• ozellikle kucuk yaslarda ebeveynimizden cok sik duydugumuz sinir edici uyari. ilerki yaslarda ayni amacla yari saka olarak arkadaslara karsi kullanildigi olur.
  • zaman zaman cocuklardan da agzindan duyulur bu laf. zamaninda bu uyariyi oldukca sik almis cocuk, aslinda bu uyariyi yapmis olmak icin yapan ana babanin agzindan mutlaka bir "ne" duyacagi icin yeri geldiginde kendine yapilan bu uyariyi ana babasina yapmak icin bir an bile tereddut etmeyecektir.

    (bkz: hi denmez efendim denir)
  • nezaket kuralı hatırlatıcı ebeveyn cümleciği... "efendim" kelimesinin anlamını insana sorgulatan uyarı...
    (ne demek "efendim"? yani, benim efendimsin, ne emrediyorsun gibi bir şey mi bu acaba sorunsalı yaratan cümle öbeği...)
  • kucukken anneannemden sikca duydugum cumle..
    (bkz: entry yazarken his yapmak)
  • sosyo-ekonomik duzey, cografi konum dinlemeden turkiyenin her bucaginda ailelerin dilbirligi etmiscesine korpe dimaglara asiladiklari adap-edep ogretisi... kaliplasma(!) konusunda mr and mrs brown'la kapisir,selam eder gecer gider hatta...

    (bkz: mr and mrs brown went to the seaside)
  • cocukken sadece annemin agabeyim ve beni gicik etmek icin soyledigini dusundugum ancak yillar sonra genelde turk annelerin cogunun kullandigini gordugum, ileride cocugum oldugu taktirde ona da aliskanliktan soylemekten korktugum kelime obegi.
  • şu şekilde gelişmesi beklenir:

    -x!
    -ne?
    -ne denmez efendim denir.
    -...

    konuştuğu dile hakim olmayanların kullanageldiği cümlelerden biridir. cümleyi kuran -ki yazı boyunca kendisinden y diye söz edilecektir- seslendiği kişinin -ki bu kişi de x olarak refere edilecektir- dikkatini çekmeye çalışmaktan başka bir şey yapmamıştır başta: kısaca ismini söylemiştir. bu durumda nasıl bir olgu/olayla karşı karşıya olduğunu bilmeyen x'in "ne?" soru sözcüğüyle y'yi cevaplamasından daha doğal ne olabilir? x kendince tüm olasılıkları kapsayacak, optimum bir cevap vermiştir. y ise "ay ben çok derinim neler de biliyorum" havasında başlığa konu olan cevabı vererek, yüzeyselin daniskası olduğunu açık ediverir...

    oysa mis gibi "ne", ismin yerini tutan ne sorusu, yalın haliyle kullanılmakla kalmaz ismin her hal ekini alır yepyeni görünümlere bürünür:
    ne+i neyi
    ne+e neye
    ne+de nerde (nerede)
    ne+den neden

    orada dilin doğası gereği söylenilmesi gereken sözcük varken, y'nin atalarının yaratageldiği dilin birikimsel/gelişimsel çarpıklığının yine bir y oğlu y tarafından xlere dayatılmasına göz mü yumulacaktır! "yok o olmaz bunu diyeceksin" diye diretildi mi boyun eğilip alakasız "efendim" sözcüğüyle mi cevap verilmelidir y tayfasına?

    burada sorun y ve y benzerlerinin işgüzar sözcüğünün anlamını bilmemelerinden kaynaklanmaktadır kanımca: zira işgüzar olmak için "gereksiz bir şekilde her boka atlayan" olmak gereklilik şartını sağlamakla birlikte, yeterlilik şartını sağlamamaktadır. işgüzar, işgüzarlık yaptığı konuyu biliyor olmalıdır da. (bkz: biliyoruz da konusuyoruz)
    hem bilmeyip hem de konuşana: ya "öğren de gel", ya terk et bağlamında cevap: "ben ana dilimi senden mi öğrencem lavuk!" olur. (işbu lavuk "anne" olunca lavuk denmiyo tabi kendisine, anneciğim deniyor onun yerine...)
    yine de: ismimi çığıran birine efendim diye cevap verirsem bana da x demesinler!
hesabın var mı? giriş yap