• avusrutalyanın yerlileri olan aborijinlerle geçirdiği yolculuğu anlatan 'bir çift yürek' adındaki bestseller olmuş kitabıyla ünlenen amerikalı bayan yazar.
  • bir çift yürek ve sonsuzluğun mesajı isimli kitaplarıyla ünlü amerikan yazar.
  • 1937 doğumlu, biyokimya ve doğal ilaçlar üzerine doktorası bulunan yazar..
  • bir cift yurek adli kitabindan unutmadigim bir soz: arzulanan sey mutlulugun heycanidir, nesnenin kendisi degil.

    (bkz: bir çift yürek)
  • "cok sonra anlayacaktik ki maddi nesnelerden ve bazi on yargilardan kurtulmak var olmaya dogru yapacagimiz o yuruyusun gerek ve vazgecilmez adimiydi."*
    marlo morgan
  • bir çift yürek kitabında aborjin halkına dair yaptığı analizleri ve gözlem gücünün başarısıyla dikkat çeken, ruha dokunur bir yazar.
  • bir çift yürek'i yaşanmış bir hikayeymiş gibi yazıp yayımlayan, yıllar sonra aborjinlerin tepkisi ile karşılaşınca bunun yalan olduğunu itiraf edip "hikaye aslında uydurmaydı" diyen yalancı yazar...

    lisede okumuştum kitabı; hayal dünyam yıkıldı bunu öğrenince...
  • hocamın okuttuğu sembolik çözümler yaptığımız ve hayran kaldığım "bir çift yürek" adlı kitabın yazarı. o zamanlar tam da böyle doğaya dönelim, özümüze dönelim, içimize dönüp salt yaşamı yaşayalım düşüncelerindeyken beni oldukça etkilemişti. aborjinlerle yaşamını anlatırken morgan sanki benmişim gibi kalbim artar heyecanlanırdım.
    gerçek değil miymiş yani? :( araştırmamıştım gerçekliğini.
  • yalnızca son ağaç kesildikten, son ırmak zehirlendikten, son balık yakalandıktan sonra... ancak ondan sonra paranın yenemeyeceğini anlayacaksınız.

    marlo morgan - bir çift yürek
  • bildiğim kadarıyla kitabın filmi çekileceği süreçte aborjinler abd'ye geliyor ve bunu protesto ediyor. marlo morgan da protestocuların gelmesi üzerine uydurma olduğunu itiraf ediyor. bunun kesinliği var mı bilmiyorum tabi, ingilizce kaynakları da araştırmak lazım. o değil de eğer uydurmaysa, (bkz: arno gruen) gibi önemli bir psikologu bile kandırmayı başarmış. çünkü empatinin yitimi adlı kitapta kendisinin aborjinlerle geçirdiği zamanın izlenimlerinden alıntılar var bir bölümde. üzüldüğüm tek nokta da bu; empatinin yitimi gibi muazzam bir eserde uydurma bir gözlemin yer alması... ancak gruen'in suçu yok tabi.
hesabın var mı? giriş yap