• orlando figes tarafından kaleme alınmış, rusya'nın kültürel tarihini akıcı bir dille anlatan, tarihsel bilgileri keyifle okumanızı sağlayan bir kitap.

    financial times gazetesi kitapla ilgili şu yorumda bulunmuş: "modern rus tarihçilerinin büyük hikayecisinden bir yetenek gösterisi... figes serf haremlerini, hanedanları, politbüroları, hovardaları, köylüleri, sefihleri, film yapımcılarını, yazarları, bestekarları, şairleri, çarları ve zorbaları harekete geçiriyor... fevkalade, gösterişli ve ustaca..."
  • rus kültür tarihini, siyasi tarih akışı içinde inceleyen en kapsamlı ve okunabilir kitap. tarihi arka plana koyarak, rus sanatındaki imgeler üzerinden kültürel bir resital sunuyor yazar okuyucularına. edebiyattan resme, müzikten heykele kadar değinilmeyen alan yok.

    ilgilenenlere hiddetle önerilir.
  • rus tarihine ve kültürüne tolstoy'un savaş ve barış eserinde ki ana karakter natasha rostova'nin romanda dans ettiği bölümden esinlenerek bu ismi veren yazar, 700+ sayfalık eserde geniş bir perspektiften rusyaya bakıyor. ingiliz yazar (bkz: orlando figes) in ana temasi daha çok aristokrat rus aileler,(seremetyevler, stragonofflar) büyük petro ve sonraki dönem, 1812 çocukları, dekabristler, serflik ve serflerin zorlu yaşamı, rus ailesinde eğitim, yemek, dans, müzik, opera kültürü, resim, heykel gibi alanlarda yoğunlaşmış. ayrıca bol bol puşkin, tolstoy, turgenyev, goncarov gibi yazarların da romanlarını ya da şiirlerini yazma aşamasındaki olaylar vurgulanarak anlatılmış. rus edebiyatı ve tarihi severlere kesinlikle tavsiye ederim.
  • benim için altın madeni niteliğinde olan bir kitap. baş ucumda tutuyorum hep. çok çok kıymetli bir çalışma. alana şu kadar katkım olsa gözüm açık gitmem gerçekten.
  • ingiliz tarihçi orlando figes'in rusya'nın tarihini sanatsal çalışmalardan ilhamla, sanatçılara ve eserlerine bolca atıf yaparak anlattığı sürükleyici anlatısı.

    yabancı kaynaklarda hakkında yapılan eleştirilerde bilhassa 17.-19. yüzyıl arası klasik dönemin anlatıldığı bölümler başarılı bulunmuş. buna karşın ekim devrimi sonrasının anlatıldığı bölümler, figes'in üslubuna da sirayet ettiği görülen muhafazakar ve anti-bolşevik tutumundan dolayı pek çok yerde eleştirilmiş. doğrusu burada yazarın neredeyse tamamen, devrim ve devrimle beraber başlayan tahakküme dayalı yeni kültür inşasının yarattığı olumsuz durumlara ve baskı ortamıyla özellikle avangart ya da bireysel sesi olan entelektüellerin yaşadıkları zorluklara ağırlık verdiği görülüyor. yani sovyet döneminin kültürel tarihini yalnızca baskılara, dayatmalara ve mezalime dayalı politik motivasyonların güdümünden yansıyanlara bakarak öğrenmek taraflılığıyla yaklaşıyor. ancak ben figes'in edebiyat, sinema, müzik ve tiyatroya ağırlık vermesini ve o dönemi, muhaliflikleri yüzünden sıkıntı yaşayan ahmatova, meyerhold, eisenstein, şostakoviç, zamyatin, platonov gibi pek çok sanatçının kişisel serüvenleri üzerinden okumasını, ayrıntı ve anekdotlara düşkünlüğünden dolayı sevdim. bu durum kendi terazisini nasıl konumlandıracağı yönünden okuru da teşvik ediyor. ayrıca karşı cepheden biri olması, kaynaklarıyla birlikte verdiği bilgilerin yanlış olduğunu değil, sadece konumu ve derecesi gereği farklı bir perspektif duyarlılığına sahip olduğunu gösterir. bu açıdan yargılamıyorum sadece durumu tespit ediyorum.

    figes, devrimle beraber geçmiş kültürün tasfiye edilip yerine işçi ve çalışanların egemenliğindeki proletkült'ün inşa edilmesini açıkça eleştirir. devrime muhalif ya da gerektiği kadar (partinin koyduğu sınırlar çerçevesinde) bağlı olmayanlara yönelik başlatılan cadı avının, kolektivizm tahakkümlüğünün ve ilkeli sosyalizm seferberliğinin giderek entelektüellere karşı bir dayatma ve özgürlükleri baskılama rejimine dönüştürüldüğü belirtir.

    figes, devrim ideolojisinin uygulanabilir öğretilerinin kaynağını, marksizmden çok rus köylü-halk zihniyetinde zaten mevcut olan geleneksel hıristiyanlık erdemine (fakirliğin, haksız kazancın, sosyal adaletin fazileti anlayışı) bağlıyor. (haklılığı olmakla beraber biraz zorlama bir bakış açısı.)
hesabın var mı? giriş yap