp kapsamadığı tartışılıyor.

    hutton amca linguistik açıdan problemin yapısını ortaya koyuyor. 'araç' ifadesine x, 'uçak' ifadesine ise y diyor ve soruyor: y, x'e dahil midir? ardından, 4 soru ile okuyucuyu düşünmeye davet ediyor:

    1. genel, alelade kullanımda x, y'yi içerir mi? cevaplar evet, hayır ve belki şeklinde olabilir.
    kanun maddesindeki araç tanımına yer veriyor bu noktada. araç ilgili kanunda otomobil, motorsiklet, kamyon ve 'self-propelled', yani dışarıdan bir kuvvet olmaksızın kendiliğinden hareket edebilen ve raylarda gitmeyen her türlü taşıt olarak tanımlanıyor.

    2. bu davadaki y, kanunda tanımlanan x gibi mi tanımlanır? evet, hayır, belki

    3. y'yi x olarak tanımlamamız ya da tanımlamamamız için herhangi bir bağlamsal ya da sonuca yönelik neden var mı? evet, hayır, belki

    4. yukarıdaki üç soruyu da belki şeklinde cevaplasak bile y, bir x midir? evet, hayır
    bu noktada belki seçeneği bulunmamakta. okurlar kendi gerekçeleri ve açıklamaları ile iki şıktan birini seçiyor.

    mahkemenin özet kararına yer veriyor yazar. kararda araç kelimesinin uçak için de kullanılabileceği kabul ediliyor. etimolojik açıdan araç ifadesinin, karada, suda ya da havada çalışan taşıtı işaret ettiğinde bir şüphe olmadığını mahkeme de duraksamadan kabul ediyor. ancak, günlük konuşmada araç ifadesinin, kişilerin zihninde karada hareket eden bir taşıt figürü canlandırdığını savunuyor. her ne kadar davaya konu olayın yaşandığı dönemde uçak bir araç olarak gayet iyi bilinebilse de ilgili kanun için yapılan kongre görüşmelerindeki raporlarda uçak teriminden hiç bahsedilmediğinden ifadenin uçağı da kapsayacak şekilde genişletilmesini uygun bulmuyor. son olarak, eğer yasa koyucu da böyle düşünmeseydi, çok daha kapsayıcı bir kelime kullanırdı minvalinde bir sonuç elde ediliyor mahkeme.

    mahkemenin kararına katılmak ya da karşı çıkmak size kalmış. evet, mahkeme bir noktada lafzi yorumu terk edip farklı bir yönteme başvuruyor ki orası başka bir girinin konusu. (bkz: gai yorum) ancak kelimelerin anlamının, genel kullanımının, kişilerde çağrıştırdığı ilk imgenin, özetle dilin ve anlamın hukuktaki etkisini, anlamamız gerekeni hepimiz anladık umarım.
hesabın var mı? giriş yap