• emekli binbaşı ali kocaer'in merihliler (zetübiyerliler) tarafından kaçırılışını ve merih'te geçirdiği günleri anlattığı tarihi bir belge. kesinlikle hayal mahsulü değildir. keşke x-files'larla, roswell'lerle kafayı bozmuş türk gençliği önce bağrından çıkmış bu yiğidin sesine kulak verseydi.. heyhat!
    http://www.stillpsycho.net/…auth.php/f/fe/merih.pdf

    (bkz: alien abduction)
  • 1966 kütahya il basımevi'nde basıldığını öğrendiğimiz muhteşem eser. hakikaten son dönemde okuduğum en güzel şey. hiç abartmıyorum... alt başlığı da ayrı bir müthiş: "uçan kürre (yaşanmış, gerçek bir hikaye)"... evet... 14 temmuz 1951 tarihinde toroslar'da gezerken "yuvarlak daimi dönen bir kürre" tarafından kaçırılan binbaşının öyküsü bu. olay şöyle gelişmiş:

    - tepeye yakın olan golun yanına vardığımda birden başımın ustunde kulaklarıma uğultusu akseden acayip bir makina sesi duydum. olduğum yere mıhlanıp kaldım. o anda başımı kaldırdıgımda yuvarlak daimi dönen bir kürre gördüm. kürrenin yarısı ve yere dogru olan kısmı ise cok parlaktı. bu parlaklık sarı, mavi, pembe, beyaz renklerle hareleniyor, uzak ve yakın mesafeleregöre ayarlanabiliyordu. o gün yanımda hafiflik olsun diye bir bıçak, bir tabanca ve içinde komanya bulunan küçük yan çantası ve ayrıca yedi metrelik ip bulunuyordu.

    ben mıhlanıp kaldııgım yerde allahın dedigi olur. başa gelen çekilir. bakalım bu neyin nesidir diye o parlak cisimden gözümü ayıramadım. ilk korku ve heyacanı bir anda atlatmıstım. esasen allahtan korkan hicbir seyden korkmaz inancile gayet mutevekkil bir vaziyette seyrediyordum. boylece iki uc dakika gectigini zannediyorum. birden o cisme karısı tebessum etmeyi ve selam vermeyi daha uygun buldum. ve elimi bir kaç kere başıma doğru goturup indirdim. çünki yanımdaki silahla ona bir sey yapamayacağımı derhal anladım.

    ***

    bilgi dolu bu eserden sayısız şey öğreniyoruz:

    --- spoiler ---

    emekli binbaşı ali kocaer'i kaçıran uzaylıların "kravatsız gri bir ceket ve aynı renk dar pantolon" giydiklerini, uzay gemisi yani "uçan kürre"nin içindeki yazıların "eski uygurca"ya benzediğini, kaçırıldığı uçan kürre içinde kendisine yemek olarak beyaz, mavi ve sarı haplar verildiğini, bilhassa beyaz hapın "muzu ihtiva eden bir kokusu olup" son derece tatlı olduğunu, uçan kürre'de "bizim mevlevi müziğine benzer bir müzik çalındığını", merihlilerin "her şeylerinin otomatik olduğu"nu, ayrıca "antubi, nuhariyen, antubi kuriyen, vahi antu (iyi istirahatler demekmiş)" gibi merihce bazı sözcükleri, merih'in yazlarının daha uzun, geceleri ise yağmurlu olduğunu, merihlilerin de allah'a inandığını ve gezegenlerinde geniş kubbeli ibadethaneler olduğunu, merihlilerin bayrağının kenarı yeşil-mavi-sarı zemin şeklinde açık al bir kumaş üstünde merih resmi ve çevresinde 12 yıldızdan oluştuğunu, merihin yollarının geniş ve düzgün; insanının temiz, güleryüzlü ve çalışkan olduğunu...

    --- spoiler ---

    metni okuyacaklara tavsiyem binbaşı'nın merihlilere kendisine göstermiş oldukları alakadan dolayı teşekkür eden 16 temmuz 1951 tarihli ayrılık mektubunu dikkatli okumalarıdır. hakikaten süper bir şey bu, okuyunuz...
  • yaşadığı tarihi anları bizim için kayıt altına alan binbaşının askeriyeden hangi sebeple emekli edildiğini merak ettim, ben... (bkz: sözlükçülerin ima ettikleri)
  • (bkz: nasıl evde kaldım)

    çağrışım vesselam...
  • (bkz: uçan kürre)
hesabın var mı? giriş yap