• armağan tunaboylu'nun sıra dışı polisiye kahramanı. benzerlerinin aksine son derece sıradışı bir mesleği vardır. kendileri bildiğin pezevenktir. kibarlaştırılmış bir şekilde anılmaya da (kadın satıcısı, muhabbet tellalı) uyuz olur. işini sever ve iyi yapar. ilerisi için de aile ve sıcak bir yuva özlemleri de yok değildir. bir gün, bir yerde bir cinayet olur ve onun üzerine yıkılır. tek amacı, mevzuyu çözüp gerçek suçluyu bulup kendini temize çıkarmaktır.

    (bkz: yıldız cinayetleri)
    (bkz: resim cinayetleri)
  • kıyak bir detektifdir metin çakır. harbi pezevenktir muhabbet tellalı gibi zarif isimlerle kendinden bahsedilmesine tahammül edemez. kızlarına iyi davranır ama yanlışları olduğunda da en kıral silahı olan falçatasını konuşturmaktan da geri kalmaz. bir sanatçı gibi kullanır falçatayı, üstüne silah tanımaz. dedektiflikte 5n 1k kuralının önemini asla unutmaz ama her seferinde "n"lerden birini unutur. karşısındakinin mimiklerinden ne demek istediğini okuma konusunda bir numaradır ama genelde yanlış okur. mahalle karakolunun başkomiseri asım abi'den korktuğu kadar kimseden korkmaz. alemin kıralı kimdir sorusunun cevabı daima asım abi'dir. mütemadiyen asım abi'den dayak yer, bir cinayet üstüne kalır kendini temize çıkarmaya çalışır. büyüklerine saygıda kusur etmez ama açıklarını yakaladığında da dalga geçip taşak oğlanına çevirmekten geri kalmaz. korktuğunda, heyecanlandığında, duygulandığında altına kaçırır. hafif dekolteyle karşılaşsa dayanamaz anında boşalır. tam da bu anlara denk gelir cinayetin kilit itirafları. ama metin çakır hayal gücünü kontrol etmekle meşgul olduğu için bir şey anlayamaz. olaylar zıvanadan çıktığında yolda yürürken kendi kendine konuşmaya başlar. karşıdan gelenlerin sırıtan ifadeleri sayesinde ne yaptığının farkına varıp kendisini toplar. bu dünyadaki en büyük korkusu racona ters bir şekilde görülmek ve ertesi gün travesti pezevengi celil'in sermayeleri arasına girmektir. bu dünyada en nefret ettiği şey de kafasına su dökülerek uyandırılmaktır.
  • zannımca devşirme bir roman kahramanıdır ya da daha yumuşak tabiriyle kuvvetli bir "esinlenme"den dem vurabiliriz. şöyle ki;
    iyi bir polisiye okuyucusu olarak gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki metin çakır bir bernie rhodenbarr uyarlamasıdır. lawrence block tarafından yaratılan bu sevimli kahraman (ki kendisi benim en sevdiğim kahramanlardan biridir.) ve armağan tunaboylu tarafından yaratılan metin çakır fazlasıyla ortak noktaları olan iki kahramandır. ikisi de;
    1-kanuni olmayan yollardan para kazanır.
    2-ikisinin de kendilerine özgü bir ahlak anlayışları vardır.
    3-ikisinin de bir polisle aşk-nefret ilişkisine benzer bir ilişkisi vardır.
    4-ikisinin de çok iyi kullandıkları ve sevgiyle bağlı oldukları nesneler vardır ki bu bernie'de maymuncukken metin'de falçatadır.
    5-ikisi de silahlardan hoşlanmaz.
    6-ikisi de belli özellikleri nedeniyle toplumun bazı kesimlerinden kabul görmeyecek, alternatif bi yaşam süren kadınlarla ilişkilidir. bu kadın bernie maceralarında köpek kuaförlüğü yapan, zeki, sevimli ve alaycı bir lezbiyenken, metin'in maceralarında kahramanın sermayelerinden biri olan güzel, gururlu ve seçici bir fahişedir.
    7-en önemli benzerlik ise bernie de metin de kaderin cilveleri sonucu cinayetin ortasına düşerler, cinayetler üzerlerine kalır ve suçsuzluklarını ispatlamak için kendi araştırmalarını yürütmek zorunda kalırlar.

    benzerliklerle ilgili liste uzatılabilir olmakla birlikte bu kadarı yeterli göründü gözüme. (üşendim yazmaya.)
    kısacası metin çakır, bernie rhodenbarr'ın daha avam, daha küfürbaz ve daha basit bir versiyonudur diyebiliriz. (gibigeliyorbanayoksaşüphenmivar?) ya da bernie daha sevimli, daha komik ve daha rafine bir arkadaşımızdır diyebiliriz.

    ayrıca dikkat edilirse metin'in maceralarındaki komiser asım'ın da hafiften lawrence block'un yarattığı bir diğer kahraman olan emekli polislikten özel dedektifliğe geçiş yapmış depresif kahraman matthew scudder'la büyük benzerlik taşıdığı farkedilecektir.
  • yıldız cinayetleri ve resim cinayetleri'nde olan bitene bakılırsa nevi şahsına münhasır bir karakter. o yaptıkça, siz okudukça hastası oluyorsunuz bu adamın. böyle güldürüklü roman karakteri az bulunur. her şabalaklığının ardına aklında öyle komik monologlar gerçekleştiriyor, öyle eğlenceli senaryolar çiziyor ki onu okurken mümkün mertebe soteye kaçmak icab ediyor. zira elinde kitap, sayfaları çeviren okuru deli eder bu adam. onun yaptıklarını bilmeyen ikinci gözler, zavallı okur kişinin kendi kendine kahkahalar attığını sanabilir.
  • bu karaktere bayılıyorum! mesleği pezevenklik olan bu adam için "içimizden biri gibi" diyeceğim, yanlış anlaşılacak. ama tüm o diğer kasıntı hafiyelerin yanında, korktuğunda çekinmeden altına işeyecek, zorda kalınca güçlü olanı yıkayıp yağlayacak kadar bizden biri sahiden... acayip sıcak bir karakter.
    insan kendisini her bakımdan özdeşleştiremiyor epey ekstrem olan yaşamı yüzünden lakin feci sempati duyuyor. babanneler okusa film/dizi karakterlerine yaptıkları gibi "evladım çekil oradan, çabuk kaç" falan diyecekler yani, o derece.
    kendisine iyilik yapmadığımın farkındayım ama keşke armağan tunaboylu tarafından bir cinayet daha yıkılsa üzerine de seyreylesek manzarayı diye dua ediyorum içimden ne zamandır.
  • 12. çocuğu erkek olan köy ağası kadar sevinçliyim bugün. duydum ki yeni bir kitapta daha dolanıyormuş metin çakır. mesai bitimini sabırsızlıkla bekliyorum kitapçıya gidebilmek için.

    http://www.idefix.com/…asp?sid=o0320n4tic5c6xbdlre7
  • son olarak bu yıl içerisinde karakol cinayetleri ile okurla buluşan, muhtemelen görülebilecek en ayrıksı pezevenk.
  • yeni serüveni için (bkz: park cinayetleri)
  • armağan tunaboylu'nun polisiye kitaplarında kullandığı baş karakter.

    33 yaşındadır; anne ve babasını hiç tanımamıştır. pezevenklik yapar. en büyük hayali kendisine bir ev satın alıp evlenerek çoluk çocuk sahibi olmak ve normal bir yaşam sürmektir. silâhı falçatadır, bu konuda ustadır; düşmanlarının yüzünde iz bırakmayı, gerekirse onların burun ve kulaklarının ucunu kesip almayı sever. bol bol kavga eder, şarap içer. marmara ve buzbağ favori markalarıdır. sabah güne çay içerek başlamayı çok sever. sıkı bir fenerbahçe taraftarıdır. hırsızlıktan nefret eder. heyecanlanınca, korkunca altına işer. hayal kurmayı, kendi kendine konuşmayı çok sever. ehliyeti yoktur, araba kullanmayı bilmez. sevişmeyi çok sever; sürekli karşılaştığı kadınlarla birlikte olduğunu hayal eder. bol bol hayal kurar. sürekli duygulanıp gözleri dolar. bu hayatta en çok korktuğu kişi, mahalle karakolundaki baş komiser asım abi'dir. ilk iki kitapta mahalledeki parkı mesken tutmuşken, üçüncü kitaptan itibaren seviye atlayıp, kendisine ait bir ev işletmeye başlamıştır. sürekli kavga eder, sokak kavgasında yeteneklidir; çoğunlukla dayak atar, arada bir dayak yer. ilk kitaplarda mutfağı olmayan salon ve yatak odasından oluşan iki göz evde yaşar, en büyük hayali kendisine büyük bir ev satın alarak evlenip çoluk çocuğa karışmak, ailesi ile mutlu bir hayat sürmektir. cahildir, karmaşık kelimeleri bilmez ve sıklıkla anlamlarını karıştırır. serinin ilerleyen kitaplarında, eski sermayesi neşe ile yakınlaşır; asım ağbi'nin kendisine verdiği daha iyi bir eve taşınır.

    yer aldığı kitaplar:

    1. yıldız cinayetleri
    2. resim cinayetleri
    3. konsey cinayetleri
    4. karakol cinayetleri
    5. park cinayetleri
hesabın var mı? giriş yap