• ing.* kisinin kicini acip atrafa gostermesi.
    (bkz: braveheart)
  • eee malum yerleri ay gibi olunca, gösterme işine de mooning diyebiliyorlar. yağız orta anadolu erkeğinden de böyle bir şey görseler ne diyecekler çok merak ediyorum*.
  • (bkz: ay parçası)
  • amerika'da başıma gelmiş bir olay. otobanda hızlı ve seri bir şekilde toledodan columbusa giderken yanımda oturan ablam havanın kararmasının ve de yorgunluğunun verdiği etkiyle gözü dalmış bir halde camdan dışarı bakıyorken birden bana dönüp: "yandaki bize poposunu gösteriyor!" dedi. o şokla bir de döndüm ki ne göreyim.. yan şeritte giden arabanın şöförünün arkasında oturan şahıs açmış camını, indirmiş boxer'ını, dönmüş arkasını ve malum bölgesini bize gösteriyor. böyle bir durumda yapılabilecek tek şey şok olmak ve ardından olayın saçmalığına gülmek. biz de aynen öyle yaptık.
  • zaman mekan tanımayan, havada karada yaparım dıyenı de mevcuttur.
    http://www.humorhound.com/…ooning-from-airplane.jpg
  • google street view aracına irlandalı kardeşler tarafından yapılanı da şurada mevcuttur: http://www.irishtimes.com/…010/1001/breaking42.html
  • bir grease müzikali şarkısıdır;

    i spend my days just mooning, so sad and blue, so sad and blue
    i spend my nights just mooning, all over you (all over who?)
    oh i'm so full of love, as any fool can see
    cause ages up above, have hung the moon on me
    (why must you go) why must i go on mooning, so all alone (so all alone)
    there would be no (there would be no) more mooning, if you would call me
    (up on the phone)
    i guess i'll keep on striking poses, till my cheeks have lost their roses.
    mooning over you,
    i'll stand behind (i'll stand behind) you mooning, forever more. (for evermore)
    someday you'll find (someday i'll find) me (you) mooning at your front door
    (at my front door)
    oh, everyday at school i watch ya, always will until i gotcha
    mooning, too (there's a moon up tonight)
hesabın var mı? giriş yap