orak biçmek

• arka planı, mantığı "ekini orakla biçmek", "ekin biçmek" olan ama kültürden doğal devirle aktarıldığından hiç merak etmeden olduğu gibi alıp kullandığımız biçme, biçim işi. bilmeyen, yabancısı duysa biçilen, kesilen şeyin orak olduğunu sanır.
  
  hilalden başlayıp ilkdördünden geçip (göklük) ayın ondördüne kadar olan büyüyen ay döneminde işe başlamak, "küçülen ay" dönemlerinde ise bitirilecek işlere odaklanmak, mümkünse tarlada yeni işe başlamamak içgüdüsel veya sözlü kültür kalıtı olarak köyde/köylerde hala uygulanmaktadır. ergenlik ve gençliğimdeki kısa tarım yamaklığımdan anımsıyorum. orak biçmek de başlama ilkelerine tabidir, asıl ekim ve dikim işleri.
  
  tahra kullanırken aklıma geldi, biz orak biçerken, işe 15 dakikadan uzun ara vereceğimizde hatta kısacık bile ara versek, buba talimatıyla oraklarımızı ya gölgelik yere bırakmak zorundaydık, ya da en azından güneşin durumuna göre orağın düzlemi ışınlara en dik gelmeyecek şekilde toprağa çakmak. güneş demirci işi orak, tahra gibi aletlere dik ışınla gelirse içindeki suyu uçurur/buharlaştırır ve çiftçi aletinin özelliği kaçar, keskinliği çabuk gider diye. teyit etmiş değilim, hem güçlü şekilde inanıyorum hem de olasılıkla doğru çıkacak, türkler demirci millet; bilebilirler. ben de tahrayı elime alınca birdenbire eskilere ışınlanarak anımsadım. (bkz: tahra/@ibisile)
  
  (bkz: tarlada çalışmak/@ibisile)
  (bkz: ellik/@ibisile)
  (bkz: kol yığması)
  (bkz: eynel)
  (bkz: biçer), orak makinesi
  (bkz: döğersavur), döğer savur
  (bkz: harman dövmek/@ibisile)