• yoktur.
  • neşet ertaş'ın müziğini beğenmek zorunda değil kimse. sadece müzik konusunda bir daha o insanla konuşmam.

    ancak neşet ertaş'ı insan olarak beğenmiyorsa. ben o kişiyle bir daha hiç konuşmam.
  • valla maganda savunucularina bakarsak iyi ki de begenmiyormusum dedirten zorunluluk.
  • ilk entryisini göremediğim başlık. pazar sabahı anama daha seksli nasıl sövdürürüm diyen bir ergenin denemeleri vol bilmem kaç. adamı sandalyeye bağladık zorla garibi dinlettik sanki. şahane tespitlerini okuyamadığım için daha da yazmadan; annesinin ellerinden öpüyorum. bu doğurmayıp, sıçtığıyla o da mutludur umarım.
  • hic rakı masasın da dinlemediği icin konuşuyor veyahut kavuşmamayı bilmiyor.

    hâlbuki bi ayrılık yaşasan bi kavuşamasan anlarsın neşet ertaş'ın neşe-dert-aşk olduğunu.
  • cenazesinin cem evinden kalkmaması, benim için beğenmeme zorunluluğunu doğurmuştur. yaşadığın süre içerisinde aslına uygun davranmadın bari öldüğünde davranaydın usta.
  • evet yoktur, ama kimseye de hakkında aklına geleni söyleme hakkı vermez.
    çünkü o garibim can yakıp gönül kırmadım demiştir. siz de kırmamalısınız, yakmamalısınız.

    "olgun olmayan, ham meyve gibidir aklına geleni konuşur"
  • aslına bakarsanız iyi ki beğenmiyorsunuz. popüler ne varsa hızla tükettiğiniz için beğenmemenizi de tercih ederim. volkan konak kazı koyuncunun ölümüne kadar kendi halinde 3-5 kasedi olan, güzel türküler söyleyen bir adamdı. kendi halimzde dinler giderdik efulim, feriğim falan. kazım koyuncu öldü en önce "kardeşim öldü" diye ortalığa düşen volkan konak. ardında gencecik öldü diye ortalığa düşenler, kazım koyuncu adını öldüğü gün duyanların saçma sapan empozeleri. volkan konağın o şiir okuyamayan halleri ile kendi popülaritesini yaratması sonrası olanlar ortada zaten. kazım'ı ölmeden de dinliyorduk şimdi de dinliyoruz arada şu fark oldu artık volkan konak dinlemiyorum ben mesela. mahsuni ölünce ortalığa dökülen, türkülerini dinlemeye başlayanlar da ha keza kazım ölünce kazım dinlemeye başlayanlar kadar iticiydi. neşet ölünce neşet dinleyenler de öyle.

    demem o ki çekirge gibisiniz zaten. nerede o gün için popüler bir şey var oradasınız. tükettiğiniz an yeni bir tüketilecek şeye yol alıyor, ardınızda bıraktıklarınızı da tükettiğiniz hızla yok ediyorsunuz.

    neşet abdallık geleneğinin son en iyi icracısıydı. neşet sevilmez zaten, bozkır çocuğuysanız (iç anadoluda ankaranın batısında bir yer ora) yaşanır neşet. bozkır çocuğu değilseniz de pek anlamazsınız derdinden. bilmiyorum belki bizim ki çocukluk alışkanlığı. çocukluğundan beri neredesin sen, gönül dağı dinleyen adam neşet ertaşı sevmez zaten. hep aradığı, bulamadığı birini sever, o sevdiğini ararken de neşet ona eşlik eder.

    durum bundan ibaret.

    bunu da buraya yazayım dursun şurada; kahrolsun pazar mesaileri ve ödenmeyen ücretleri.
  • bir hemşerisi olarak sanatını çok severim. pekçok sanatçının unutulacağı gerçrği varken onun sanatı topluma işlemiştir.
  • yalan dünya bunu dinleyipte zorunluluk kelimesinin ne de yavan kalacağını düşündüğüm büyük ses
hesabın var mı? giriş yap