*

  • birçok kişinin içinde olduğunu iddaa ettiği ama en az yarısının aslında içinde olmayan aşk. müzik aşkı denildiği zaman, o bütün müzik türlerini müziği içine alır. tek bir yada iki tarzı değil.
    birçok kişi çıkıyor, "müziksiz yapamam, o benim herşeyim. müziğe aşığım" diyor ama dönüp kendi dinlemediği bir müzik tarzına laf atıyor. rock dinleyenler çıkıyor, rap dinleyenlere "müzik mi ya bu.. sırf laftan ibaret. ruh yok" diyor. rap dinleyenler çıkıyor "sırf gürültü, bu ne ya. baş ağrısından başka birşey değil. müzik değil bu" diyor. sonra bu kişiler "müziğe" aşık olduğunu iddaa ediyor. işte bu kişilerin içindeki müzik aşkı değildir benim gözümde. müziğe gerçekten aşık olan bir kişi, hiçbir müzik tarzına laf etmez, saygıyla karşılar. beğenmiyorsa, güzelce beğenmediğini, o tarzı dinlemediğini söyler ama yine de o müziği yapanlara saygı duyar ve susar.

    ben aşığım müziğe. gerçekten aşığım. müziksiz bir hayatı düşünemiyorum bile. neden ben aşık olduğumu iddaa ediyorum ? çünkü hiç bir şekilde ayırmıyorum müziği. farklı türler olsalar bile kalbimde birleşiyorlar onlar benim. bir nile -meshuggah'ın ardından bone thugs n harmony ardından da bir the beatles yada vega veya dmx dinliyorum. müzik dinliyorum. metal - rnb - pop - rock - indie değil, müzik dinliyorum ben. o yüzden de rahatlıkla müziğe aşığım diyebiliyorum.
  • bu aşkı barındıran kişiler, çok sevdiği o müzik çaldığında, dünyadan soyutlanır, tüyleri diken diken olur, ağlayan da olabilir. (bkz: müziğin vücuda etkisi)
  • onsuz hayat hatadir
  • "kötü müzikten* nefret edin ama onu küçümsemeyin. kötü müzik iyi müzikten çok daha fazla ve çok daha tutkulu biçimde çalınıp söylendikçe, gitgide iyi müzikten çok daha fazla düş ve gözyaşıyla dolmuştur. ona bu yüzden saygı duyun. sanat tarihinde yeri olmadığı halde toplumların duygusal tarihinde muazzam bir yer kaplar. kötü müzik aşkı demiyorum, ama saygısı, yalnızca zevk sahibi olmanın hayırseverliği ya da şüpheciliği diyebileceğimiz şeyin bir şekli olmakla kalmaz, aynı zamanda müziğin önemli toplumsal rolünün de bilincidir. bir sanatçının gözünde hiçbir değeri olmayan kimbilir kaç ezgi, romantik gençler ve sevdalı genç kızlar güruhunun seçme sırdaşları arasında yer alır. (...) kullanılmaktan aşınmış bir kötü romanslar kitabı bizi bir mezarlık ya da köy gibi etkilemelidir. evlerin bir üslubu yokmuş, mezarlar zevksiz yazılarla süslerin arasında kaybolmuş, ne gam!" marcel proust - les plaisirs et les jours (kötü müziğe övgü yazısından)

    (bkz: sanat aşkıyla yanıp tutuşmak)
    (bkz: sinema aşkı)
    (bkz: motor aşkı)
hesabın var mı? giriş yap